Özgürlüğün keşif yolculuğu: Akademisyen ve yazar Özbay motosikletiyle 'dünyanın çatısı'na çıktı

Asil Özbay’ın, çocuk yaşlarda bisikletiyle sokak aralarında başlayan yolculuğu onu Dünya turuna çıkardı. Şimdilerde ise motosikletiyle kıta kıta dolaşıyor.

Sebla Didem Korday

İstanbul Gedik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Asil Özbay, 300 kiloluk motosikletini tek başına kıtalar arası sürüyor.

Kadınlara ilham olan Özbay’ın, Sahra Çöllerinden, Moğolistan Bozkırlarına, Adriyatik kıyılarından Nepal’e, uzanan seyahat öyküsünü konuştuk.

- Seyahat serüveniniz nasıl başladı? Bu zamanlarda neler yaptınız?

Çocukken “80 Günde Devri Alem”, “Balon ile 5 Hafta” gibi seyahat temalı kitaplar okumaya bayılırdım. İlkokuldayken bisikletimle başka mahalleleri, sokakları keşfederdim. Keşfetmeyi ve paylaşmayı hep çok sevdim. Üniversite yıllarımda ise yurtdışına seyahat etmeye başladım. Spor bilimleri alanında lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladım. Doktora eğitimim ise devam ediyor. Genç yaşlarda yurtdışındaki farklı programlarda çalıştım. İngiltere’de çocuk bakıcılığı, Amerika’da Work and Travel programları gibi birçok deneyimim oldu. Daha sonra yapmaktan keyif aldığım iki şeyi birleştirdim; Motosiklet sürmek ve seyahat etmek.

- Dünya turuna çıkma fikri nasıl oluştu?

Bir cezaevinde satranç antrenörlüğü yaptım bir dönemde mahkumlarla aramızda geçen diyaloglar yaşamımı değiştirdi. Özgürlüğü deneyimleme isteği bir esaretin tam ortasında şekillendi diyebilirim. Onlarla olan diyaloglarım, hayallerimi ertelememem konusunda beni harekete geçirdi. Ve içerideki esareti gözlemlemek kendi dünyamda özgürce yaşamamın yollarını açtı. Dünya turu hayalimde mahkumlarla yaptığımız sohbetlerimizin etkisi oldukça büyük.

- İlk seyahatinizi nereye yapıtınız? Neler hissettiniz?

Motosiklet ile ilk uzun maceram Atlantik kıyısı rotasıydı. Belki en kolay rotaydı coğrafya olarak ama ilk kez çıktığım için unutamadığım ve en özel yolculuğumdur. İlkler her zaman çok yer kaplar hafızalarda...

“ARACIMLA ZOR BİR ZİRVEYE ÇIKTIM”

- Kaç ülke gezdiniz? Sevdiğiniz ve sevmediğiniz bir yer oldu mu?

İstanbul’dan yola çıkıp Balkan rotasını yaptım. Avusturya’ya gittim. Sonra Fas. Rusya Gürcistan üzerinden Moğalistan’a sürdüm. İran üzerinden Pakistan, Hindistan, Nepal, Himaliya’lara gittim. Hatta “Dünya’nın Çatısı” diye bilinen Khardung La zirvesine çıktım. Himaliya’lardaki Khardung La tepesi 5 bin 359 metre yükseklikte. Burası taşıtla çıkılması zor, en yüksek karayolu olarak geçiyor. Bir sene de Afrika kıtasını dolaştım. Artık Dünya evim gibi. Sahra Çöllerinden, Adriyatik kıyılarına oradan Afrika’ya kadar uzanan farklı kıtalarda motosikletimle tek başıma kilometrelerce yol kat ettim. 20 yılda 51 ülke oldu. Her rotam ayrıca değerli fakat Moğolistan beni çok etkiledi. Sevmediğim yer oldu diyemem fakat zorlandığım ülkeler oldu.

- Kendinizi hangi ülkede güvende hissettiniz?

Birleşik Krallık’ta Galler, Asya’da Moğolistan, Avrupa’da Polonya, Afrika’da Fas, Balkanlarda ise Karadağ özellikle Kotor’da. Kotor, “Burada yaşayabilirim” dediğim yerlerden biridir.

- Bunca seyahat deneyiminize karşın ilk seyahate çıkan Asil’e ne önerirsiniz?

Kitap yazmaya daha erken yıllarda başlamasını önerirdim. Çünkü iyi yazabilmek; yetenek ve bir hikâyeye sahip olmanın dışında yazı tecrübesi de gerektiriyor. Yazdıkça daha iyi yazabiliyorsun. Okurları ile daha erken yaşlarda bağ kurmasını önerirdim. Günlük tutmak farklı bir yazı yolculuğu. Deneyimlerimin ve duygularımın başkaları ile buluşmasıyla onlarda iz bırakabildiğinin muhteşem bir duygu olduğunu söylerdim.

- Başka ülkelerde kadın olmanın zorlukları neler?

Maalesef bazı ülkelerde güvenlik endişem daha yüksekti. Kültürel normlar ve beklentilere uyum sağlama zorunluluğu her ne kadar beni rotam konusunda engellemese de bazı bölgelerde daha tedirgindim. Karayolu ile seyahat ettiğim için bir ülkenin gelişmemiş ve turistik olmayan bölgelerinden geçerken zorlandığım zamanlar oldu. Fakat hepsi benim için değerli bir gözlem niteliğinde. Keşke hiç gitmeseydim dediğim bir yer olmadı.

- Kadınlara ne gibi bir tavsiye vermek istersiniz?

Öncelikle bir kadın olarak yalnız seyahat etmek sanıldığı kadar tehlike değil. Fakat elbette dikkat etmemiz gereken konular var. Örneğin bazı ülkelerin kültürel değerleri ve giyim kodlarına uyum göstermemiz önemli olabiliyor. Henüz her hangi bir olumsuz öyküm olmadı fakat yine de yanımda minik bir biber spreyi taşıyorum. Hem legal hem etkili bir savunma aracı. Özellikle gece sürüşlerimde onun cebimde olduğunu bilmek içimi rahatlatıyor.

KIZ BABASININ ÖZGÜR KADIN VİZYONU

- Unutamadığınız bir deneyiminizi paylaşır mısınız?

Fas’ta bir benzin istasyonuna uğradığımda yakıtımı doldurmuş eşyalarımı yüklerken uzaktan bir baba ve çocuklarının beni izlediğini gördüm. Onlara gülümseyerek el salladım. Yaklaşık dokuz on yaşlarında görünen kız ve erkek çocuğu babalarının elinden tutmuş, nefes nefese yanıma koştular. Fotoğraf çektirmek isteyeceklerini düşünüp kaskımı çıkardım. Ama babanın gözlerinde gördüğüm heyecan ya da mutluluk değildi. Gözlerinde hüzün vardı ve bana bir umutla bakıyordu. Çok nazik bir dille, “Eğer rahatsız etmezsek kızımı, özgür ve cesur bir kadınla tanıştırabilir miyim?” diye sordu.

Türkiye’den motosikletimle yola çıktığımı ve tek başıma Dünya’yı dolaştığımı anlattım. Söylediklerimi çocukları için Arapçaya çevirdi. Anlatırken de daha çok kızının gözlerinin içine bakıyordu. Kızı gülümsemeye başladı. O an fark ettim ki, bu gibi coğrafyalarda hiçbir söylem sahibi olmadan, bir yerlerde hiçbir şey bahsetmeden de sadece yansıttığım profille bile birilerine dokunabiliyordum. Bu Arap babanın çocukları için -özellikle de kızı için- nasıl kaygılandığını gördüm. Yaşadığımız coğrafya gerçekten bir kader. Bu babanın bakışlarındaki o umut “çocuklarımın kaderini değiştirmek istiyorum” der gibiydi. Kendini var edebilmiş bir babaya ve çocuklarına cesaret ve umut verebildiysem ne mutlu bana.

- Yolculuk serüveninizde sizi en çok zorlayan nedir?

Bir çok farklı zorluk yaşadım fakat en zorlandığım sert iklim oluyor. Özellikle kum rüzgârları olan sıcak çöl geçişlerinde sürerken çok zorlanıyorum. Bir ay öncesine kadar Moritanya çöllerini geçtim. En zorlandığım yolculuklarımdan biri Moritanya çölleri oldu.

- Trafikte kadın ve erkeklerin tutumu nasıl?

Trafikte kadın sürücü olmak maalesef özellikle ülkemizde, bazı ön yargıları da beraberinde getiriyor. Fakat şu da bir gerçek ki; kadınlar trafik kuralları konusunda daha dikkatliler. Özellikle motosiklet kullanan sürücüleri gözlemlediğimde kadın motor sürücülerinin ekipman kullanımı daha yaygın ve trafikteki iletişim konusunda da daha saygılı olduklarını düşünüyorum. Motosiklet kullanmayı dünyanın en keyifli uğraşlarından biri olarak görüyorum. Yeteneğin, tutkunun ve saygının cinsiyetten bağımsız şeyler olduğunu da unutmamak gerekir.

- Gelecekte hangi rota var?

Gelecekte gerçekleştirmek istediğim rota Güney Amerika kıtası. Amazon yağmur ormanları, Patagonya buzulları gibi dünyanın en çarpıcı doğa harikalarından bir çoğuna sahip bir kıta. Motorumla teker teker keşfetmek için sabırsızlanıyorum.

- Kullandığınız motosiklet kaç kilogram? Yoldayken arıza çıktığında nasıl üstesinden geliyorsunuz?

Eşyalarımla birlikte 300 kilodan fazla bir ağırlığı var. Yılların yolculuk tecrübesi ile olası sorunlar konusunda tecrübeliyim. Yanımda mutlaka çıkacağım rotanın şartlarına göre temel onarım ve bakım ekipmanlarımı taşıyorum. Beni aşan bir sorun olduğunda ise yoldaki diğer sürücüler ya da yerel halk aracılığıyla yardımcı olabilecek birine ulaşıyorum.

- Yaşamda bir zorluk karşısında kaldığınızda çözüm yolunuz nedir?

Özellikle yollardayken pozitif bir tutum sergilemek çok önemli. Çünkü sürekli değişen koşullara maruz kalıyorum. Olumsuz bir durum diğer bir olumsuz sonucu doğurabiliyor. Bu yüzden her hangi bir sorunla karşılaştığımda onu bir durum olarak değerlendiriyorum. Sadece çözülmesi gereken bir durum. Özellikle modumu ve motivasyonumu düşürmemeye çalışıyorum. Ve her bir zorluluğu yeni bir şey öğrenmek için bir fırsat olarak görüyorum. Her sorunun kendi içinde çözümü ile birlikte geldiğini düşünüyorum. Şu an dünyanın bir ucunda karşılaşma ihtimalim olan bir zorluk senaryosunu düşündüğümde çözüm üretemeyebilirim. Ama o sorunla karşı karşıya geldiğimde çözümü de görebilecek kadar yakın olmuş olacağım. Çünkü her sorun bir çözüm doğurur. Bize düşen kazanım ise o sorunlardan dersler çıkarabilmek.

- Yeni projeleriniz var mı?

Afrika kıtasında bulunduğum dönemlerde “Afrika Notları” adı altında belgesel formatında seriler çektim. Bu kıtada 13 ülkeyi gezdim yaklaşık altı ay içerisinde de 35-40 ülkeyi daha tamamlamayı planlıyorum. Hayalim bu rotayı tamamlayıp Afrika kıtasına ilişkin öykülerimin yer aldığı kitabımı hazırlamak.

- Yaşam mottonuz nedir?

İlk kitabımın da ismi olan “Anın içinde, Rutinin Dışında”

- Hangi filmleri tavsiye edersiniz?

Seyahat temalı en sevdiğim filmlerden biri; Ye, Dua et, Sev.. ve Out of Africa

- Hangi kitapları tavsiye edersiniz?

Yolculuk temalı en sevdiğim kitaplardan birkaçı; Herman Hesse-Siddarta ve Paulo Coelho- Simyacı.