Gençler Cumhuriyeti anlattı
Cumhuriyet Gazetesi olarak biz sorduk gençler Cumhuriyeti anlattı...
cumhuriyet.com.trCumhuriyetimizin 100. yılında gençlere "Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamak sizin için ne anlama geliyor? En büyük kazanımlarımız sizce nelerdir?" ve "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken hem ülkemiz hem kendiniz için beklentileriniz, hayalleriniz neler?" sorularını sorduk. İşte gençlerden gelen cevaplara...
- Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamak sizin için ne anlama geliyor? En büyük kazanımlarımız sizce nelerdir?"
- Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken hem ülkemiz hem kendiniz için beklentileriniz, hayalleriniz neler?
Kardelen Özdemir: ‘Mücadele edeceğiz’
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Gençlik Birimi üyesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi
1. Cumhuriyetimizin 100. yılında oldukça heyecanlıyım ama bir yandan da düşünceliyim. Atamızın bize emanet ettiği rejimi bu baskıcı politikalar karşısında ne kadar koruyabileceğiz diye. Yıllardır toplum yozlaştırılmaya, Cumhuriyete gölge düşürülmeye çalışılıyor. Aklın ve bilimin öncülüğünde özgür düşünceli demokrat bireyler olarak yetişen bizler var gücümüzle bu yozlaşma karşısında mücadele edeceğiz. Cumhuriyet rejimi sayesinde Türk halkı birbirinden değerli kazanımlar elde etmiştir. Milli Mücadele’nin simgesidir Cumhuriyet. Kara kalpaklıların özgürlük direnişidir. Kadınların varoluş mücadelesinde sesini tüm kıyılara duyurabildiği eşsiz bir şarkıdır Cumhuriyet. Cumhuriyet yönetiminin temelinde laiklik yatar, demokratikleşme sürecinin aydınlık yüzüdür. Geçmişten bu yana kadar verilen özgürlük mücadelesinde ne düşünceyi ne de düşünmeyi yasaklayabilmişlerdir. Unutulmamalıdır ki, çağdaş bir nesil yetişmişse bu, Atatürk’ün dehasının eseridir.
2. Bizim devrimci ve yenilikçi, Atatürk ilkelerine ve inkılaplarına bağlı aydınlarımız, akademisyenlerimiz ve eğitimcilerimiz olduğu müddetçe demokrasiyle güçleneceğiz. Çağdaş gençlik, çağdaş akıl daima var. Asıl dayanışma zamanı bugündür. Asıl bize düşen Cumhuriyeti, Atatürk Cumhuriyetini kurtarmak ve ilelebet payidar kılmaktır. Kadın hakları ve kadın özgürlüğü liberal demokrat ortamlarda gelişir. Otoriter ve muhafazakâr toplumlarda kadın haklarında gerileme görülür. Kadınların ilk defa yurttaş olarak kabul gördüğü, eşitliğe giden yolda önemli bir ilerleme olan bu sistem, eğitim sayesinde daha görünür olmuştur. Bu ülkede cüzzamla, hastalıklarla, eğitime ulaşamayan kız çocuklarına destek olmak için verdiği mücadeleyle unutamayacağımız Türkan Saylan’ın yıllar önce dediği gibi “Her eğitimli kadının bu Cumhuriyete bir borcu vardır.” Borcumuz var, gerici zihniyete karşı sürdüreceğimiz akıl ve bilimin yolunda çağdaş bir nesil için borcumuz var.
Hamza Kaya: ‘Mucize yaratacağız’
ÇYDD Gençlik Birimi üyesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği öğrencisi
1. Zaman zaman umutsuzluğa düştüğümüz anlar yaşasak da Cumhuriyete her zaman borçlu olduğumuzun farkındalığıyla aydınlığa inancımızı hiçbir zaman ve hiçbir koşulda yitiremeyiz. Çünkü her koşulda mücadele etmeyi bize ulu önderimiz öğretmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’un sonunda da yer alan Gençliğe Hitabesi’nde bunu bize vasiyet etmiştir. Atatu¨rk ilke ve devrimlerine bağlı kalarak Cumhuriyetin kazanımlarını korumayı her zaman görevimiz bilerek gericiliğe, karanlığa ve bağımsızlığımızı tehdit eden her türlü güce karşı mücadelemizi son nefesimize kadar sürdüreceğimizi biliyorum. Her türlü olumsuzluğa karşın cumhuriyet meşalesini elinde taşıyan gençlerin gelecek kuşakları da aydınlatmaya devam edeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
2. İkinci yüzyıla girerken ne yazık ki cumhuriyet kavramının içinin her geçen gün daha çok boşaltılmaya çalışıldığını görüyorum. Laikliğin aradan bir asır geçmesine karşın hâlâ tartışma konusu olması aslında önümüzde daha çok yol olduğunun bir göstergesidir. Geçen bir asırlık süre zarfında demokrasi kültürünün halen oturamamış olması, yargı bağımsızlığı, refah toplumu ve sosyal bir hukuk devleti olmamız için mücadele etmemizin gerekliliği ortadadır. Değişen dünyada kendimize yer edinmek istiyorsak Atatürkçülüğü içselleştirmek mecburiyetindeyiz çünkü Atatürkçülük kavramı dogmatik bir ideoloji değil tam tersi akıl ve bilimle değişmeyi ve gelişmeyi hedefleyen bir çağdaşlaşma modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Mucizeler bekleyince gerçekleşmez mucize istiyorsak kendimiz yaratmalıyız.
Sinem Korkmaz:
TEV Üstün Başarı bursiyeri, TEVİTÖL mezunu ve Koç Üniversitesi Psikoloji ve Sosyoloji çift ana dal 4. sınıf öğrencisi
1. Ölümsüz bir liderin önderliğinde küllerinden doğmuş milletin bağımsızlığı kazanmasının 100. yılını kutladığımız bugünlerde ülkemizde ve dünyada zor dönemler yaşıyoruz. Yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini benimseyen Atatürk’ten aldığımız değerlere sahip çıkma şuurunun verdiği sorumluluk ile bu zor zamanları aydınlatan ve bir asrı deviren Cumhuriyetimizi layıkıyla kutlamak, yaşatmak için biz gençler ne yapmalıyız sorusuna cevaplar arıyorum. Bu noktada edindiğim bir farkındalığı bu soruya istinaden paylaşmak isterim: 1919’dan başlayarak kurucu kadronun omuzlarında yükselen ve bizim su¨rdu¨rmek için çalıştığımız 100 yıllık bir tarih, zafer, kutlamaların en değerlileri ve özelleri ile yaşanmalı. Fakat sahip olduğumuz Cumhuriyetin ilmek ilmek dokunulmuş, yaratılmış eserlerinin bizlere hatırlattığı gibi Cumhuriyet’in her gün kutlanılacak, her gün sahip çıkılacak, her gün yaşanacak ve yaşatılacak bir emanet olduğunu unutmamalıyız. Çünkü eğer bugün ben bir kadın olarak eğitim alabiliyor ve sosyal hayatta var olabiliyorsam, her sabah uyandığımda özgür gu¨nlere gözlerimi açıp bayrağımı görebiliyorsam, anadilimi, kültürümü, tarihimi kaybetmeden yaşayabiliyorsam, geçmişime baktığımda gururlanıp gelecek için güç bulabiliyorsam, demokrasi ile halk olarak sesimi başkentte duyurabiliyorsam, aklın ve ilmin izinden giderek laik bir hayat sürebiliyorsam bunların hepsini her şeyin temeli olan Cumhuriyete borçluyum. Bizlere bırakılmış bu kazanımların ve çok daha fazlasının koruyucu ve sürdürücü değeri olan Cumhuriyeti her gün, her an, her yıl daha büyük coşku ve gururla kutlamalıyız çünkü sahip olduğumuz yegâne emanet Cumhuriyet. Cumhuriyetimizin dünü, bugünü ve bizlerle güzelleşecek yarınları kutlu olsun.
2. Cumhuriyet, Atatürk genci olarak şunu söyleyebilirim ki Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı, yarınları ve onun ilelebet payidar kalmasını sağlayacak olan biz gençleriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihe kıyasla kısa fakat gururlu geçmişine baktığımızda az zamanda büyük işler başarmış bir milletin torunları olduğumuz aşikâr olsa da hâlâ yapılacak çok işimiz, yürünecek çok yolumuz var. Bu ülkenin kurucusunun biz gençlere söylediklerine kulak verdiğimizde ise yapacaklarımıza dair yürüyeceğimiz bu yol aydınlanmaktadır: Çalışmak. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için durmadan, yılmadan, bıkmadan çalışmak başta kendime, sonrasında ise büyüklerime, akranlarıma, küçüklerime biçtiğim en büyük sorumluluktur. Bizlerden beklenen, tarihin tanık olduğu en ileri görüşlü liderlerden biri olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından belirtildi. Atatürk “Bütün ümidim gençliktedir” dedi ve Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeyi, Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatmayı biz gençlere görev kıldı. Bu nedenle cumhuriyetin istediği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri olarak dün burada olduğumuz gibi yarın yine Cumhuriyetin bekçileri olarak burada olmaya devam edeceğiz ve Atatürk Türkiye’sini yükselteceğiz. Bu emelde kendimi durmadan geliştirmek, ilerleyen dünya çağında geri kalmayarak bilim üretmek, bu topraklara fayda sağlamak yegâne amacımdır. Bir genç olarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemden, milletimden beklediğim ise bu ülkeyi kurarken sahip olduğumuz milli şuurun unutulmaması, yarınlar için umutsuzluğa kapılmadan çalışılması ve biz gençlere inanılarak yanımızda olunmasıdır.
Agit Elgün: ‘Her şey daha iyi olacak’
TEGV mezunu, bilgisayar mühendisi
1. Cumhuriyetin 100. yılını kutlamak benim için; merak ve heyecan ile dolu olan ilkokul öğrencisi Agit’in kendi mesleğini bulacak imkanı yakalamasıdır. Meraklı Agit, bilgisayar ile ilk defa Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) dersliklerinde tanıştı. Ve ilk işi oradaki bilgisayarın kablolarını çıkarıp takmak, toplu mouse’ların altındaki topu c¸ıkarıp inceleyip nasıl çalıştığını anlamak oldu. Bunları yaparken TEGV gönüllüleri hep yanında oldu. Aldığı bu destek ile beraber derslerine çok çalışıp, ailesine karne hediyesi olarak bilgisayar aldırdı. TEGV sıralarında aldığı özgüven ve merak onun hayatının mesleğini bulmasına yardımcı oldu. Şu an Türkiye’nin en büyük holding bu¨nyesi altında bilgisayar mu¨hendisi olarak c¸alıs¸maktayım. Cumhuriyetimizin en büyük kazanımları arasında ülkemizde hiç imkanı olmayan çocuklara bu imkanların sağlanıp hayatlarını değiştirecek bir yola girmeleri vardır.
2. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken beklentilerim arasında en büyüğü, ülkemizin hayallerine koşabilecek çocuklarına imkan verilmesidir. Bu imkanları elde eden çocukların ilerde ülkemizin refah seviyesini artıracak şekilde çalışması, hatta iş imkanlarını yaratmasıdır. Ben TEGV mezunu ve hayalimdeki meslekle TEGV’de tanışan biri olarak yeni yüzyılımızda her şeyin daha iyi olacağına tüm kalbimle inanıyorum.
Ferhat Arıcan: ‘Emanete sahip çıkacağız’
Olimpiyat madalyalı jimnastikçi
1. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere en büyük armağanı Cumhuriyetimiz 100. yaşını kutluyor. Dile kolay 100 yıl. Kurtuluş Savaşı’nda, güzel ülkemizin bağımsızlığı ve bizlerin geleceği için canlarını hiçe sayarak savaşan, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum. Cumhuriyet, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük emanet. Cumhuriyet, ömrümüz boyunca gururla koruyacağımız bir emanet. Cumhuriyet, yaptığımız her işte kalbimizde Atatürk sevgisini hissetmek demek benim için. Ne mutlu bana ki ülkesini uluslararası platformlarda temsil etme şansı bulan bir sporcu olarak bu mirasa sahip çıkma şansına eriştim. Cumhuriyetimizin yüzyılına cimnastik branşında birçok ilki yaşattım. Önce 2016 yılında Rio’da gerçekleşen olimpiyatlarda, u¨lkemizi cumhuriyet döneminde cimnastikte temsil eden ilk erkek sporcu oldum. Bir sonraki olimpiyatlarda kürsüye çıkarak tarihimizin cimnastik branşındaki ilk olimpiyat madalyasını kazandım. Dileğim daha nice başarılara imza atmak ve gelecekte bizlerin aydınlık geleceği olacak gençlere yol göstermek. Cumhuriyetimizi hep beraber daha ileri taşıyacağız.
2. Cumhuriyetimizin ikinci yüyılında, nasıl ki bundan önce şanlı bayrağımızı en iyi şekilde temsil etmek için çalıştıysak, aynı şekilde hatta daha çok çalışmalıyız. Sanat, bilim, spor, teknoloji... Alan fark etmeksizin eskisinden de çok çalışarak Atamızın en büyük mirası Cumhuriyetimize sahip çıkacağımız, onu her zaman ileriye taşıyacağımız bir yüzyıl olmasını temenni ediyorum.
Aslı Uslu: ‘Eşit haklar en büyük kazanım’
1. Yabancı ülkeler tarafından işgal edilmiş bir ülkeyi yaptığı Kurtuluş Savaşı sonrası silah arkadaşlarıyla beraber kurtaran ve yeni baştan bir devlet kuran, kurduğu bu devleti de Cumhuriyet ile taçlandırdıran Mustafa Kemal Atatürk’e saygımız sonsuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının kutlanması hepimizin üstüne düşen vefa borcudur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde, erkek kadın demeden eşit haklara sahip, özgür insanlar olarak yetişmek ve bu toprakların dünyaca saygınlık kazanmış bir ülke haline gelmesi en büyük kazanımlarımızdandır.
2. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken ülkemiz için beklentilerimiz, ülkemizde huzurun ve refahın devam etmesi, dünyada her bakımdan imrenilecek bir toplum haline gelmek, sanat bilim ve her türlü evrensel alanda hep başı çekmektir.
Kendimiz için ise Atatürk’ün ilke ve inkılaplarının yolundan giderek yaptığımız mesleğin zirvesine çıkmaktır. Genç bir bale sanatçısı adayı olarak en büyük hedefim, Türk balesini dünya sahnelerine taşıyıp ve tanıtıp bale sanatı anlamında da önde gelen ülkeler arasında olmaktır. Şu an ülkemizde özgürce sanatımızı icra edebiliyorsak Atatürk’ün sanata ve sanatçıya verdiği önem ile konservatuvarların açılmasını istemesi sayesindedir. İşte tüm bunlar çalışmak, birbirimize kenetlenmek ve Cumhuriyetimize sahip çıkmakla olur diye düşünüyorum. Milletimizin daha nice yüzyıllar boyunca Cumhuriyet Bayramı kutlaması en büyük hayalimdir.
Arzu Akkurt: ‘100. yıl büyük bir gurur ve mutluluk’
TEGV mezunu, Galatasaray ve futbol kadın milli takımı oyuncusu
1. Cumhuriyetimizin 100. yılı benim için gurur ve mutluluk anlamına geliyor. Kız çocuklarına ilham olmak, özgüvenlerini ve yapabilecekleri şeyleri artırmak ve yapabilecekleri şeylere inanmalarını sağlamak en büyük kazanımlarımızdır. Çünkü insanın inanıp da başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
2. Ülkem için beklentilerim ilk olarak kadınlarımıza verilen değerin artması. Spora, sanata ve eğitime verilen önemin finansal anlamdaki bakış açısından çıkıp bu alanlarda başarıyı getirecek zorlu süreçlerin en doğru ve güzel şekilde planlanması. Bu vizyonla çocuklara yapılacak yatırımın da küçük yaşlarda başlamasının ülkemizin geleceği için çok daha iyi olacağına inanıyorum. Kendim için ise ülkemi güzel yerlerde başarıyla temsil etmek, gururlandırmak en büyük hayalim.
Kumsal Cemre Badem: Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bir önder düşünün... Bir milleti yok olmaktan kurtaran, zorlu savaşlarla bağımsızlık mücadesi vererek bir destan yazan! Ve 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Ankara’da açarak dünyaya gururla egemenliğini duyuran. Üç yıl sonra... Tarih 28 Ekim 1923, o akşam Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü çınlıyordu kulaklarda: “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.” İşte bu kararlı cümlenin üzerinden tam yüzyıl geçti. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutluyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti bizlere bıraktı. Bizler bu emaneti sonsuza dek koruyacağız. O büyük liderin açtığı yolda, gösterdiği hedefe hiç durmadan yürüyeceğiz. Bilimde, sanatta sporda daima ileri taşıyacağız.
Ya Cumhuriyet olmasaydı? Yaşama hakkımız olur muydu? Seçme ve seçilme hakkımız olur muydu? İstediğimiz okulda, istediğimiz bölümde okumayabilir miydik? Yani eğitim hakkımız olur muydu? Bunları hiç düşündünüz mü? Bunların hiçbiri olmazdı. Çünkü milletin kaderi bir kişinin elinde yani padişahın elinde olurdu. Oysa bugün geleceğim için okuyabiliyorsam, seçme ve seçilme hakkına sahipsem tüm bunlar Cumhuriyet sayesinde kazandığım haklardır. Cumhuriyeti ve tüm bu imkânları Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum. Bu borç asla bitmeyecek.
Merhaba ben Kumsal Cemre Badem, 10 yaşındayım, İzmir’de yaşıyorum. Öğrencisi olmaktan çok mutlu olduğum Çakabey Okulları 5. Sınıf öğrencisiyim. Yaklaşık üç yıl önce Uluslararası Matematik Sınavı’nda “Dünya ve Türkiye Matematik Birincisi” oldum. Aynı zamanda iklim aktivisti olarak çeşitli çalışmalarım bulunmakta. Bütün gençlere sesleniyorum: “Hayallerinizin peşinden koşun, istersek yapamayacağımız bir şey yok.”
Ayrıca iklim aktivisti olarak iklim krizine de değinmeden geçemeyeceğim. İklim krizi dünyamızın en büyük sorunlarından biri. Bunun etkilerini ortadan kaldırmak için 2015 yılında Paris İklim Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmanın üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçti. Bu anlaşmayla hedeflenen iklim krizinin etkilerini kademeli olarak azaltmaktı. Ancak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres geçtiğimiz Ağustos ayında “Küresel ısınma döneminin bittiğini artık küresel kaynama çağının başladığını” ifade etti. Yani iklim krizinin etkilerinin daha da arttığını söyledi. Bu duruma dur demek bizim elimizde. Kaybedecek zamanımız yok. Çünkü “Yaşacayacak Başka Bir Dünyamız Yok!” Böyle özel bir günde Cumhuriyetimizin 100. yılında bana düşüncelerimi yazma fırsatı veren Cumhuriyet ailesine teşekkür ediyorum.