Susarak aklıyorlar
İklim kriziyle mücadele etmek yerine kendilerini aklamak isteyen şirketler ifşa oldukça yeni yöntemler de ortaya çıkıyor. Bugünlerde en çok kullanılan kendini aklama yolu ise “Yeşil Susma.”
Ayça Ceylan
İklim krizi ile beraber yaşamı sürdürürken canlılığı ve gezegenimizi etkileyen bu olay tabii ki dilde de yeni kelimeler kullanılması neden oluyor. Dilimize “Yeşil Aklama” veya “Yeşil Yıkama” olarak çevrilen “Greenwashing” iklim krizi konuşulurken ilk akla gelen 10 sözcükten biri. Elbette bu kadar sık bu sözcüğe rastlamamızın nedenleri çok.
Yeşil aklama, markaların ve işletmelerin yaptığı yanıltıcı ve yanlış bilgilendirmelerle ürünlerini çevre -dolayısıyla kendilerini- dostu gibi göstermeleridir. Bu stratejinin altında çevreye karşı olan duyarlılığın artması ve anketlerde müşterileri çevresel sürdürülebilirlik adına eyleme geçen markalarının ürünlerini seçmeye yönlendirmek bulunmaktadır.
Yanıltıcı ve yanlış bilgiler vermek veya böyle algılanmaktan korkmak markaları yeni bir “Yeşil Aklama” yöntemi sayılabilecek “green-hushing” yani “yeşil Susma” kavramına itiyor. “Yeşil Susma”, yeşil aklama korkusunun da etkisiyle şirketlerin sürdürülebilirlik hedefleri konusunda bilinçli olarak sessiz kalmalarıdır. Her ne kadar sürdürülebilirlik konusunda artan bir hedef ve yatırım sürecinde olsalar bile bazen şirketler iklim hedeflerini açıklamayı reddediyor.
Ekim 2022’de dünyanın önde gelen iklim çözümleri sağlayıcısı ve karbon projesi geliştiricisi olan South Pole isimli sosyal girişim tarafından yayınlanan bir raporda “Yeşil Susma” kavramına yer verilmesi kelimenin daha görünür olmasına neden oldu. South Pole'un 2022 Net Sıfır raporu, artan sayıda iklim bilincine sahip şirketin net sıfır taahhütlerini bilime dayalı hedeflerle desteklediğini, ancak dörtte birinin bu konuda konuşmayı planlamadığını ortaya koydu. Ankete net sıfır hedefleri olan 12 ülkeden 1200’den fazla şirket katıldı.
YEŞİL SUSMA ANKETİ
- Ankete katılan her dört şirketten biri, bilime dayalı emisyon azaltma hedefleri belirledi ancak bunları duyurmayı planlamıyor.
- Kurumsal yeşil yıkama geniş çapta rapor edilmiş olsa da bu araştırma şirketler arasında ortaya çıkan başka bir uygulamayı ortaya koyuyor: "yeşil susturma".
- Müşteri baskısı ve marka liderliği net sıfır hedefi belirlemek için en önemli iki etken olmayı sürdürüyor ancak bulgular, hedef belirlemenin şirketler için istisnai değil, temel bir itibar stratejisi olabileceğini gösteriyor.
- Buna karşın ankete katılan tüm şirketlerin dörtte üçü geçen yıl içinde net sıfır bütçelerini arttırdı ve hatta net sıfır hedeflerini tutturma yolunda olmayanların çoğunluğu bile sürdürülebilirlik ekiplerini genişletiyor.
ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRİN
South Pole’un Ceo’su Renat Heuberger’un Yeşil Susma ile ilgili tanımı aynı zamanda seçim sonrası süreçte ülkemiz için de esin olabilecek bir yaklaşımı barındırıyor. “Sistemi değiştirmek zihniyetleri değiştirmekle başlar ifadesini hatırlamak önemli. İklim krizi ile mücadele kapsamında gerçek bir etki yaratmak için iklim eylemlerinin ölçeğini ve etkisini artırıp net sıfır hedefleri hakkında konuşmaktan çekinmeyen bir kalabalık olmalıyız. İlerleme sessizlik içinde oluyorsa, bu imkânsız.” diyor.
Bu arada yeşil susmaya karşı iyi haberler de var. AB, 2025 yılında iklim hedeflerini duyurma konusunda daha geniş ölçekte bir yaptırıma gidiyor. ABD’de ise Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifleri’ndeki değişiklikler 2024 yılından sonra daha da katılaşabilir.