Tehcir: Soykırım iddialarına yanıtlar V
Osmanlı sınırları içinde yaşayan Ermenilerin tehciri hangi şartlara göre düzenlenmişti ve tehcir sırasında hangi idari önlemler alınmıştı? Gelin bu sorulara yanıt arayalım.
Prof. Dr. Şaduman Halıcı“Ermenilere karşı soykırım yapılmadı.” Bu cümle Ermenistan Başkanı Nikol Paşinyan’ın… Geçtiğimiz hafta kurulan bu cümle içeride, “soykırım”ın anlamını bilmeden, dışarda kasıtlı olarak sahiplenilen iddianın temelsiz olduğuna işarettir. Evet soykırım iddiası temelsizdir. Kanıt mı? 27 Mayıs 1915’te çıkarılan tehcir yasası ve ardından çıkarılan kararnamelerdir kanıtımız. Haydi, sorularla biraz daha detaylandıralım kanıtlarımızı…
Tehcir Yasası hangi bölgede neden uygulandı? Tehcir, cephelerin güvenini sarsacak bölgelerde uygulanır. Kafkas, İran ve Sina cephesi gerisinde bulunan illerdir buralar. Adana, Ankara, Aydın, Bolu, Bitlis, Bursa, Canik, Çanakkale, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Erzurum, İzmit, Kastamonu, Kayseri, Karahisar, Konya, Kütahya, Elâzığ, Maraş, Niğde, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van’da yaşayan Ermeniler Halep, Rakka, Zor, Kerek, Havran ve Musul’da yerleştirilir. Yerleştirildikleri topraklar da Osmanlı toprağıdır!.
Yasa, bütün Ermenileri mi kapsar? Hayır, kapsamaz. Örneğin hasta ya da körlük gibi kusurları olanlara, tüccarlar, kimi işçi ve ustalara uygulanmaz. Yetim çocuklar ve dul kadınlar tehcir dışında tutulur (Atnur, 2024). Görevli memurlardan devlete sadakati sürenlere de dokunulmaz. Devlete karşı gelmemişse Katolik ve Protestan mezhebinden olan Ermenilere de uygulanmaz. Aynı şekilde İstanbul, Aydın, Kütahya, Antalya ve İzmir gibi Ermeni nüfusunun bulunduğu kentlerde de tehcir yapılmaz. 15 Ağustos tarihli belgeye göre memur, asker ve subay olanların ailelerinin de sevkiyatı yasaklanır (Beyoğlu, 1-2). Milletvekillikleri sürenler de uygulama dışında bırakılır. Örneğin Meclis’te bulunan Onnik İhsan, Bedros Hallacyan, Dikran Barsamyan, Matyos Nalbantyan, Hagop Hırlakyan, Keğam Der Garabetyan, Artin Boşgezenyan ve Osep Medetyan’ın milletvekilleri 1918’e kadar sürecektir. Buna karşın Taşnaksutyun üyesi Vramyan ve Vahan Papazyan milletvekili kimlikleriyle Van ve Maraş isyanlarında Rusların yanında yer alacaktır (Halıcı, 172-175). Tehcir sırasında bazı Ermeniler göçten kurtulmak için din de değiştirir. Hükümet sadece bu amaçla yapılan din değiştirmeyi de uygun bulmaz. 1 Temmuz 1915’te din değiştirenlerin de sevk edilmelerini emreder. (Beyoğlu, 2004; Halaçoğlu, 4-5).
Ermenilerin can ve malını korumak amacıyla önlem alınmış mıdır? Evet. Hükümet, 600-700 km güneye götürülecek Ermenilerin yerleştirilmesi için gerekli önlemleri 30 Mayıs ve 28 Ağustos 1915 tarihli yönergelerle alır. 30 Mayıs’taki yönerge tehcirin nasıl uygulanacağını da ortaya koyar:
• Göç ettirilmesi gerekenler, yerleştirilecekleri mahallerde refah içinde can ve mal güvenlikleri sağlanarak sevk edilecektir.
• Gittikleri yerlerde kalıcı yerleşimleri sağlanana kadar kendilerine göçmen ödeneğinden geçimlerini sağlayabilmek için yardım yapılacaktır.
• Eski mali durumlarına uygun olarak kendilerine arazi ve mal verilecektir.
• Hükümet bunlar için ev yaptıracaktır.
• Çiftçilere tohumluk, zanaat sahiplerine alet ve edevat verecektir.
• Terk ettikleri taşınabilir mal ve kıymetler kendilerine ulaştırılacak, bu mümkün olmadığı takdirde bunların karşılığı kendilerine para olarak ödenecektir.
• Boşaltılan şehir ve kasabalarda bulunan Ermenilerin taşınmaz malların sayımı yapılacak cinsleri, miktar ve kıymetleri belirlendikten sonra bu köylere yerleştirilecek göçmenlere verilecektir.
• Ermenilerden boşaltılacak yerlere yerleştirilecek göçmenlerin kullanamayacakları mallar, yani zeytinlik, dutluk, bağ ve portakal bahçeleri, han, fabrika, depo ve dükkân gibi gelir getirecek taşınmazlar artırma ile satılacak ya da kiralanacak ve bu gelirler Ermenilere verilmek üzere mal sandıklarına emanet edilecektir.
MALLARI KORUMAYA ALINIR
10 Haziran 1915’te yayımlanan yönerge ile de Ermenilerin malları koruma altına alınır. Terkedilmiş Mallar Komisyonu kurulur. Bu komisyon boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları belirleyecek ve defterlerini tutacaktır. Defterler üç kopya olacaktır. Birinin yerel kiliselerde korunacak olması önemlidir. Diğerleri yerel yönetime ve komisyona verilecektir. Ermenilerin mallarının onlar yerlerine dönünceye kadar korunmasından da hem komisyon hem yerel yönetimler sorumlu tutulur. 3 Ağustos 1915 tarihli şifre yazı ise Ermenilerin mallarının devlet memurlarınca satın alınmasını yasaklar. Ancak sonra kimi vilayetlerde gerçek değeri üzerinden ve peşin para ödenmesi koşuluyla yasak kaldırılır (ATBD, 1832). 11 Ağustos 1915’te bir yönerge daha yayınlanır. Buna göre Ermenilerce boşaltılan bölgeye şüpheli kişilerin girişi yasaklanır. Ermenilerden ucuz mal almış kişiler varsa satışların iptali, fiyatların olağan seviyeye yükseltilerek yasadışı kâr sağlanmasının önlenmesi de ilgili görevlilerden istenir. Ermenilerin geride bıraktıkları taşınmaz mallarının icar, ferağ ve rehin gibi işlemlerinin sahipleriyle ilgilerinin bozulmadan korunması amacıyla hükümet savaş koşulları içinde elinden geleni yapar. Hemen söyleyelim satılan malların bedelleri de terk edilmiş mallar komisyonları tarafından sahiplerine gönderilir. (OSE, 11; Halaçoğlu, 37-38).
28 Ağustos 1915 tarihli yönerge ise Ermenilerin göç ve yerleştirilmesi sırasında dikkat edilmesi gerekenlere işaret eder. Buna göre arabalı veya yaya olarak yola çıkan toplulukların en yakın demiryolu istasyonuna götürülmesi oradan da yerleştirilecekleri yerlere trenle sevk edilmeleri kararlaştırılır. Aile reisleri asker olan veya bakacak kimsesi bulunmayan kadın ve yetimlerin istasyon yakınındaki kent, kasaba veya köylere yerleştirilmeleri, başka yerlere iskân edilecek Ermenilerin yol boyunca beslenmelerinin sağlanması, yoksulların bu olanaktan ücretsiz yararlanması, hamile kadın ve yeni doğmuş çocukların gerkesinimlerinin karşılanması da hükme bağlanır. Ayrıca göç veya konaklama sırasında Ermeni göçmenlere yapılacak bir saldırının zararsız hale getirilmesi de düşünülür. Saldırıda bulunanların, onlardan rüşvet veya hediye alanların, tehdit ile kadınları iğfal edenlerin veya onlarla gayrı meşru ilişki kuranların savaş mahkemesine sevk edilecekleri ve en ağır şekilde cezalandırılacakları da bildirilir (Babacan, Sevk ve İskan).
Sevgili dostlar, göç 1916 yılı sonuna kadar sürer. Talat Paşa’nın 15 Mart 1916 tarihli telgrafıdır göçü durduran (Beyoğlu, 2001). Bununla birlikte günümüze değin en çok tartışılan ve merak edilen üç temel soru vardır. Tehcir Yasası çıktığında ülkedeki Ermeni nüfusu nedir, kaç kişi göçe tabi tutulmuştur ve kaç Ermeni yaşamını yitirmiştir? Bu soruların yanıtlarında buluşmak dileğiyle…
Kaynakça
Askeri Tarih Belgeleri Dergisi (ATBD), Yıl 31, S. 81; Aralık 1982, Belge No: 1832
Osmanlı Belgelerinde Ermeniler 1915-1920, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 1995.
Yusuf Halaçoğlu, Osmanlı’nın Son Döneminde Ermeniler-Osmanlı Devleti Neden Tehcir Uyguladı?, TBMM Basımevi, Ankara 2021.
İbrahim Ethem Atnur, “Sevk ve İskan Sırasında Kadın ve Çocuklar”, https://turksandarmenians.marmara.edu.tr/tr/sevk-ve-iskan-sirasinda-kadin-ve-cocuklar/
Süleyman Beyoğlu, “1915 Tehciri Hakkında Bazı Değerlendirmeler”, Türk Dünyası Araştırmamaları Dergisi, S. 131, Nisan 2001, s. 66.
Süleyman Beyoğlu, “Ermeni Tehciri ve İhtida”, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, S. 6, 2004.
Hasan Babacan, “Tehcirden Muaf Tutulan Ermeniler”, https://turksandarmenians.marmara.edu.tr/tr/tehcirden-muaf-tutulan-ermeniler/ (indirme 14.01.2024)
Şaduman Halıcı, “Osmanlı Basınına Yansıyan Şekliyle 1914 Meclis-i Mebusan Seçimlerinde Ermineler”, Tarih Dergisi, S. 62, 2015/2, İstanbul, 2016, s. 172-175.