Yıl sonu karnesi: 2023’ün en iyi dizileri
2023, Hollywood tarihinin en büyük grevi nedeniyle beklediğimiz dizi ve filmlerin erteleme haberlerinin yanında, COVID sonrası üretim patlamasının etkilerini en çok hissettiğimiz yıl oldu. Netflix’ten, Prime Video’ya, Apple TV’ye... İşte 2023 yılında, dijital platformların en iyi dizileri...
Başak BıçakSuccession: HBO imzalı yapım benim için yalnızca bu yılın değil, tüm zamanların en iyi dizileri listesine girdi! Bizler, “ünlü sahneden” sonra hikâye ne olacak diye düşüneduralım, Roy ailesi, final sezonuyla her birimizi şok etmeyi başardı, olabilecek en iyi finale imza attı. Akıl almaz karakter yapıları ve kusursuz bir drama... Roy ailesini unutmak ne mümkün!
The Beef: Hemen her gün yaşadığımız veya tanık olduğumuz bir trafik kavgası en fazla nereye gidebilir? Çokça karşılaştığımız öyküleme biçimleriyle ölüme mi? Netflix’te yayımlanan “The Beef’in” intikam delisi karakterleri için ölüm hiçbir şey, edilecek onca eziyet varken! Yılın açık ara en eğlenceli, en sürprizli öyküsü bu. Amy ve Danny ile tanıştığınıza pişman olmayacaksınız.
The Bear: The Bear’in geçen yıl yayımlanan ilk sezonu, öylesine pür bir kaostan besleniyordu ki her bölümde Carmen’le birlikte biz de mutfağa girdik. Disney+ yayımlanan ikinci sezonun açılışı haddinden fazla sündürülse de dördüncü bölümde anlatı nefis bir ivme kazandı ve finaliyle bu yılın en iyileri arasına girdi.
The Mandalorian: Dizinin üçüncü sezonu, ilk iki sezonunun yarattığı ünün altında kalmış gibi görünüyor ancak yapım bölünmüş halde yaşayan Mandalore halkı ile Star Wars evrenini genişletmek konusundaki ısrarıyla seyircisinin merakını diri tutmayı başarıyor. Neyse ki yapımcılar artık hikâyenin Baby Yoda’dan daha fazlasına ihtiyacı olduğunun farkında.
Silo: Apple TV’nin en dikkat çeken yapımlarından biri Silo’ydu. Hugh Howey’nin postapokaliptik bilimkurgu serisinden uyarlanan dizi, dünyaya yayılan bir zehir nedeniyle yeraltında yaşamak zorunda kalan Silo halkına odaklanıyor. Ancak öykülemeyi ilgi çekici kılan, bir tür “antlaşma” çerçevesinde Silo halkına söylenen yalanlar...
The Last of Us: Bir video oyunundan uyarlanan dizi, benim için yılın zirvesine yerleşti. Oyunun meraklıları pek tabii anlatıyı ve kurgulanacak dünyayı merak ediyordu ama ben yapımda karşılaştığımız sanat yönetiminin gözlerimi her şeyden fazla kamaştırdığını itiraf etmeliyim. Böylesine güçlü bir dramaya sahip bir öykü ancak bu denli etkileyici anlatılabilirdi.
Dead Ringers: David Cronenberg’in Dead Ringers’ının Prime Video imzalı bu yeniden çevirim dizisi, ilk bakışta Mantle ikizlerinin cinsiyet değiştirdiği bir hikâye gibi görünse de durum öyle değil. Kadın, doğum, annelik, ataerkil yapı gibi bir yığın arketiple sorunu olan ve en çok da kapitalizmin prangaladığı çağdaş tıbbı ürkütücü bir dille resmeden bir dizi bu. Rachel Weisz ise kelimenin tam anlamıyla bir Janus!
Gen V: Başlangıçta bir tür gençlik dizisi izlenimi veren ancak birkaç bölüm sonra alabildiğine kana bulanan “The Boys” yan ürünü “Gen V” bırakın selefini aratmayı, kendi evreninde bile oldukça eğlenceli bir hikâye. Prime Video’daki diziyi önemli kılan bir diğer unsur ise heyecanla beklediğimiz “The Boys” dördüncü sezonunun “Gen V”nin bıraktığı yerden başlayacak olması!
Şahsiyet: 2018’de hayatımıza giren Agah Beyoğlu nihayet geri döndü! II. Fasıl olarak Gain’de yayımlanan dizi, karakterimizin unutmaya çalıştığı, aslında hastalığıyla gerçekten unuttuğu geçmişinin yeni bir intikam hikayesiyle geri dönmesi üzerine kurulu. İlk sezonun başarısına ulaşması zor ancak Haluk Bilginer’i yeniden Agah Beyoğlu olarak izlemeye değer.