Özveri ve disiplin
Yaşamı belgesele konu olan Filenin Sultanları’ndan Hande Baladın Cumhuriyet Pazar’da.
Deniz ÜlkütekinHande Baladın yüz binlerce takipçisi olan başarılarıyla henüz kariyeri sürerken tarihe geçmiş bir spor idolü. Kariyeri, özveri ve seçimlerle örülü. Başarılı sporcuların hemen hepsinin geçtiği yollardan o da geçti. Ancak kendine özgü kişiliğiyle zorluklara yanıt verme becerisi onu farklı kılıyor. İşte “Baladın” belgeseli de tam bu noktada anlam kazanıyor. Hande Baladın’ın yaşamöyküsüne odaklanan ve Red Bull TV’de yayımlanacak belgesel öncesi başarılı sporcu ile bir araya geldik.
- Biliyorsunuz belgeseller genelde geçmiş başarıları anlatan öyküleri konu alır ama siz kazandığınız tüm başarılara karşın belki kariyer yolculuğunuzun yarısındasınız ve daha ulaşacağınız çok hedef var. Böyle genç yaşınızda bir belgesele konu olmanız nasıl oldu?
Yaklaşık üç yıldır Red Bull ile yakın bir birliktelik yürütüyoruz. Voleybolu geniş kitlelere ulaştırmak, daha fazla sevilmesini sağlamak hedeflerimiz arasında. Bu kapsamda Red Bull böyle bir teklifle gelince aslında biraz gerildim ama bundan yıllar sonrasını düşününce gurur duydum. Genç bir sporcunun belgeselini yapmak alışılagelmişin dışındaydı. Proje de detaylanınca harika bir işin odağında olduğum için çok mutlu oldum. Belgesele emek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Umuyorum izleyicilerin olumlu yorumlarını alırız ve voleybolun geniş kitlelere ulaşmasına destek oluruz.
- Hande Baladın ismi Türkiye'de binlerce kız çocuğu için çok büyük anlam taşıyor ve sizi örnek alıyorlar. Böyle bir konumda olmak size nasıl hissettiriyor?
Çocuklar tarafından örnek gösterilmek sadece gurur veriyor. Çünkü voleybolun kitlelere yayılmasının da görevimiz olduğunu düşünüyorum. Voleybol bu kadar popülerken geleceğin voleybolcularını da yaratıyoruz. Onlara biraz da olsun katkım varsa ne mutlu bana.
- Çocuklar dışında da çok fazla hayranınız var ve sanırım Türkiye'nin en göz önünde olan kadınlarından birisiniz. Bu kadar göz önünde olmak size farklı bir sorumluluk yüklüyor mu?
Tabii ki sevildiğinizi hissetmek ve bunu doğrudan görebilmek hayatın her alanında mutluluk verici. Ben de bu sevgiyi hak edecek şekilde hem saha içindeki performansımı daha da iyileştirmeye hem de sosyal hayatımı buna göre organize etmeye çalışıyorum. Vakit bulduğum her an da takipçilerimle iletişim kurmaya çalışıyorum.
- Sizin gibi başarılı profesyonel sporcuların yaşamlarında küçük yaşlardan beri başlayan geride bırakmalar ve özveriler kaçınılmaz. Küçük yaşta İzmir'deki yaşamınızı bırakıp voleybolcu olmak için İstanbul'a geldiniz. Belki başarı basamaklarını çıktıkça feda etmeniz gerekenler de arttı. Böyle bir yaşam insan karakterine ne gibi özellikler kazandırıyor?
Sporu küçük yaşlardan itibaren çok sevdim. Spor hayatıma jimnastikle başladım ve yüzme ile devam ettim. Sonra yüzmeyi bırakıp voleybola başladım. Voleybola ilgim hep vardı aslında arkadaşlarımla, abimle, kuzenlerimle hep oynardık. Spor kariyeri elbette ki kolay değil. Büyük bir özveri ve disiplin gerektiriyor. Küçük yaşlarda İzmir’den, arkadaşlarımdan ve büyüdüğüm ortamdan ayrılmak beni epey üzdü. Çok zorlandım ama bazı fedakarlıkların yapılması gerekiyordu. Bunun da gelişimimde faydalı olduğunu düşünüyorum. Zorlukların üstesinden daha kolay gelebiliyorum. Mental olarak güçlüyüm. İnişlerin çıkışların çok sık olduğu spor kariyerinde bu da gücüme güç katıyor.
- Feda demişken elbette son derece sıkı bir beslenme düzeniniz olduğunu düşünüyorum. Varsayımsal bir soru sormak isterim. Bedensel sağlığınıza olumsuz etkisi yok olacak olsa hangi yemeği daha çok yerdiniz?
Pizza.
"MEDİTASYON YAPIYORUM"
- Maçlardan önce konsantrasyonunuzu nasıl sağlıyorsunuz? Odaklanmak için hep uyguladığınız bazı ritüeller var mı?
Yıl boyunca çok yoğun bir maç takvimi içerisindeyiz. Ama yine de her maça çıkmadan önce maçı kafamda oynamaya çalışıyorum. Meditasyon yapıyorum. Zihnimi, bedenimi dinliyorum ve rahatlamasını sağlıyorum. Sürekli nerelerde takımıma daha fazla destek olabilirim, neyi daha iyi yaparsam takımım daha rahat bir galibiyet alır planı içindeyim. Bu benim için bir ritüeldir. Kafamı da rahatlatmak adına müzik dinleyerek maçlara hazırlanıyorum. Kendimi motive etmek için zaman zaman hobilerime başvuruyorum. Bana iyi gelen şeyleri hayatımın merkezinde tuttukça kendimi daha çok motive edebiliyorum.
- Meditasyon size nasıl hissettiriyor?
Meditasyon artık hayatımın bir parçası oldu. Her gün yapmaya çalışıyorum, bana iyi geldiğini düşünüyorum, zihnime iyi geldiğini düşünüyorum. Kendime zaman ayırmak ve bedenimi dinlemek iyi hissettiriyor.
HEDEF MADALYA
- Filenin Sultanları’ndan beklentiler bu yaz çok yüksek hem VNL hem olimpiyattaki şansımızı nasıl görüyorsunuz?
Milli takım olarak 2023 yılını muhteşem geçirdiğimizi söyleyebilirim. Uzun yıllar çalışmanın ve emeklerimizin karşılığını 2023 yılında tamamıyla aldık. Hem VNL’de hem de Avrupa Şampiyonası’nda kupaya uzandık. Bu yıl da hedefimizde iki organizasyonda da madalya almak bulunuyor. Olimpiyat Oyunları bir sporcunun çıkabileceği en yüksek mertebe. Paris’te yine maç maç planlamamızı yaparak sonuna kadar gitmeyi amaçlıyoruz.
MODAYI TAKİP EDİYOR
- Yaşam tarzınız ve görüntünüz de çok dikkat çekici. Hangi tarz giysilerle rahat hissediyorsunuz?
Modayı yakından takip ettiğimi söyleyebilirim. İlgiliyim ama genelde kendimi nasıl rahat hissediyorsam kendi zevkime göre seçimler yapıyorum. Günümüzün büyük çoğunluğu sporcu olduğum için spor ekipmanları giyerek geçiyor. Ancak kalan zamanlarımda modayı bir hobi olarak gördüğüm için uyum sağlamaya çalışıyorum.
HANDE BALADIN’IN ÇALMA LİSTESİ
- Spotify listenizde son dinlediğiniz şarkılar hangileri?
Calor - Nicky Jam, “Beele”
Afeto, “Ankhoi Remix”
Luna - Feid, “ATL Jacob”
Famax - “Raffa Guido”
&ME – Rampa - Adam Port - Alan Dixon – Keinemusik - Arabic Piano, “Thandaza”
REKABET SAHADA GÜZEL
- Sahada inanılmaz bir kazanma hırsınız var. Bu kazanma isteği voleybol sahasıyla mı sınırlı yoksa yaşamın her alanında rekabetçi misiniz?
Rekabet anlayışının başarılı bir sporcuda olmazsa olmazlar arasında yer aldığını düşünüyorum. Rekabet olmazsa uzun vadede başarı gelmez. Çünkü sizin her zaman daha iyisine ulaşmanız noktasında sizi tetikler ve dinç tutar. Ancak bunu saha dışına çok yansıtmıyorum. Saha içindeki rekabet her ne kadar kişiyi olumlu etkilese de saha dışında çok da olumlu etkileri olacağını düşünmüyorum.