Olasılıklar evreninde bir kedi

Dünyanın en ünlü kedilerinden biri Avusturyalı fizikçi Erwin Schrödinger'in kedisi. Bir de Schrödinger'in öteki kedisi var. Dizi, sinema ve tiyatro oyuncusu Buse Arslan tek kişilik performansıyla onun gözünden olaylara bakıyor.

Meryem Parlak

Schrödinger'in kedisini ve o ünlü deneyi bilirsiniz. Hem ölü hem de diri olma olasılığına atıf yapan deneyde bir de öteki kedi vardı. O ne hissediyordu, neler olduğunun farkında mıydı? Buse Arslan’ın sınırları zorlayan tek kişilik performansıyla yaşam verdiği “Schrödinger'in Öteki Kedisi” sezonun en dikkat çeken oyunlarından. 24 Şubat’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak oyun öncesi Arslan’la öteki kediyi konuştuk. 

* “Schrödinger'in Öteki Kedisi” bilim dünyasının en önemli deneylerinden birine atıf yapan ismiyle olasılıklar evrenini akla getiriyor. Peki bu hatırlatma sahneye nasıl yansıyor?

Olasılıklar evreninde bir kedi, kutuya kapatılmış sevgilisinin ölü mü yoksa diri mi olduğunu bilmeden onu kurtarmanın başka bir olasılığını arıyor. Çünkü bu evrende gözlemleyen, gözlemleneni değiştirir. Tam da bu arayışın içindeyken kendi gerçek ihtiyaçlarını keşfettiği bir yolculuğa çıkıyor. 

* Tek kişilik bir oyunda sahnedesiniz. Rolünüz seyirciyle etkileşim anlamında ne kadar zorlayıcı, üstesinden nasıl geliyorsunuz?

Oyunun içinde seyirci ile etkileşim sürekli değişiyor. Bazen anlatıcıya dönüşüyor bazen seyirciyle durum üzerine eğlenen bir stand-up’çı bazen ise kendi sınırlarını keşfeden bir kâşif oluyor. Bu geçişler seyirciyi başka başka şekillerde diri tutan, oyuna ruhsal olarak dahil eden bir sürece dönüşüyor. Bu zıplamalar oyunun dili itibarıyla çok dinamik. Sahnede tek başına olsan da seyircide yeni alanları keşfetmeye gönüllü olmalı. O gönüllü yakaladığında her şey organik bir şekilde akıp gidiyor.

* Karakteri oluştururken yönetmen Çağrı Şensoy'la nasıl bir fikir alışverişi içindeydiniz?

Tüm açıklığımız ile her şeyi denedik. Yeni bir fikir geldiğinde “Bir de şuradan bakalım” dediğinde bazen öyle düşünmesem bile “Tamam” dedim. Zaten çok düşünmek yerine hep eylemek gerek o yolculuğa çıkmak için. Eyledikçe, başka bir yerden baktıkça karakter boyutlandı ve yolunu buldu. Hiç tahmin etmediğim yerler bambaşka karakter çizgileri yarattı. İyi ki ikimiz de aramaktan vazgeçmedik.

İLK, TEK KİŞİLİK OYUN

* “Schrödinger'in Öteki Kedisi”nin tiyatro kariyeriniz açısından önemi nedir?

İlk tek kişilik oyunum. Sahnede yalnız olmak çok başka bir şeymiş, içimde şimşekler zelzeleler oldu ve sonra büyük bir sakinlik geldi. Bunu başka bir oyun ile yaşamamıştım. Bu deneyimi yaşamak oyuncu kişiliğime çok güç verdi. 

* Genelde işinizle anılan bir isimsiniz. İş dışında nasıl bir yaşamınız var?

İş dışında yine işli bir yaşamım var. Sürekli düşünmeyi, üretmeyi, aramayı seven biriyim. Yolda olmayı da seviyorum. Tüm bu çalışmanın dışında evinde ailesiyle mutlu, eşiyle paylaşımları sınırsız, birlikte gezmeyi, eğlenmeyi, üretmeyi seven, köpeği ve kedileriyle bahçede otururken dünyanın en huzurlu hayatını yaşayan bir yerdeyim.

* Odaklanmak için özel bir çalışma veya pratiğiniz var mı?

Odaklanma aslında çok basit o an orada olmak ve bir şeye odaklanmak istiyorsan ona bakman yeterli. Odaklandın demektir. Fakat bunu sürdürmek kendine her defasında yeniden oraya bakmayı hatırlatmak ve zihni susturmak zor kısmı işin. Ben karakterin eyleyişlerini kendi zihin dünyam ile kirletmeden onun anında oluyorum. Onun gözünden yaşıyor ve keşfediyor olmanın oyuncaklı keyfine dalıyorum. 

SOSYAL MEDYA ‘BEN’İ YANSITMIYOR

* Sosyal medya profilinizde kendinizi nasıl yansıtmayı tercih ediyorsunuz?

Ne güzel bir soru, “Kendinizi yansıtmak”. Orada biri var, senin temsilin ve nasıl istersen öyle gösterebilirsin. Hatta kendi kimliğini korumak istediğinde bile yapamazsın. Ben yapamayanlardanım. Bir şey göstermek niyetinde olmamayı arzu ediyorum. Madem böyle bir alan var, olduğum gibi olmak isterim. Sanırım olamıyorum, sosyal medyamın gerçek “ben”i yansıttığını düşünmüyorum. Bu nasıl mümkün ve gerekli mi onu da bilmiyorum açıkçası.

GÜÇ VE DERİNLİK

* Kariyeriniz bundan sonra nasıl bir yönde ilerleyecek?

Güçlü hissediyorum. Tek kişilik ve yeni yazılmış bir metni oynamak aslında biraz da deneysel olan bir türün içinde olmak bende yenilik ve cesaret alanlarını açıp beni güçlendirdi. Bu güç ve derinlik kariyerimde oynadığım tüm karakterlere hizmet edecek gibi.