Şenay Gürler: ‘Türkan Saylan’ı oynamak büyük onur’
Dün 99. yaşını kutladığımız Cumhuriyetimizin 100. yaşını selamlayan “Ben Türkan Saylan” adlı oyunda ÇYDD kurucusu Saylan’a Şenay Gürler yaşam veriyor.
Deniz ÜlkütekinTiyatro sahnesinde ve ekranlarda yıllardır başarıyla var olan bir isim Şenay Gürler. Altında imzasının olduğu birçok yapım izleyicilerin hafızasında yer etti. Şimdiyse kendi tanımıyla “Adını duyunca daha okumadan çok heyecanlandım” dediği bir oyunla karşınızda: “Ben Türkan Saylan” Cengiz Toraman’ın yazıp yönettiği oyunda Gürler, Cumhuriyet değerlerinin en önemli ve simge isimlerinden olan Türkan Saylan’a tek kişilik oyunda yaşam verecek. 4 Kasım’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak oyun öncesi Gürler’in heyecanını kendisinden dinledik.
- "Ben Türkan Saylan" Cumhuriyetimizin 100. yılını selamlayan bir oyun. Bu açıdan sizin için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Oyuna nasıl dahil oldunuz?
“Ben Türkan Saylan” oyununu Cumhuriyetin 100. yılında oynamak çok değerli. Çünkü Türkan Saylan, hayatı boyunca Cumhuriyete olan borcunu ödemeye çalışan çağdaş bir Türk kadını. Levent (Üzümcü), bana Saylan’la ilgili bir oyun göndermek istediğini söyledi. Saylan adını duyunca daha okumadan çok heyecanlandım. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde (ÇYDD) çalışan akrabalarıma küçücük çıtlattım. Onların desteği ayrıca bir motivasyon kaynağı oldu. Başka bir oyunum olmasına ve bunun beni zorlayacağını bilmeme rağmen “Mutlaka oynamalıyım” diye düşündüm. Çünkü Türkan Saylan’ı oynamak benim için büyük bir onur.
- Türkan Saylan sırf Anadolu'yu karış karış gezerek ülkemiz için yaptıklarıyla değil aynı zamanda karakter özellikleriyle de öncü bir kişiliğe sahipti. Bu özelliklerini sahneye yansıtmak ve onun kişiliğini oyun metnine harmanlamak da oldukça incelikli bir sürecin sonunda ortaya çıkmıştır sanırım.
Sevgili Türkan Saylan, bir zamanların çok ciddi hastalıklarından cüzzamla ilgili değeri ölçülemeyecek kadar önemli çalışmalar yapmış bir bilim insanı. ÇYDD’nin kurulmasında büyük payı olan, başta kız çocukları olmak üzere on binlerce çocuğun okuması için mücadele veren, çok insanın hayatına değmiş, değerlerini korkusuzca savunmuş savaşçı bir kadın. Oyunumuzun yazarı ve yönetmeni Cengiz Toraman, bana Türkan Hanım’la ilgili çok önemli konuları aktardı. Çünkü bu metni yazmak için neredeyse üç yıla yakın çalışmıştı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden Türkan Hanım’ın çalışma arkadaşlarıyla sohbet ettik. Hatta ilk okumamızı onun çalışma odasında yapmak gibi bir şansım oldu. Katıldığı programlardan görüntülerini izledim ve hakkında yazılan kitapları da okumamın çok büyük katkısı oldu tabii.
- Oyun tek kişilik ve bu da sorumluluğunuzu artırıyordur.
Şu anda iki kişilik bir oyunda daha oynuyorum ama ilk kez tek kişilik bir oyun oynayacağım. O yüzden daha da heyecanlıyım. Yepyeni bir deneyim olacak benim için. Üstelik Saylan gibi çok önemli bir insanı canlandırmak elbette bana büyük sorumluluk yüklüyor. Oyun Türkan Hanım’ın çocukluğu, gençliği, deri hastalıkları alanını seçtiği tıp fakültesi yılları, cüzzam taramaları, ÇYDD’nin kuruluşu ve hastalık dönemini anlatıyor. O yüzden karakteri de o dönemlere göre yorumlamaya çalıştım.
- Türkan Saylan'ı oynamak hem kişisel açıdan hem de kariyeriniz açısından yaşamınızda nerede duruyor?
Güçlü kadın karakterleri oynamayı tercih ediyorum. Şansıma da hep böyle roller çıktı karşıma. Şu anda oynamaya devam ettiğim “Medea’ya Göre Ahlak” oyununda çok güçlü bir mit karakterini canlandırıyorum. Ben de mücadeleci bir kadınım. Kariyerim açısından baktığımda elbette böyle mücadeleci, kendini var etmiş sapasağlam duran kadınları oynamak değerli. “Belki bir parça da olsa değerim kadınların hayatına” diye düşünüyorum.
SAYLAN’IN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ
- Oyunla ilgili olarak ekipten de söz etmek gerek sanırım. Herhalde böyle isimleri de bir araya Türkan Saylan ismi getirebilirdi...
Her şeyden önce bizi bir araya getiren çok sevdiğim arkadaşım Levent Üzümcü. Sonra tabii oyunumuzun yazarı ve yönetmeni Cengiz Toraman. Çok önemli isimler Mert Fırat, Yetkin Dikinciler, Berna Laçin, Uğur Dündar, Ayşe Yüksel sesleriyle oyunumuza büyük katkıda bulundular. Müziklerimizi Dengin Ceyhan yaptı. Fotoğraflarımızı Mehmet Turgut çekti, Gamze Kuş kostümlerimizi tasarladı , Yüksel Aymaz ışığımızı yaptı. Elimiz ayağımız, sorunlarımızı anında çözen şahane iki insan Mehmet Küçük Günaydın ve Ece Şahin. Herkes Türkan Saylan’a olan sevgi ve saygılarını özellikle belirterek büyük bir istek ve mutlulukla bu proje de yer aldı. İşte Türkan Hanım’ın birleştirici gücü.
KADINLAR İKİYÜZLÜ AHLAKLA YARGILANIYOR
- Tiyatro ve müzik başta olmak üzere sanata karşı sansürün yoğunlaştığı bir dönemden geçiyoruz ve siz de sosyal medyada buna tepki gösteren isimlerdensiniz. "Medea'ya Göre Ahlak" isimli oyununuz Bursa BB tarafından iptal edildiğinde "Sakıncalıymışız. Neden? Çünkü kadını yargılayan ikiyüzlü toplumsal ahlakı tartışıyoruz. #sansürehayır" şeklinde bir paylaşımınız olmuştu. Peki var olan siyasi iklim sizce kadın ve ahlakın tartışılmasını niye istemiyor?
Kadın cinayetleri bu kadar artarken İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, katillere verilen cezaların caydırıcı olmaması, ahlak kavramının sadece kadın bedenine indirgenerek kadın bedeni üzerinden ahlakçılık yapılması, kadınların haksızlıklara karşı daha çok sesini çıkarıp hakkını araması, kadın sivil örgütlenmelerinin artması günümüzün gerçekleri. Toplumsal sistemin belirlediği kurallara göre iki yüzlü bir ahlak üzerinden kadınlar yargılanıyor. Ve elbette kadınların olduğu yerde mücadele var, artık değişip dönüşen kadınlar topluluğu var. Bu da kadınların edilgenliğinden, kaderine boyun eğmesinden beslenen çevreleri rahatsız ediyor. Kadın ve ahlakın tartışılmasını bile istemiyorlar.
GÜZELMİŞİZ, GÜZEL ZAMANLARMIŞ
- Avrupa Yakası'nın üzerinden çok uzun bir süre geçti ama insanlar hâlâ bu diziyi izliyor, siz de bu başarının en büyük pay sahiplerindensiniz. Sizce insanlar bu dizide özlemini çektikleri neleri buluyor?
Aradan yıllar geçmesine, çok şey değişmesine rağmen insanlar hâlâ izlediklerinde hem gülüyor hem de o dönemleri özlüyor. İyi yazılmış bir komedi, iyi oyuncuların bir araya gelerek yarattığı sinerjinin çok büyük katkısı var bunda. Gülse (Birsel), bütün karakterleri çok güzel yazdı, çok eğlendik, çok çalıştık, çok güldük. Şimdi arada ben de bakıyorum da “Neler yapmışız neler” diyorum. Ne kadar rahatmışız bazı şeyleri anlatırken. Hiçbir kısıtlama hissetmiyormuşuz. Güzelmişiz, güzel zamanlarmış, daha çok güldüğümüz, birbirimize daha sevgi dolu baktığımız zamanlar…