Tutkusunu gerçekleştiren film yapımcısı İlayda Çetinkaya’nın takdir edilesi başarılı öyküsü: Azmin zaferi

Skin filminin yapımcısı İlayda Çetinkaya’nın genç yaşta başlayan ABD serüveni onu Oskar’da yarışmaya kadar ilerletti. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi alan Çetinkaya, kemanla ilgileniyor, hikâye ve şiir yazıyor. “Kendimi bildim bileli bir sanatçı olmak istedim” diyen Çetinkaya’yı yakından tanıyalım.

Sebla Didem Korday

- Film endüstrisine nasıl giriş yaptınız?

Tiyatro okurken fark ettim ki sahne arkasında olmak ve aktörleri yönetmek beni daha mutlu ediyor ve 15 yaşında New York Film Academy’nin Los Angeles’taki film kampına başvurup katıldım. Kariyerimin ilk dönüm noktası kendime güvenip 17 yaşında film okumak için ABD’ye taşınma kararı vermekti. Film izlemek her zaman hayatı gözlemlememe ve anlamama yardımcı oluyordu ama en önemlisi filmlerin sevdiğim bütün sanatların birleşimi olduğunu fark etmemdi: Oyunculuk, müzik, görsel sanatlar, ve insanlarla birlikte bir şeyler üretmek. Kaliforniya'da bir yatılı sanat okulu olan Idyllwild Arts Academy'nin film bölümüne kabul alarak İstanbul Kadıköy Anadolu Lisesi'nden oraya geçiş yaptım. Sonrasında ABD’nin en iyi film okullarından Chapman University'de yönetmenlik ve psikoloji yandalı okudum. Birçok prestijli film festivaline yapımcılık ve yönetmenliğini yaptığım kısa film ve müzik videolarım için davet aldım. Bu yıl ise Amerika'nın en iyi film okulu olan, yüzde 1 kabul oranlı, Amerikan Film Enstitüsü’nün Yapımcılık bölümünden mezun oldum.

Kariyerimin en büyük dönüm noktası “Skin” filmiyle oldu. Skin, akademiden Oscar’ı aldı ve 2024 Oscar’larında “En İyi Canlı Aksiyon Kısa Filmi” kategorisinde yarıştı.  

- Filmin konsepti ve hikâyesi nedir? Biraz anlatır mısınız?

Skin, kimliğin ve özbenliğin bulunmasına ilişkin şiirsel ve görsel bir anlatı. Dışsal yolculuğun ötesinde Skin, insan deneyiminin özüne ilişkindir, kimliğin anlaşılır bir keşfi haline gelir. Filmdeki karakterin cildinin soyulması ve eriyen buz dünyası da aslında karakterin özbenliğine dönüşünün görselleştirilmesi. Filmimizdeki diyalog eksikliği, Skin'in evrenselliğini artırır.

- "Skin" filmindeki rolünüz / göreviniz nedir?

Filmin tek yapımcısı olarak hikâyenin geliştirilmesinden, oyuncuların seçiminden, odaların inşaatından, ekibin seçimi, kâğıt evrak işlerine kadar her rolün liderliğini yaptım. Heyecan verici kapsamına ve istek hazırlığına karşın, filmin senaryo yazarı, yönetmeni ve aynı zamanda kameramanı olan Leo Behrens’in, Skin’i hayata getirebileceğine inandım ve bu süreçte Leo ve yetenekli sanat yönetmenimiz için destekleyici bir ortam yaratmak unutulmazdı.

- Student Academy Awards'da Altın Ödül kazanmak nasıl bir duygu? Bu tür ödüllerin kariyerine etkisi nedir?

Akademi tarafından ödüllendirilmek gerçekten büyük bir onur. Bu sayede bir çok film endüstrisindeki profesyoneller ile tanışmamıza vesile oldu, birçok iş fırsatı için kapılar açtı. Oscar'lar için oy kullanan aynı akademi üyeleri filmimizi izledi ve binlerce film arasından Skin’i seçtiler. Kısa filmlerin Oscar’lara başvurabilmek için ya sinemalarda oynatılması ya da belirli büyük festivallerden veya akademiden ödül alması gerekiyor. Bu sayede Oscar 2024 için yarışma hakkı kazandık.

- İlham aldığınız yönetmenler veya sanatçılar var mı?

İşlerini örnek aldığım yabancı çok yazar ve yönetmen var ama metin analiz yeteneğimi ve sürükleyici karakterler yaratabilmeyi Türk yazarlarına borçluyum. Rahmetli dedem, Abdullah Adım, edebiyat öğretmeniydi, bana okuma yazma öğrenmeden şiirler ve maniler öğretti. Onun kütüphanesinden birçok kitap okudum. Edebiyat kültürümüzün zenginliğinin bugünkü işlerime çok şey kattığına inanıyorum. Okuduğum tüm yazarların eserleri bana hâlâ senaryoları analiz ederken yol gösteriyor.

- Film yapımına ilgi duyan gençlere ne tür tavsiyelerde bulunursunuz? Kendi projelerini gerçekleştirmek isteyenleri yönlendirebileceğiniz ipuçları var mı?

Film endüstrisinde ve gittiğim her okulda herkesin söylediği en önemli şey, bu sektörün ilişkiler üzerine kurulu olduğu. Film ve dizi yapmak çok işbirliği gerektiriyor, ve yetenekli insan çok fazla. Bu yüzden insanlar sizinle günde on iki, on beş saat sette ve çekim öncesi ve sonrasında zaman geçirmek istiyor. Daha çok bu önemseniyor. Liderlik ve iletişim becerilerinizi geliştirmek, işinizde iyi olmak kadar önemli bu sektörde. Ayrıca, bu yolculuğum sürecinde, herhangi bir alanda sanatçı olabilmek için insanın kendini tanımasının çok önemli olduğunu fark ettim. Yazar, yönetmen, veya yapımcı olarak güçlü yönlerinizi anlamak ve bir projeyi hayata getirebilmek için neden doğru kişi olduğunuzu açıklayabilmeniz gerekir. “Hayır” ve “Maalesef” gibi ret edilişleri sıkça duymaya hazır olun. Kendinize ve sanatınıza güveniniz sonsuzsa, hiçbir ret sizin ümidinizi kaybettirmez aksine, daha da motive eder.

- Film yapımındaki kişisel deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz? İşinizde karşılaştığınız en öğretici an nedir?

Film endüstrisiyle hiçbir bağlantım veya tanıdığım olmadan genç yaşta Amerika’ya gelmek bir hayat dersi oldu. Birçok ret yedim ve insanların bana vermediği şansı kendime sağlamak için daha da çok çalıştım. Kariyer hedeflerime tutunmamı sağlayan öğüt şuydu: “Eğer bir alanda iyi olmak istiyorsan, disiplinli çalışman ve gelişmen gerekir. Hiç bir ressam, yönetmen, veya dansçı bizim sahnede, televizyonda, veya galeride gördüğümüz başarı ile doğmadı. Başarılı herkes, hayatını sevdiği işe adayarak, yanılarak, düşerek ve her seferinde tekrar deneyerek olduğu yere geldi.” Sadece kariyer için değil, insan her alanda (mutlu bir aile kurmak, anne olmak, sağlıklı olmak) aktif olup istediği şeyin peşinde koşmalı.