Metaverse sizi çağırıyor
Yeni bir evren değil. Neredeyse sonsuz sayıda evrenin birleşimi... Metaverse'ın vaat ettikleri sadece sizin hayal gücünüzün sınırlarında bitiyor. Peki gerçekleşmesi ne kadar mümkün? Metaverse'e ne zaman adım atacağız. Konunun uzmanları değerlendirdi...
Deniz ÜlkütekinYüzbinlerce
dolara satılan süper
lüks
sanal yatlar, milyonlarca dolar değerinde bir jpeg resmi.
Yatırımcıların peşinden koştuğu her an fiyatı katlanan sanal
araziler... Metaverse evreni birden hayatımıza girdi ve sonsuza dek
çıkmayacağını iddia ediyor. "Dünyanın öbür
ucundaki bir konsere gidip fiziksel olarak hiç bir araya
gelemeyeceğiniz insanlarla tanışabileceksiniz", "Beyninize
gönderilen
dijital sinyallerle rüyalarınızda istediğiniz mekana
gidebileceksiniz", ve hatta "öldüğünüzde
tüm hafızanın ve bilinciniz Metaverse evrenine aktarılacak, orada
sonsuza kadar yaşayabileceksiniz." Bu hedefler ve hayallerin ne
kadarı, ne zaman gerçek
olur bilemeyiz, ama bildiğimiz bir gerçek
var. 10 ila 15 yıl içinde
başka bir evrene adım atmış olacağız.
Metaverse'ün
geçmişini,
geleceğini ve sunduğu olasılıkları Webtekno
İçerik
Yöneticisi
Şahin Kılınç ve Teknoloji Editörü,
Dijital İçerik
Üreticisi
Mesut Çevik ile konuştuk.
Şahin Kılınç/Webtekno İçerik Yöneticisi
- Neal Stephenson'ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash'la gündeme gelen Metaverse kavramını Facebook'un isim değişikliğine kadar olan süreci özetleyebilir misiniz?
Temellerinin atıldığı 60’lı yıllarda aslında ilk amacı askeri iletişimi kolaylaştırmak olan internet, o günlerde deneyimlediğimiz hemen her şeyi çok kısa bir sürede rafa kaldırdı. 2000’lerin başında Türkiye’de yayınlanan Kemal Sunallı e-Kolay reklamlarını hatırlayın... Ancak internet de ilk yıllarında oldukça sınırlıydı. TV’den tek farkı istediğiniz zaman tüketebilme imkanı sunmasıydı. Bu sınırlı döneme Web 1.0 diyoruz. İnternet üzerinde aradığınız her şeye ulaşmanızı sağlayan arama motorları ile bilgiye ulaşma, ardından sosyal medya devrimi yaşadık. Sesimizi duyurabiliyor, alışveriş yapabiliyor, diğer insanlarla oyun oynayabiliyorduk. Bugün içinde olduğumuz; bize Google, Facebook, YouTube, Vikipedi gibi araçları sunan bu döneme de Web 2.0 diyoruz. Geldiğimiz noktanın ekonomik karşılıkları da var. Artık dünyanın en büyük şirketleri Web 2.0 ortamında hizmet veren ya da bu ortama ulaşmak için cihaz üreten şirketler. Metaverse’ün Facebook ile birlikte çok konuşulmasının nedeni ise şirketin adını, kavramı sahiplenme amacıyla “Meta” olarak değiştirmesi sadece. Nasıl Web 1.0 döneminde 2.0’ın temelleri atıldıysa, şimdi de bir başka dönemin temellerini atıyoruz.
- Metaverse ile ilgili en çok konuşulan konulardan birisi yatırım olanakları ve ticaret. Metaverse ve alım satım ilişkisi şu anda nasıl ilerliyor?
Metaverse ortamında veriyi üreten değil, verinin ta kendisi olacağız. Bu sebeple bizi korumakla kalmayıp aynı zamanda sanal dünyadaki sınırlardan bağımsız olması hedeflenen, ekonomiyi şekillendirecek araçlara ihtiyacımız var. Bu da “blockchain” yani blok zinciri adındaki bir teknolojiye bağlı. Çoğu insan, blok zincirinin varlığını kripto paralar sayesinde duydu. Ancak blok zinciri bundan daha fazlasını vadediyor. Metaverse’teki ekosistemi iyileştirmeyi hedefleyen projelere yatırım yapmak, bu ortamlarda ticarete başlamak gelecekten arsa almak gibi…. Z kuşağı, oyunlardaki karakterlerine yatırım yapıyor, daha güzel görünmek için kıyafet alıyor. Z kuşağının dede, nine olup torunlarına masal anlatmakla kalmayıp anlattıkları masallardaki diyarlara götürmelerine 50 - 60 yıl var. Bir de bunun henüz adını koyamadığımız, 3 yaşında telefonu çözen Beta kuşağı var. Yatırıma ve ticarete biraz da bu açıdan bakılmalı.
- Metaverse ile ilgili çok sayıda yüksek meblağlı sanal ürün satış haberi görüyoruz. Bu girişimler insanları geleceğe hazırlamak için yapılan bir nevi spekülatif alımlar mı? Yoksa geleceğe yönelik karşılıkları gerçekten var mı?
Aslında her ikisi de… Sanal dünyadan herhangi bir varlık satın almak yatırımcının “değerlenme” beklentisi üzerine yaptığı bir tercih. Diğer taraftan bu yüksek meblağlı satışlar, “650 bin dolara yat satın alındı” haberlerindeki gibi, herkesin bu konuyu konuşmasını sağlıyor.
- Rap müzisyeni Travis Scott'ın Pandemi sırasında Fortnite oyunu içinde verdiği ve milyonlarca kişinin katıldığı konser etkinliği metaverse'ün geleceği için fikir veriyor olsa gerek.
Scott’un o konseri, sıradan bir konserdeki canlı müzik ve atmosfer heyecanından da ötedeydi. Bir oyunda düzenlenen bu sanal etkinliğin tüm katılımcıları, sanki en önden bilet almış izleyiciler gibi her şeyi deneyimledi. Travis Scott’un yakın zamanda verdiği bir başka konserden söz etmek lazım. 5-6 Kasım 2021’de ABD’nin Teksas eyaletinde düzenlenen Astroworld etkinliğinde sahneye çıkmıştı ki o anlarda yaşanan izdihamda 10 kişi hayatını kaybetti. Scott’un hayranları “her şeyi daha iyi deneyimlemek, ona daha yakın olmak” için etkinliğe katılmışlardı. Bu karşılaştırmayı yapmak biraz abes kaçacak ancak yaşanan trajik olay bile sanal bir deneyimin gerçek hayattaki tüm riskleri ortadan nasıl kaldırdığını gösteriyor.
- Metaverse için şöyle bir tabir kullanılıyor, "farklı dijital evrenlerin bir araya gelmesi." basit bir örnekle anlatırsak buna benim bir online oyunda kazandığım herhangi bir dijital değeri metaverse içindeki başka bir dünyaya aktarmam mümkün olacak mı?
Oldukça mümkün. Facebook’un sunduğu ve sadece telefon, bilgisayar ekranlarında sınırlı kalan Instagram'da kazandığınız geliri başka bir sanal evrende harcayabiliyorsunuz değil mi? Bu evrene artık sadece cebimizdeki ekranlarla değil, gözlüklerle ve sensörlerle dahil olacağız. Para, sanal dünyalarda büyük ölçüde kripto paralar ile karşılık bulacak.
- Ölmeden önce hafızamızın dijital bir ortama aktarılıp sonsuza kadar metaverse içinde yaşamamız, gibi teoriler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ölünce
hafızanın, bilincin dijital ortama aktarılması sadece Metaverse
kavramı ile açıklanamaz. Bunun öncesinde
çoklu
disiplinli araştırmalar ile beynin aydınlatılamayan doğası
anlaşılmalı.
Henüz
beyin ve bilinç arasındaki ilişkiyi bile anlamlandıramadık.
Bilincin dijital bir ortamda yaşaması için
gereken “sanal
beyinleri” bile
üretmiş
değiliz. Yaşlılıkla birlikte gelen alzheimer, demans gibi
hastalıkların sırrını çözemedik. Yine de Mark Zuckerberg’ün
metaverse sunumunda yaptığı şu açıklamasını hatırlatmakta
yarar var: “Eğer
gerçek
hayatta ölürseniz,
Metaverse’te
de ölürsünüz”
METAVERSE HENÜZ BİR ÜTOPYA
Mesut Çevik/Teknoloji editörü ve dijital içerik üreticisi
- Ortalama bir internet kullanıcısına metaverse kavramını anlatacak olsanız nasıl anlatırsınız?
Her şeyi yapabileceğiniz, her şey olabileceğiniz bir bilgisayar oyununun içine girdiğinizi hayal edin... Metaverse olayın içindeymiş gibi bir deneyim yaşanan sanal alemler kurgusu, şu anda bir hayalden ibaret, bir ütopya. Henüz kafanıza kaskı takıp, elinize aldığınız sınırlı kontrol sunan kontrolcüler ile kısıtlı bir VR deneyimi yaşanabilmekte. Asıl istenen, kişinin bulunduğu fiziksel ortamın sınırlarından kurtularak istediği anda istediği yerde gibi hissetmesini, o an bulunduğu sanal ortamı gerçekmiş gibi algılamasını sağlayacak teknolojiler henüz geliştirilme aşamasında. Tabii bunları söylediğimde garip gelmiş olabilir. "Henüz hazır değilse insanlar neyi konuşuyorlar" demiş olabilirsiniz. İnanılmaz bir pazarlama faaliyeti var. Şu anda Meta, yani Facebook da bu pazarlama faaliyetlerini körükleyen şirketlerin başında. Fakat kitlelerin kullanacağı kolaylıkta, ucuz ve işlevsel AR, VR cihazlarının geliştirilmesi için 5, 10 sene daha beklemek gerekli. Şu anda amaç, yatırımcıların ilgisini konu üzerinde tutmak.
- Tanıtımlardan gördüğümüz kadarıyla metaverse'ün iki ana teması var. Birincisi çevremizdekileri oturma odasına taşıma kabiliyeti bir de bizi tüm hareket kabiliyetimizle dev bir dijital evrenler bütünü içine taşıma vaadi. Bu iki olasılık hakkında konuşursanız sizce hangisi daha işlevsel ve gerçekçi görünüyor?
Her ikisi de kullanım alanına göre işlevsel ve heyecan verici teknolojiler. VR bizi bulunduğumuz fiziksel ortamın sınırlarından kurtarırken AR teknolojileri bulunduğumuz alanın sınırlarını kullanarak bir çok işi kolay halletmemizi sağlayacak.
- Metaverse evrenine dahil olmak için ne yapmamız gerekecek?
Şu anda Fortnite oynayarak, Roblox'da gezerek ya da Sandbox'a bakarak Metaverse'ü deneyimleyebilirsiniz. Bu deneyim için illa bir kaska ihtiyacınız yok. Sanal ortamda bir şeylere sahip olma, rol yapmak, oyunlarla mümkün. RoBlox ve Sandbox gibi geliştiricilerin şekillendirebildikleri oyun dünyalarında ise sınırlı olarak sanal sahipliği de deneyimleyebilirsiniz.
- Metaverse evrenine adapte edilen cihazların pek çoğunun şu an gelişim aşamasında olduğunu biliyoruz. Bu cihazlardan bahsedebilir misiniz?
Tat, koku, dokunma hissi, iklimlendirme, serbest hareket sağlayan düzenekler, hafif, rahat ve bilgisayar bağımsız gözlükler gibi bir çok şeye ihtiyaç var. Bunların hiç birine şu anda sahip değiliz. Metaverse'deki en büyük pazarlama hatası burada. "Fiziksel sınırlardan kurtulacaksınız" deniyor, fakat bu yolculukta hareket sınırları, içinde bulunduğumuz fiziksel ortam tarafından belirleniyor. Kısıtlı alanda hareket özgürlüğünü sağlamak için geliştirilen bazı araçlar var, fakat hem büyük alan kaplıyorlar hem de bu araçlar içine girip hareket etmeniz oldukça yorucu. Hareket özgürlüğü kolay aşılabilecek bir konu değil.
- Metaverse konuşulurken en çok kullanılan kelimeler arasında kripto para, NFT ve blok zinciri geliyor Bu kavramları açıklar mısınız?
Bu kavramlar ayrı bir haberin konusu, fakat NFT için eşsiz dijital varlık diyebiliriz. Bir eşi yok ve sahipliği blok zinciri teknolojisi tarafından korunuyor. Cüzdanınızdaki NFT ile ne yapacağınız tamamen size kalmış. Gerçek Metaverse için dijital varlıkların bir evrenden diğerine taşınabilmesi gerekli. Bu NFT'ler ile olacak. NFT'leri almak için de en kolay yol kripto paralar kullanmak. Bu yüzden önümüzdeki yıllarda bu terimleri çok daha fazla duyacağız.
69 MİLYON DOLAR'LIK JPEG
NFT ile gündeme gelen kripto sanat kavramı, sanat kurumlarının da ilgisini çekiyor. 1766 yılında kurulan ve her yıl 350 açık artırma düzenleyen Christie’s Müzayede Evi dijital sanatçı Mike Wİnkelmann'ın (Beeple) NFT eserini 69.3 milyon Dolar'a satın aldı. 20 ve 21. yüzyılın popüler kültür kişilik ve karakterlerinin yer aldığı küçük resimlerden oluşan kolaj çalışması için 2007'den 2000'ye kadar 15 bin resim çizen sanatçı eserini oluşturan resimleri de bu çizimler arasından şeçti. Bu yüzden eser "İlk 500 Gün" ismini taşıyor. Devasa fiyatına karşın sadece küçük bir jpeg dosyasından ibaret olan eser blok zinciri teknolojisiyle korunuyor ve Metaverse'ye inşa edilecek bir kamusal alanda sergilenmesi bekleniyor. Beeple daha önce gerçek dünyada yaptığı hiç bir eserini yüz Dolar üzerinde bir fiyata satamamıştı.
Matrix
ve Black Mirror
Metaverse kavramını daha iyi anlayabilmek için bu film ve dizilere göz atabilirsiniz:
Matrix Üçlemesi (1999 - 2003), Azınlık Raporu (2002), İnception (2010) Black Mirror (2011 - 2019), Westworld (2016), Altered Carbon (2018 - 2020)