Stavroz: ‘Türk dinleyicisi bizi anlıyor’

Minimal tekno denilince akla ilk gelen topluluklardan olan Stavroz “ikinci evimiz” dedikleri Türkiye’ye dönmek için gün sayıyor.

Melodi Yapıcı

Elektronik müziğin kendine özgü müziğiyle dünyaca tanınan Belçikalı topluluğu Stavroz yenilenmiş haliyle 29 Haziran’da Bonus Parkorman’daki +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’nde sahne alacak.

Ülkemizde büyük hayran kitlesi olan topluluktan Gert Beazar ile keyifli bir sohbet yaptık.

- Stavroz neredeyse 15 yıldır müzikle insanları mutlu ediyor. Öte yandan Kick Up The Dust Ep ile grubun zaman akışında yeni bir dönem başlamış gibi görünüyor. Bu yeni dönem için neler söylersiniz?

Kesinlikle, sırf müziğimize değil hayatımıza ve kariyerimize yeni bir yaklaşım var ve bunun müziğimize de yansıdığına inanıyorum. “Mindibu” albümümüzün çıkışıyla bazı yeni kariyer seçeneklerini denedik. Bunların bize yeni bir yol göstermesini umduk. Bize yeni bir yol gösterdi ama “Kick Up The Dust”ın çıkışı sırasında bunun aslında gitmek istemediğimiz bir yol olduğunu anladık. “Kick Up the Dust”ın ardından gelen her şey yükseltilmiş, daha olgun bir biçimde köklerimize geri dönecek.

- İlginç bir not olarak üniversitedeki müzik öğretmeniniz Poltrock ile son EP'nizde birlikte çalıştınız.

Üniversiteden beri karşılıklı bir saygı ve benzer bir müzik zevkimiz vardı. David, synthisizer ve klavyenin bağlı olduğu her şey söz konusu olduğunda tek kişilik bir ordudur. Üstelik onun enfes müzik zevkinden söz etmedik bile. Bu yüzden bir araya gelip müzik yaratmak kaçınılmazdı.

MELANKOLİ VE FILMNOIR

- Stavroz müziğine melankolik caz tınılarının ve filmnoir havasının nasıl yansıdığını hep merak etmişimdir. Bu, memleketiniz Flaman Bölgesi’nin ruh hali ile mi yoksa ortak müzik zevkinizle mi ilgili?

Muhtemelen her ikisi de. Bu kesinlikle kişisel zevk, film müziklerine olan ilgimiz sevgi ve aynı zamanda elektronik müziğin nasıl yapıldığıyla da bağlantılı bir durum. Onun dışında melankoli üzüntüye, mutluluğa, nostaljiye dokunan çok güçlü bir duygu… Bunun sonucunda da çok fazla insana ulaşabiliyor ve herkese şarkıları farklı hissettirebiliyor.

- Görünüşe göre elektronik dans müziği her geçen gün daha fazla izleyici çekiyor. Bunu festival çadırlarındaki ilgiden görebiliyoruz. Ayrıca her geçen gün farklı müzik türlerinden giderek daha fazla müzisyen, dj ikilileriyle vb. işbirliği yapmak istiyor... Elektronik müziğin yakın gelecekte müzik endüstrisini fethetmeye hazır olduğunu söyleyebilir miyiz?

Müzik endüstrisinde elektronik müziğin zaten vazgeçilmez olduğuna inanıyorum. Elektronik müzik yapmak da her zamankinden daha erişilebilir. İhtiyacınız olan tek şey bir dizüstü bilgisayar, bazı yazılımlar ve kulaklıktır. Sonuç olarak 10 binlerce insan müzik yaratıyor. Bu da aksi halde bilinmeyen ve görülmeyecek olan birçok yeni yeteneğin de yüzeye çıkmasını sağlıyor. Dürüst olmak gerekirse elektronik müziğin hiçbir zaman müzik endüstrisini tamamen fethetmesini istemiyorum. Bu herkesin bıkacağı bir durum yaratacaktır. Uzun vadede elektronik müziğe zarar verecektir.

- Hayranlarınızın, "Dumanlı kafalar için mükemmel bir müzik" şeklindeki ortak yorumlarından memnun musunuz?

Evet ama aynı zamanda müziğimizin birçok farklı insana hitap ettiğini de fark ettim. Gösterilerimizde pek çok farklı kökenden, kültürden ve yaştan insanın geldiği geniş bir hayran kitlesi görüyoruz.

İSTANBUL’DA YENİLENMİŞ BİR STAVROZ

- Türkiye'de çok kez bulundunuz. Ankara, İzmir, güneydeki havalı plaj kulüpleri ve tabii ki İstanbul. Türkiye'deki deneyiminiz nasıldı ve bir sonraki İstanbul konserinizde sizden neler beklemeliyiz?

Türkiye bizim için ikinci bir eve dönüştü. Yıllar boyunca ülkenin giderek daha fazla yerini keşfetmenin onurunu yaşadık ve birçok insanla anlamlı sohbetler yaptık. Türk seyircisi ne yaptığımızı başka hiç kimsenin anlamadığı kadar anlıyor. İstanbul'a döndüğümüzde yenilenen bağlılık duygusu ve geliştirilmiş canlı performanstaki yeni şarkı seçkimiz ile yenilenmiş bir Stavroz bekleyebilirsiniz.

AVRUPA, AMERİKA FARKI

- Avrupa dans müziği veya daha genel olarak Avrupa elektronik müzik sahnesi Amerikalıların kulağına biraz soğuk ve melankolik mi geliyor?

Aradaki farkın soğukluk ve melankolide değil ulaşılabilirlikte yattığını düşünüyorum. Ortalama Amerikalı dinleyicinin tanıdık bir şeyler duymayı umduğuna inanıyorum. Amerikalılar elektronik müziği Avrupalılar kadar uzun süre yaşamlarının ve kültürlerinin bir parçası haline getirmediler. Birçok Avrupalı sanatçı derine iniyor ve daha alışılmadık elektronik müzik türleri yaratıyor. Bir türü ne kadar uzun süre dinlerseniz onu keşfetmek için o kadar ileri gidersiniz. Amerikalılar son zamanlarda toplu halde keşiflere başladılar. Önceleri ilgileri daha çok belirli sanatçılara yönelikti.