Önemli olan doğru karar vermek
SMA hastası Handenur Şahin satranç tahtası başındaki başarılarıyla mücadele ve pes etmemenin canlı örneği.
Ayça CeylanÇevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği birbiri ile yakından ilişkili kavramlar. İklim krizinin yıkıcı etkilerini azaltmak için atılan adımlar kimi zaman doğrudan kimi zaman da dolaylı yoldan bu konuya destek sağlayabiliyor. Tam da bu nedenle bu haftaki yazımda satranç sporcusu olan güçlü bir kadınla yaşam öyküsünü konuştum. SMA hastası Handenur Şahin yıllardır ilgilendiği satrancı profesyonel seviyeye taşıyan başarılı bir kadın. 2023 Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda “Satrançta Mücadelesiyle Engel Tanımayan Sporcu” ödülünü kazanan Şahin’e sözü bırakalım.
- Satrançla nasıl tanıştın?
Satranca 10 yaşında okulumda açılan satranç sınıfında başladım. Müdür yardımcılarından biri müzik, resim gibi pek çok farklı alanı denemem için beni teşvik ediyordu. Ben satranç oynamak istiyordum. Kısa sürede okul takımına girdim. İlk turnuvam olan İstanbul Yaş Grupları’nda 6. olduktan sonra ailemle satranca iyice yoğunlaştık. 12 yaşında gittiğim ilk Türkiye şampiyonasında milli takım altyapısına girdim. Bu küçük hikâyenin sonunda, bugün hayatımın yarısından fazlasını satrançla geçirdim diyebilirim. Yıllarca ülke çapında dereceler alırken çok kez milli takım adına turnuvalarda oynadım. Halen Satranç Engelli Milli takımında yer almaya devam ediyorum.
- Satranç senin hayatına neler kattı?
Bu yıl satrançtaki 16. yılım bitiyor. Satranç gibi bir sporu profesyonel düzeyde çekirdekten yetişerek yapmış olmak karakterimi en çok şekillendiren etkenlerden biri. Ben SMA hastasıyım, 4 yaşlarımdan beri tekerlekli sandalye kullanıyorum. Ailemin beni satranca yönlendirirken aklındaki ilk şey, fiziksel koşullarım dolayısıyla rahatça yapabileceğim bir spor olmasıydı. Çalışmak için bir kitap ve satranç takımı yeterliydi. Diğer sporlardan başka önemli bir farkı daha vardı, engelli olmayan sporcularla eşit koşullarda oynayabiliyor, başarılı olabiliyordum. Çünkü tahtanın başında sadece doğru kararı alan kazanıyordu. Yıllar sonra, çocukluktan itibaren edindiğim bu bakış açısının ve özgüvenin bana ne kadar güç kattığını fark ettim. Satranca başladığım ilk yıllarda daha kırılgandım. Satranç bana önce, hayatta hata yapmanın ya da kaybetmenin normal olduğunu, eğer doğru analiz edilebilirse kayıpların kazanca giden en büyük tecrübeler olduğunu gösterdi. Satranç oynarken eğitim hayatıma da devam ettim. 2015’te liseyi birincilikle bitirdim. 2020’de Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden, 2022’de Sabancı Üniversitesinde tam burslu okuduğum siyaset bilimi master programından birincilikle mezun oldum. Akademideki yolculuğum boyunca satrancın bana kattığı pek çok özelliğin faydasını gördüm. Bunları bugün iş hayatında da görebiliyorum. Analitik düşünme, zaman yönetimi, baskı altında karar verebilme ve planlama bunların başında geliyor. En güzel taraflarından biri ise satrançla edindiğim dostluklarım. Türkiye’nin farklı şehirlerinden, satranç olmasa yolumun kesişmeyeceği çok değerli arkadaşlarım oldu.
- Birçok ulusal ve uluslararası başarın var. Satranca başlamak isteyenlere ya da daha sürecin başında olanlara ne önerirsin?
Satranç, sporcuların eşit koşullarda yarışabildiği bir spor. Bu anlamda çok kapsayıcı ve birleştirici bir güce sahip. Günümüzde de oldukça yaygın çünkü hem dijitalde hem de masa başında kolay ulaşılır bir branş. Özellikle engelli bireyler için satrancın her koşulda ne kadar uygun bir spor olduğunu, bana neler kattığını bulunduğum her mecrada paylaşmaya gayret ediyorum.
100. YILDA AZİM VE KARARLILIĞIN ÖDÜLÜ
- Geçtiğimiz günlerde 2023 Arzum Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası’nda aldığın ödüle dönecek olursam, birçok ulusal ve uluslararası başarı olan bir satranç sporcusu olarak senin için bu ödül ne anlama geliyor?
Arzum Türkiye Kadınlar Şampiyonasına pek çok kez katıldım. İlk 10’daki pek çok derecenin yanı sıra 2018 yılında 3. oldum. Bu turnuvada çok fazla hatıram ve hala bir şampiyonluk hedefim var. Cumhuriyetin 100. yılında, kendi hikâyemle, mücadelemle “Satrançta Mücadelesiyle Engel Tanımayan Sporcu” ödülünü almış olmak gerçekten gurur veriyor.