Savaşın Getirdikleri

Toplumsal bellekte iz bırakan pek çok olay gibi, savaş da sanatçıların yaratımlarında kayda değer bir esin kaynağıdır. Bosnalı sanatçı Sejla Kameric'in BFF isimli eseri de çocukluğun masumiyetini simgeleyen bir oyuncak ayının savaşın izini taşıyan bir sembole dönüşmesini anlatıyor.

Serra Rodoplu

Savaş, öncesi ve sonrasıyla, bir toplumu geri dönülmez değişimlere uğratan bir süreç. Bu süreç içerisinde bireysel belleklere yerleşen anıların toplamı birer tarihsel kayıt niteliğinde olup, bir toplumun kültürel belleğini oluştururlar.

Tarih boyunca, sanatçılar doğrudan tanık oldukları ya da yakınlarından duydukları savaş anılarını değişik tekniklerle görsel eserlere dönüştürerek; aktardığı bilgilerle yaşadığı toplumun gerçeklerini, anılarını biçimsel ve düşünsel olarak dönüştürerek kültürel hafızayı yaşatır.

Picasso'nun, Alman uçaklarının İspanyol iç savaşında General Franco?yu desteklemek için Guernica kasabasını bombalamasını anlatan tablosu Guernica’da;, acı çeken insanlar ve hayvanlar ile kaos içindeki yıkılmış binalar betimlenmiştir. Picasso, savaşın getirdiği felaketi, acıyı her çizgisinde hissettirir.

NAİF BİR İRONİ

Ancak savaş, toplumsal olduğu kadar  kişisel anıları da biçimsel olarak dönüştürür. Bu sebepten yeri gelince sanat bir çözümden ziyade unutulmuş olan anların ve görmezden gelinen duyguların tetikleyicisi olarak karşımıza çıkar. 

Tıpkı 1990’daki Saraybosna Kuşatması’na tanıklık edip, babasını ve iki amcasını savaş sırasında kaybeden Bosnalı Sanatçı Sejla Kameric’in kendi deneyiminden yola çıkarak yarattığı eserleri gibi… 

Sanatçı, savaşın dramını naif bir ironiyle anlatır. Örneğin, İngilizce’de “En iyi arkadaşım” anlamında  kullanılan BFF isimli eserinde; ikinci el kıyafetler, kürk, deri, kumaş ve ped şişelerden üretilmiş devasa bir oyuncak ayı yaratmıştır. Bu ayıcık, çocuk ve savaş kavramlarının yan yana olmalarının yarattığı çelişkiyi ve rahatsız ediciliği vurgulamaktadır. 

Eserdeki, her kullanılmış malzeme insanların yaşanmışlıklarının sindiğini bir nesne iken, bunların bir araya gelmesiyle dile gelmeyen anıların biriktiği katmanları oluşturmaktadır. Aynı zamanda, İkinci el eşyalar geri dönüşüm fikrine gönderme yapsa da, bu devasa boyuttaki oyuncak, aşırı tüketime de gönderme yapmaktadır. Tüketimin boyutları kadar, savaşta tüketilmiş, yaşanmamış çocukluklara da gönderme yapar.

ÇÜRÜYEN DEĞERLER

Savaşlar ve çatışmalarda her zaman kazananlar, kaybedenler, ülkelerden, istatistiklerden bahsederiz, oysa bu şiddetin bedelini masumlar öder. Her çocuğun hayata yeni adım atarken yanından ayırmadığı, oyunlarına, hayallerine, büyümesine eşlik eden oyuncak ayı; sevimlilik, masumiyet, hayal gücü, yada oyunun getirdiği özgürlük ve serbestlik duygusuyla özdeşleştirilmesi beklenen bir obje olması gerekirken; hasarlı, eskimiş dokusuna baktıkça bambaşka duygular yaratır. Esere baktıkça, yıpranmışlık, yitip giden hayatlar, umutlar, bozulan ve çürüyen değerler hissedilir. Tıpkı, kendi geleceğinin eşiğindeyken yaşanılan savaş ve yaşam mücadelesi karşısında sürüklenen, savaşın acımasızlığı karşısında hızla büyümek zorunda kalan ve zamanla çöken masum çocuklar, gençler, insanlar gibi…

Bu eser üzerinden, savaşın bıraktığı izleri bedenden, ruhtan silmek ya da hayata sil baştan devam etmenin imkânsızlığını görsek de, insanların böyle süreçlerin içinde yarattığı çalışmalara bakınca  Ortaya çıkan yapıt, sadece basit bir anı paylaşılmadığını;  insanın yaşananlara karşı var olan sonsuz direnme gücünü de gösterir.