Gazi’nin İzmir gezileri

Cumhurbaşkanı, Fahrettin, İzzettin, Ali Hikmet, Mümtaz Paşaları, İzmir Milletvekili Kazım Paşa’yı, İzmir Valisi Kazım Paşa’yı, Salih, Kılıç Ali, Nuri, H. Muhittin ve İzmir Belediye Başkanı Behçet Salih Beyleri kaldığı Naim Palas’a akşam yemeğine davet etmiştir. Yemek sırasında çok neşeli olan Cumhurbaşkanı, Hareket Ordusu, Balkan Harbi, Bingazi, Çanakkale, Kafkaslar ve Milli Mücadele anılarını anlattıktan sonra söz devrimlerle çağdaş medeni dünya içerisinde batılılaşma ve yükselme yollarına gelince:

“Arkadaşlar, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâplar için nurun ve aydının yoluna gideceğiz; hedef hünerimiz cahil kitleyi de nurlandırarak yolumuzda yürümek ve onu esenliğe çıkarmaktır. Cumhuriyetimizi, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak isteğimizi köstekleyecek herhangi bir referanduma gitmek yalnız cehalet değil hıyanet olur. Yüzde sekseni okumaz-yazmaz bırakılmış bir memlekette plebisitle olmaz” şeklinde bir yorum yapmıştır.  

20 Ocak 1923 Gazı· Mustafa Kemal Bı·lecı·k'te

12 Nisan 1934 günü saat 07.00’de yatan Cumhurbaşkanı, saat 15.30’da uyanmıştır. Saat 17.00’de konutundan çıkan Cumhurbaşkanı, Kordon’da yayan yürüyerek, vatandaşların coşkulu tezahüratlarıyla Cumhuriyet meydanına gelmiş, yapılan kendi heykeli ile üzerinde bulunan figürleri incelemiş ve çok duygulanmıştır. 

Daha sonra yeni yapılan Gazi İlkokulu’nu gezen Cumhurbaşkanı, gece, saat: 20.00’de İzmir Palas’ta düzenlenen çocuk balosunu onurlandırmışlardır. Geleceğin büyükleri olan çocuklar, Cumhurbaşkanı’na candan sevgi gösterilerinde bulunmuş, O da onların oyunlarını ilgiyle izlemiştir. 

Mustafa Kemal Atatu¨rk I·zmit'te o¨gˆrencileri selamlarken. (01.07.1927)

“Balo sırasında ilginç bir olay yaşanmıştır. Öğrencilerden Ali isminde bir çocuk ortaya çıkar ancak heyecandan bocalar ve konuşamaz. Daha sonra küçük Ali coşar, kendinden geçer ve kollarını Atatürk’e doğru uzatarak içten gelen bir sesle haykırarak:

‘Senin adını andıkça, senin resmine baktıkça, seni karşımda görünce damarlarımda bir şeylerin kaynadığını duyuyorum. Ah, seni doya doya öpmek istiyorum.’

‘Öyleyse gel’ der.

Ali koşar boynuna atılır… Diğer çocuklar dururlar mı? 

Onlarda koşarlar Öperler… Öperler… Öperler…  

İşte Atatürk, ülkenin tüm çocuklarının babası... O, kurduğu cumhuriyeti, gönül rahatlığıyla Türk çocuklarına ve gençlerine emanet etmiştir. O, onlara güvendi, onlarda ona layık olduğunu her zaman gösterdi. 

26 Şubat 2023

Ahmet Gürel

Atatürk Araştırmacısı