Müzik de bitmiyor sürdürülebilirlik de

Dünyaca ünlü çok sayıda müzisyen ve topluluğun geçen hafta 200 bini aşkın dinleyici ile buluştuğu Glastonbury Festivlai sürdürülebilir toplu etkinlikler için örnek uygulamalar içeriyor.

Ayça Ceylan

Müziğiyle, sahne sanatlarıyla, gastronomi noktalarıyla festivaller kitlelerde topluluk bilinci yaratır. Hep beraber dans etmek, şarkı söylemek, ortak ilgi alanları üzerine entelektüel paylaşım yapmak, eğlenmek, yeni insanlar tanımak ve belirlenen tarihler içinde o alanda olmak için yola çıkmak ve daha fazlasıdır festivalleri büyüleyici yapan. Öte yandan özellikle açık hava konserleri ve festivalleri sonrası çevreyi saran tek kullanımlık plastik bardaklar, sahne aydınlatmasından ses sistemlerine uzanan yoğun enerji kullanımının yenilenebilir olmaması, dekorların tek kullanımlık olması derken festival veya konser özelindeki gereksinimlerde pek de gezegen dostu olmayan yaklaşımlar var. “Peki küresel ölçekte yok mu yahu şöyle yeşil bir festival?” derseniz elbette var. Bunlardan bir tanesi geçen hafta İngiltere’de düzenlenen Glastonbury Festivali.

1970 yılında katılımcılarına “merhaba” diyen Glastonbury Festivali, İngiltere’nin Somerset kentindeki Pilton yakınlarında yapılan ve beş gün boyunca devam eden bir sahne sanatları etkinliği. Festivalin düzenlendiği alan 1970’lerde Çiftçi Michael Eavis’e ait bir süt çiftliğiydi. Aslına bakarsanız burası hâlâ -artık sir unvanını alan- Michael Eavis tarafından işletiliyor ve aynı zamanda ürettikleri çedar peynirlerinin lezzeti ile de biliniyor. Müziğe dönecek olursam ilk festival, Jimi Hendrix'in ölümünden sonraki gün, iki günlük bir programla düzenlendi ve çok geçmeden katılımcıları oradaki olağanüstü deneyimlerini anlatmaya başladı. Çiftçi (Sir) Michael Eavis'i kendi festivalini başlatmaya teşvik eden ise Bath & West Showground'daki Blues festivali olmuş.

KUŞAKTAN KUŞAĞA FESTİVAL

O yıl sahneye çıkan sanatçılar arasında Marc Bolan, Keith Christmas, Stackridge, Al Stewart, Quintessence vardı. 1500 katılımcı ve çiftlikten ücretsiz süt dahil 1 Pound’luk biletleri ile ertesi yıl 12 bin kişinin katıldığı bir etkinliğe dönüşen Glastonbury’de yıllar içinde kimler sahne almadı ki: Elton John, Coldplay, Dua Lipa, Lana Del Rey, Guns N’ Roses, The Cure, FatBoy Slim, Miley Cyrus, Chemical Brothers, Katy Perry, Foo Fighters, Radiohead ve nice sanatçı...

Festivalde aynı zamanda çocuk oyun alanları da bulunuyor ve neredeyse kendi içinde gelenekselleşen bir yaklaşımı da şu: Eğer ailenle çocukken Glastonbury’e gelmişsen ileride sen de çocuğun olduğunda onunla birlikte festivale gelirsin. Nesiller boyu süren ilgili bir kitle yaratan Glastonbury’nin çevre ile olan ilişkisine gelecek olursam festival “Çiftliği sev, iz bırakma” mottosuyla yıllardır toprağa, hayvanlara ve gezegene gereken değerin verilmesi gerektiğini vurguluyor. Tabii bunu yalnızca sözle yapmıyor, festivalin etki raporundaki veriler de bunu destekliyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR FESTİVAL UYGULAMALARI

- Her yıl yaklaşık 210 bin kişinin katıldığı festival 1994 yılından beri rüzgar enerjisine yatırım yapıyor.

- Yıllar süren çalışmaların ardından Glastonbury Festivali geçen yıl daha düşük etkili, fosil yakıt içermeyen elektrik kullanarak tamamen yenilenebilir yakıtlar ve yenilenebilir enerjiyle çalışmaya başladı.

- 2019 yılında festival tek kullanımlık plastik şişelerin satışını yasakladı. Bu yüzden katılımcılardan her yıl yeniden kullanılabilir bir su şişesi getirmesi isteniyor. Bunlar, festival alanındaki tüm musluklardan ücretsiz olarak doldurulabiliyor.

- Glastonbury, 2022'den beri yalnızca kompost yapılabilir paketlerde cips satışına izin veriyor ve geçen yıl tek kullanımlık elektronik sigara satışını da yasakladı.

- Servis malzemesi olarak da yalnızca kompostlanabilir veya yeniden kullanılabilir tabaklar, çatal bıçak takımları ve pipetler kullanılmasına izin veriliyor.

- 1200 çevre dostu kompost tuvalet ile her yıl tonlarca zengin bahçe kompostu üretiriliyor.

- Festival ziyaretçilerine toplu taşımayı kullanmaya teşvik ediyor. Her yıl 40 binden fazla kişi otobüs, tren veya bisikletle çiftliğe geliyor, bu da ulaşımdan kaynaklanan karbon ayak izini önemli ölçüde azaltıyor.

- Festival süresince ve takip eden haftalarda, yerel yaban hayatının refahı için su kalitesinin yüksek kalmasını sağlamak amacıyla alandan geçen nehir ve akarsulardaki suyun sürekli analizi gerçekleştiriliyor.

- Çimlerin büyümesi ve toprağın onarılması için festival her beş yılda bir ara veriliyor ve buna “nadas yılı” deniyor.

MEDİTASYONLA AÇILIŞ

Bu yıl festivalde ilgimi çeken yeşil yaklaşımlardan biri de eski bir askeri kraliyet donanması helikopterinden inşa edilen yusufçuk formundaki yerleştirmeydi. Yenilenmeyi ve umudu temsil eden yusufçuk yerleştirmesine ek olarak küresel ölçekte anlaşmazlıklar ve çatışmalar yoğun bir şekilde sürerken etkinlik Green Fields Barış Bahçesi'ndeki bir barış meditasyonu ile açıldı.