Ya her sabah karnı ağrırsa... Okul zili yarın çalacak: Bazı çocuklar evden ayrılmak istemeyecek!
Okullar yarın açılacak. Anasınıfına ve 1. sınıfa başlayacak çocuklardan bazıları evden ayrılmak istemeyecek, her sabah ağlayacak, karnı ağrıyacak, midesi bulanacak. Okula alışma süreci bazen çok zorlu olabiliyor.
Figen AtalayOkul korkusu, okula yeni başlayan çocuklarda görülen bir kaygı bozukluğu ve 1-2 hafta içinde geçmesi bekleniyor. Ancak uzmanlara göre iki hafta geçmesine rağmen devam ediyorsa “okul fobisi” olasılığı da düşünülmeli.
Her yaş grubundaki çocuğun okul fobisiyle farklı şekillerde başa çıkabileceğini söyleyen Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen'in önerileri şöyle:
OKULÖNCESİ DÖNEM (3-5 YAŞ:)
OYUNLA ALIŞTIRIN: Bu yaş grubundaki çocuklar için okul, oyun ve eğlence dolu bir yer olarak tanıtılabilir. Onlara okulda oynayacakları oyunları anlatmak, hatta evde bu oyunları birlikte oynamak, okula karşı olumlu bir algı geliştirmelerine yardımcı olabilir.
GÜVEN VEREN SABAH RUTİNLERİ: Sabahları aynı saatte kalkmak, kahvaltı yapmak ve okula gitmek gibi sabit rutinler oluşturmak, çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlar. Bu düzenli ritüeller, ayrılık kaygısını azaltabilir.
AYRILIK ANKSİYETESİNİ HAFİFLETİN: Çocuğunuzun sizden ayrılmakta zorlandığını fark ediyorsanız okulun ilk günlerinde ona veda ederken kısa ve pozitif olun. "Görüşürüz, seni almaya geleceğim," gibi güven verici cümlelerle vedalaşmak veya "Seni almaya geleceğim, oyunlar seni bekliyor!" gibi cesaret verici sözlerle ayrılmak, ayrılık anksiyetesini azaltabilir.
İLKOKUL DÖNEMİ (6-10 YAŞ):
DUYGULARINI KONUŞTURUN: Bu yaş grubundaki çocuklar duygularını daha iyi ifade edebilirler. Onlara endişelerini ve korkularını anlatmaları için alan tanıyın. "Okulla ilgili seni neler düşündürüyor?" diye sorarak, içlerini dökmelerine yardımcı olun.
SORUNLARI BİRLİKTE ÇÖZÜN: Okulda karşılaştıkları sorunlarla başa çıkmaları için onlara problem çözme becerileri kazandırın. Birlikte çözüm önerileri geliştirmek, onların kendine güvenini artırabilir.
OKUL DIŞINDA KEYİFLİ ETKİNLİKLER: Spor, sanat veya müzik gibi okul dışı etkinliklere katılarak çocuğunuzun sosyal çevresini genişletin. Bu, onların okulu daha sevgi dolu bir yer olarak görmelerini sağlar.
ORTAOKUL DÖNEMİ/GENÇ ERGENLER (11-13 YAŞ):
AKRAN BASKISINI ANLAMAK: Bu yaş grubundaki çocuklar, akran baskısından dolayı okul fobisi geliştirebilirler. Akran ilişkilerini anlamaya çalışın ve onlara sosyal beceriler kazandırmaya yönelik destek verin. "Arkadaşlarınla ilişkilerin nasıl gidiyor?" gibi sorularla sosyal ortamlarını değerlendirebilirsiniz.
OKULDA YAŞANAN ZORLUKLARI ELE ALIN: Akademik veya sosyal zorluklar, bu dönemde okul fobisini tetikleyebilir. Öğretmenleriyle iletişimde kalarak, çocuğunuzun hangi alanlarda desteğe ihtiyaç duyduğunu öğrenin ve gerektiğinde profesyonel yardım almayı düşünün.
DESTEKLEYİCİ BİR AİLE YAKLAŞIMI: Ergenlik dönemi, çocukların bağımsızlık arayışında olduğu bir zamandır. Ancak, sevgi dolu bir aile ortamı, okul fobisini hafifletebilir. Onlara hem bireysel alan tanıyın hem de her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirin.
BUNLARI UNUTMAYIN...
HER ÇOCUĞUN HIZI FARKLIDIR: Çocuğunuzun okulda akademik ya da sosyal zorluklarla karşılaşması normaldir. Önemli olan, onların yanında olduğunuzu ve her adımda desteklediğinizi hissettirmektir. Gerekirse öğretmenlerle konuşarak çocuğunuza nasıl daha iyi destek olabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
ARKADAŞLIKLAR ZAMAN ALABİLİR: Sosyal çevre oluşturmak her çocuk için farklı hızda gerçekleşir. Onları zorlamadan, kendi hızlarında arkadaş edinmelerine izin verin ve destekleyin. Sosyal becerilerini geliştirmek için onları okul dışı etkinliklere de yönlendirebilirsiniz.
DUYGUSAL DALGALANMALARA HAZIR OLUN: Okula başlamak, çocuklar için duygusal açıdan zorlayıcı olabilir. Bazen bir gün harika geçerken, ertesi gün zor olabilir. Bu iniş çıkışlar normaldir. Onlara duygusal destek vererek bu süreci daha kolay atlatmalarına yardımcı olabilirsiniz.
HER ZAMAN DİNLEYİN, DESTEKLEYİN
Hacettepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı'nda görevli uzman psikolojik danışman Fatma Nur Aras Kemer de anne babalara şu önerilerde bulundu:
“Okul çıkışlarında çocuklarla okulda neler yaptıkları, nasıl hissettikleri üzerine konuşmalar yapılabilir. Çocuklar okulla ilgili paylaşımları için teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Çocukların yaşına uygun olacak şekilde bu konular konuşulmalı, yanlış bilgileri düzeltilmeli, bu süreçte yalnız olmayacakları ve ailenin onları destekleyeceği hissettirilmelidir. Ancak bunu çocuğu çok bunaltmadan, araştırmacı-soruşturmacı rolüne girmeden yapmakta fayda var. Eğlenceli sorularla bu bir oyun haline getirilebilir. 'Bugün okulda seni mutlu eden/üzen/kaygılandıran şeyler nelerdi?' gibi başlatıcılar kullanılabilir. Küçük yaş gruplarında karşılıklı konuşmak yerine oyunlar, masallar, kukla gösterimleri, resim çizimleri gibi yöntemler daha etkili olabilir. Çocuğunuzla iletişim kanallarını her zaman açık tutun ki bir sorun olduğunda önce size anlatsın.”
ÖĞRETMEN DEĞİŞMEMELİ
Çocukların özellikle kaygı, korku, üzüntü gibi duygularını anlattıkları zaman anne babaların kabul edici bir tutumla ve sabırla dinlemeleri gerektiğini vurgulayan Kemer, “Bu duyguları normal karşılamalı ve daha iyi hissetmek için neye ihtiyacı olduğu çocuğa sorulmalıdır. Küçük çocuklarda 'ceplerindeki/heybendeki seni rahatsız eden duyguları boşaltalım. Buraya sana iyi gelen duygulardan koyalım' gibi oyunlar oynanabilir.
Yeni okula başlayan çocuğun sabit bir öğretmeninin bulunması olumlu bağlanma açısından oldukça önemlidir. Özellikle anneden ilk defa ayrılan çocuklar için yeniden güvenli bağlanmanın sağlanabilmesi için bağlanma nesnesinin sürekli olması gereklidir” dedi.
Fatma Nur Aras Kemer, tüm bunlara dikkat edilmesine karşın birkaç ay geçmiş olmasına rağmen çocuk hala kaygı belirtilerini fazlasıyla gösteriyor, okula gitmek istemiyor, çok fazla direniyorsa, gece kabusları, diş sıkma, alt ıslatma, parmak emme, tırnak yeme gibi davranışlar başladıysa nedenlerinin araştırılması ve gerekiyorsa bir uzman desteğine başvurulmasını önerdi.