19 Mayıs ve Atatürk’ün gençliği

KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

19 Mayıs Atatürk’ü anma, Gençlik ve Spor Bayramını gençlere armağan eden Atatürk; “Umudum Gençlerdedir” demiştir. Atatürk’ün, manevi evlatlarını Türk gençliğine örnek olarak yetiştirirken, onları kısa da olarak anmak istiyorum.

Mustafa Mecdi Bey’den aldığımız bilgilere göre, Atatürk, gençliğinden beri, kız, erkek dokuz çocuğu evlatlık edinmiştir.

Bunlardan ilki, Birinci Dünya Savaşı esnasında Van’da bulunurken kimsesiz ve muhtaç olduğunu görerek beraberinde alıp İstanbul’a getirdiği sekiz yaşındaki Abdürrahim adındaki çocuktur ki, Akaretler’deki evlerinde annesi Zübeyde Hanım’ın yanında bırakmış, zaferden sonra da Ankara’ya göndererek sanayi mektebinde okutup bir meslek sahibi etmiştir.

İkincisi, yine genel savaşta, Bitlis geri çekilmesi sırasında kendisine sığınan, altı yedi yaşlarında Afife adlı bir yetim kızdır ki, o karışıklıkta karargâhına katarak, gerilere kadar getirip, İstanbul’da, evlerine göndermiş, okutmuş, büyütmüş, terbiye etmiş, sonra evlendirerek İzmir’e yollamıştır.

Manevi· kızı Nebi·le Hanım'ın du¨gˆu¨nu¨nde 17 Ocak 1929

Bundan sonra; Latife Hanım’la evliliklerinden sonra, İstanbul’a gelişlerinde, Kâğıthane’deki Yetimler Yurdu’ndan aldıkları Zehra adındaki evlatlığı bir süre Çankaya Köşkü’nde alıkoyduktan sonra, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ne vermiş, oradan Almanya’ya tahsile göndermiştir.

Bu sırada Konya taraflarında geziye çıkan Atatürk, orada acıklı hali kendisine anlatılan Rukiye adındaki kızcağızı, Ankara’ya getirterek Çankaya Köşkü’ne misafir etmiş, uzun bir zaman öğrenim ve terbiyesine de titizlikle durduktan sonra, uygun gördüğü değerli bir jandarma yüzbaşısıyla evlendirmiş, düğünlerini de görkemli bir şekilde Ankara Palas’ta yaptırmıştır.

Fakat asıl görkemli denebilecek derece muhteşem düğün, Atatürk’ün yine Arnavutköy Amerikan Koleji’nde okuttuktan sonra, tanınmış hariciyecilerden biriyle evlendirdiği manevi evladı Nebile’nin, yine Ankara Palas’ın salonlarında yapılan düğünüdür.

Nebile, Beylerbeyliydi. Kimsesiz, zeki bir kız olduğu Cevat Abbas Bey tarafından haber alınarak, Atatürk’ün himayesi rica edilmiş ve bu suretle evlatlık olmuştu. Uzunca boylu, sarışın ve zarif bir kız olan Nebile, bir aralık, Serbest Fırka zamanında politikaya da heveslenmiş, hatta o esnada aynı fırkaya katılan Atatürk’ün hemşiresi Makbule Hanım’la aralarında Atatürk’ün müdahalesini gerektirecek derecede- anlaşmazlıklar, çekişmeler de olmuştu. Fakat kocasıyla Viyana’ya gittikten bir süre sonra, gözlerine arız olan hastalık, bütün ihtimamlara, tedavilere rağmen, artarak iyileşmez bir hale gelmiş ve bu sırada da kocasından ayrılmıştır.

Atatürk’ün vefatından sonra, İsmet İnönü’nün himayesine mazhar olan Nebile, çok geçmeden hayata veda etmişti.

Bayan Sabiha Gökçen’e gelince: Atatürk, kendisini bir Bursa seyahati esnasında tanımıştı. Çanakkale’de şehit olan bir subayın karısı olan ablasının yeni kocasıyla birlikte oturdukları Bursa’daki Hünkâr Köşkü’nü ziyaretleri sırasında, kendisine takdim edilen küçük Sabiha, her hal ve tavrı ve özellikle zekâsıyla, Atatürk’ün dikkatini çekmiş ve böylece, büyük Önder’in iltifat ve himayesine mazhar olmuş, nihayet yine bizzat Atatürk’ün teşvikiyle havacılığa katılmış, ilk Türk kadın pilotu olmak şerefini kazanmıştır. Atatürk, manevi evlatları arasında bilhassa Sabiha Gökçen’le iftihar ederdi. Işıklar onlarla olsun.

06 Mayıs 2024

Ahmet Gürel

ADD Genel Başkan Baş Danışmanı