Zulüm yok, huzur var
HAYTAP’ın emekli hayvanlar çiftliğindeki at, eşek, koyun, tavuk gibi hayvanlar huzurlu bir yaşamın keyfini sürüyor. Onlar için, bir daha çalışmak, açlık çekmek veya zulüm görmek yok.
Deniz YavaşoğullarıPandemiden önce, yaşam alanı Bursa’da yer alan Her Eve Bir Pati derneğini ziyarete gittiğimde, HAYTAP’ın (Hayvan Hakları Federasyonu) emekli hayvanlar çiftliği, hemen bitişik arazide kurulum aşamasındaydı. Şimdi orası cennet gibi bir yer olmuş. Çiftlikte, kötü koşullardan kurtarılmış at, eşek, inek, koyun, tavuk gibi birçok türden hayvan yer alıyor. Ülkenin dört bir yanından gelen bu hayvanlar, artık huzurlu ve güvende bir ömür geçirecek. HAYTAP’ın Bursa temsilcisi Emre Demir’le Emekli Hayvanlar Çiftliği’ni konuştuk.
- Emekli Hayvanlar Çiftliği, neyi amaçlıyor?
Çiftlik, kedi, köpek dışındaki hayvanları da görünür kılmak amacıyla kuruldu. Sonuçta hayvan dediğimiz, çok sayıda türden oluşan bir topluluk ve onlar da en az kediler, köpekler kadar hissiyata sahip canlılar. Düşünün, bir inek, tıpkı insanoğlu gibi, yavrusunu dokuz ay karnında taşıyor. Biz burada aslında belediyelere örnek olmak ve milyonlar verilip kurulan Hayvanat Bahçelerine karşın, yaşadığımız çağa daha uygun bir alternatif yaratmak istedik.
- Yani bir anlamda belediyeleri teşvik ediyorsunuz....
Tabii. Biz böyle bir alan yaratabiliyorsak, onlar ellerindeki imkanlarla çok daha fazlasını, çok daha geniş kapasitelisini ortaya koyabilir. Genelde belediyeler böyle merkezleri, bir sosyal tesis gözüyle değerlendirmek istiyor, ki buna el veren projeler yapılabilir. İnsanlar gezme amaçlı gelebilir, çocuklarını getirebilir, burada vakit geçirebilir, destek verme amaçlı çalışabilir. Okul gezileri için de çok uygun oluyor.
- Ziyarete gelen okullar oluyor mu?
Dolu... Çok sayıda okul ziyareti oluyor. 80’li-90’lı yıllarda çocuk olan nesil için hayvan sevgisi, hayvanat bahçesi gezmekle çelişmiyordu ama şimdi bunun yanlış olduğunu biliyoruz.
- Arkadaşımın 8 yaşındaki çocuğu, “Hayvanat bahçesi hayvanlar için hapishanedir” diyor. Biz o yaşta, bu bilince sahip değildik...
Evet, yanlış olduğunu biz daha şimdi anlıyoruz. Belki hala birçok aile veya eğitimci, çocuklarının hayvan sevgisini hayvanat bahçesinde edineceğini düşünüyor olabilir. Ancak bu doğru değil, yeni nesil çok değerli. Ve biz de, insanlık bu denli ilerlemişken, geride kalmamak adına, günümüz değerlerine uygun bir örnek sunuyoruz. Özellikle büyükşehir belediyelerinin bunu yapmaları gerektiğini düşünüyoruz.
- Diğer yandan aslında bu bir ihtiyaç... Muhtemelen Türkiye’nin dört bir yanından yardım çağrıları alıyorsunuzdur.
Alıyoruz ve işin kötüsü, bu saatten sonra her talebe de karşılık veremiyoruz çünkü buranın da belli bir kapasitesi var. İşte tam da bu yüzden devlet kurumları, belediyeler böyle merkezler kurmalı diyoruz. Nasıl kedi köpek için var, onlar için de olsun istiyoruz. Gerçekten ihtiyaç var.
- “Emekli” tabiri eleştirilmişti. Bu konuda ne söylersiniz?
Bize göre bütün hayvanlar hayata gözlerini açtıkları andan itibaren emekli. Çalışmalarını normalleştirmiyoruz. Emeklilik kavramını, yaşa bağlı veya ancak bir müddet çalıştıktan sonra hak edilecek bir kavram olarak kullanmadık. Biz, buraya gelen her hayvanın emekli olduğunun altını çiziyoruz. Bu tabir, çiftlikte ne olduğunu daha geniş kitlelere anlatabilmek, vegan veya vejeteryanlığı dahi bilmeyen insanların da aklında bir fikir oluşturmak amaçlı kullanıldı.
- Emre Bey, ben sizin bugüne dek sadece köpeklerle iletişiminize şahit oldum, diğer hayvanlarla durum nasıl? Anlaşabiliyor musunuz ?
Köpeklere kızıyorum, eşeklere, keçilere gidiyorum, bu sefer onlara kızıyorum, köpeklere gidiyorum. (gülüyor) Şaka bir yana, sesimiz rengimiz farklı olabilir ama kalbimiz bir, çok seviyorum hepsini. Bu arada, onlar da köpeklere çok benziyor. Elinizde torbayla gelin, havucu görsünler, hemen heyecanlanıyor, peşinizde koşuşturuyorlar, kuyruk sallıyorlar. Yemek saatlerini, dışarı çıkma saatlerini biliyor ve bekliyorlar. Yavrularını çok iyi tanıyorlar.
- Aralarında, “o başka” dedikleriniz veya daha yakın ilişki kurduklarınız var mı?
Hepsi çok başka. Ama mesela, Zeynep’le, Burak’ı çok seviyorum. Çoğu kişi hatırlar, Haymana’da, yavrusunu köpeklere parçalatmışlardı. Sosyal medyada videosu vardı ve çok tepki almıştı. Yavru öldü, ama annesi Zeynep bize hamile geldi ve burada bir yavrusu daha oldu. Şenay inek ve kızı Damla, onları çok seviyorum, Naz ve Kiraz var sonra... Naz, Manavgat’taki yangından kurtarılmıştı, ölümün kıyısındaydı, tedavisi aylarca Ankara’da sürdü. Tedavi sırasında, doğum yaptı. Şimdi yavrusu Kiraz'la çiftliğimizde çok mutlular.
İnsanlar, Emekli Hayvanlar Çiftliğini hangi günler ziyaret edebilir?
Cumartesi- Pazar, 12.00 ile 17.00 arası ziyarete açığız. Artık bir kafe alanımız da var. Herkesi bekleriz.