Ege'nin ormanları maden kıskacında

24 ilde verilen 20 bin maden ruhsatının bulunduğu bölgeler araştırıldı. Çanakkale, Balıkesir, Muğla, Kütahya ve Uşak’ta ruhsat verilen alanların yaklaşık yüzde 63’ü tarım arazisi ve meralar üzerinde yer alıyor.

Erman Şentürk

İzmir, Balıkesir, Çanakkale ve Muğla’da yıllardır art arda verilen maden arama ruhsatları ve diğer maden izinleri hem geleceğimizi hem de doğayı tehdit etmeye devam ediyor. Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, araştırmasında ülke genelinde 748 bin hektardan fazla alanının orman vasfından çıkarılarak çeşitli amaçlarla kullanıma açıldığını duyurdu. Meslek odası, İzmir’de 30 bin hektarlık alanın orman vasfından çıkartıldığına ve 2 bin hektarlık ormana ise maden izni verildiğine dikkat çekti. Kaz Dağları’nın yüzde 79’u, Muğla’da ise milli park alanlarının yüzde 85’i maden kıskacında.

TEMA Vakfı’nın yaptığı araştırmada, ülke genelindeki orman alanlarının yüzde 58’lik bölümüne maden ruhsatı verilmiş durumda. TEMA Vakfı ise Ege Bölgesi’ndeki maden tehdidini çarpıcı rakamlarla gözler önüne serdi. Raporda, Çanakkale ve Balıkesir sınırlarında kalan Kaz Dağları’nda 1634 ayrı maden ruhsatı verildiğine ve ormanların yüzde 79’luk bölümünün tehdit altında olduğu açıklandı. Yine rapora göre, geçen yaz meydana gelen orman yangınlarıyla birlikte toplam orman alanı yüzde 68’den yüzde 60’a düşen Muğla ilinde ise 1449 maden ruhsatı verilmiş. Muğla’da yer alan milli parkların yüzde 85’i maden alanı olarak işaretlenirken kentin toplam yüz ölçümünün yüzde 59’u maden sahası. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre ise Ege Bölgesi, madencilik faaliyetlerine açılan orman arazileri bakımından üçüncü sırada yer alıyor.

YAŞAM ALANLARI TEHDİT ALTINDA

İDA Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Akgül: TEMA’nın yayımladığı rakamlar bilimsel ve gerçekliği tartışılmayacak veriler. Bu bizim karşı karşıya kaldığımız tehdidi kaçınılmaz şekilde gösteriyor. Raporda bahsi geçen bölge sadece Çanakkale değil, bir yanda Balıkesir’i, diğer yanda İzmir’in kuzeyine kadar giden oldukça geniş bir alanı kapsıyor. Bu madenlerin kapladığı alanı topladığınız zaman zaten geriye Kaz Dağları diye bir şey kalmıyor. Ya madenleri ya da geleceğimizi altına teslim edeceğiz. Çanakkale’de sadece aynı bölgede, 10’ar kilometre arayla çalışmaya devam eden üç tane, dört tane maden ocağı projesi var. Bunlardan fazla açılması planlanan da onlarca tesis var. Madenler için seçilen ormanlarımız, su kaynaklarımız, havamız geri gelmiyor. Sadece bu bölgede yetişen endemik bitki türleri tehdit altında. İnsanların yaşam alanları tehdit altında. Tarımımız, geleceğimiz tehdit altında. Açılmış olan onca dava var, doğa için tüm halk ile birlikte mücadele ediyoruz ama madenlerin sonu gelmiyor. Biz bu mücadelenin peşini bırakmayacağız, yılmayacağız, teslim olmayacağız.

ORMAN ALANLARI DIŞINDA MADEN YOK MU?

Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Sabahattin Bilge: İzmir’de 30 bin hektarlık orman alanı çeşitli izinlere konu olurken iki bin hektar ormanımıza ise maden ocağı izni verildi. Madencilik faaliyetlerine açılan ormanlarımızın geri kazanımı ya mümkün olmuyor ya da çok zor oluyor. Yapılan rehabilitasyon faaliyetleri her zaman işe yaramayabiliyor. Sadece kömür ocaklarından kalan alanlarda toprak daha verimli olduğu için rehabilitasyon işe yarayabilir. Ancak taş ocakları, mermer ocakları ve diğer madenlerden kalan alanların geri kazanımı fiilen mümkün değil. Madenleri durduramayız böyle bir şey söz konusu değil. Bir yerde kaçınılmaz ve zorunlu ihtiyaç varsa elbet maden ocağı yapılacaktır, fedakârlık yapılabilir. Ülkemizde maden açılacağı zaman o alanın üstünde ne var ne yoksa, yeşil örtü, doğa dokusu kazılıp atılıyor. Masraftan kaçınarak, daha kolay maden çıkarabilmek adına doğayı tahrip ediyoruz. Oradaki maden rezervini çıkartmak için doğanın gözünün yaşına bakmıyoruz. Sonra rehabilitasyonla aynı alan kurtarılmaya çalışılıyor. Ülkemizde orman alanları dışında maden yok mu? Ormanlarda artık üstün kamu yararı gözetilmesi şarttır.