Okyanus değil insan korkutuyor

Fatih Aksu bir gezgin. 11 metrelik teknesi Blue Horizon ile beş yıldır dünya denizlerindeydi. Bir hafta kadar önce İstanbul’a geldi.

Mehmet Zaman Saçlıoğlu

Dünyayı teknesi Kısmet ile dolaşan ilk denizcimiz Sadun Boro, eşi Oda ve kedileri Miço idi. Daha sonra birçok denizcimiz bu uzun seyri yaptılar, yazılar ve kitaplar yayımladılar. Fatih Aksu’yu tüm bu denizcilerden ayıran, az bir yelkenli bilgisiyle, tek başına denize açılması ve ilk günden beri kendi YouTube kanalından gezisini 370 kadar video ile kaydederek yayımlaması, binlerce deniz sevdalısını bu geziye katmasıydı. Fatih Aksu ile teknesi Blue Horizon’ın güvertesinde kısa bir söyleşi yaptık.

* Sevgili Fatih Aksu beş yıl 20 günlük bir dünya seyri yaptın. Takipçilerine YouTube üzerinden seyrettirdin gittiğin yerleri. Biz akan kent yaşamının içinde ülkenin rüzgârıyla olduğumuz yerde savrulurken senin rüzgârların seni hem dünyada hem kendi içinde gezdirdi. Beş yıl 20 gün önceki Fatih Aksu ile bugünkü Fatih Aksu'yu karşılaştırır mısın bize? 

Bu yolculuğa başladığımda bir yıllık yelkenciydim. Beş yılda üç okyanus geçip yelkenciliğimi geliştirirken gezdiğim kıtalar, ülkeler, adalardaki farklı kültürleri ve insanları yakından görme şansım oldu. Yalnız kaldığım uzun günler, saatler boyunca kitaplar okudum, videolar izledim ve kendi içime bir yolculuk yaptım. Hem kendimi hem kültür farklarına rağmen insanın özünü tanıdım. Bu sayede dünya vatandaşı olmuş hissediyorum. Yani artık çok tecrübeli bir yelkenci ve “insan”ı olabildiğince tanımış bir Fatih var.

* Seni zorlayan ve korkutan, “Nereden çıktım tek başıma bu yola” dedirten anın/anların oldu mu? 

Hiçbir zaman bu yolculuğa nereden çıktım, keşke çıkmasaydım demedim, düşünmedim bile. Ama Hindistan’da gözaltına alındığımda, tutuklanırsam teknemi nereye çekerler, ondan ayrı kaldığımda ona ne olur diye korktum. Bir de Orta Amerika’da korsan teknesi üzerime gelirken çok endişelendim. Neyse ki durup geri döndüler. Yani ne fırtınalar ne de uçsuz bucaksız okyanuslar beni korkuttu. Yaşadığım korkuların sebebi insan ve bürokrasi oldu. 

* Seni en mutlu eden anlar ve en beğendiğin kıyılar, yerleşim bölgeleri nereler oldu?

Ben bu yolculuğa çıkarken Karayip denizini ve Polinezya’da atolleri görmek istiyordum. En çok Polinezya’da atollere ulaştığımda mutlu oldum. Anlatılamayacak kadar güzel bir coğrafya ve kültür. Bence Polinezya tekneyle dünya seyahatinin en üst noktası ve en güzel yeri. 

* Bundan sonraki yaşamını nasıl planlıyorsun? 

Tek başına dünya seyahatimin beş yıl boyunca günlüğünü tuttum. Bu günlüklerden yolculuğun kitabını yazıp yayımlamak istiyorum. Benim için yolculuk bu kitapla tamamen bitmiş olacak. Ondan sonra teknemle Akdeniz ülkelerini gezmek istiyorum. Ama bu defa eş dost hep beraber.