Melek Mosso, yeni tarzıyla birlikte son şarkısı 'Balerin'i yayımladı

Şarkılarında da yazdıklarında da söylediklerinde de özgür ruhuyla hareket eden bir sanatçı Melek Mosso. Açık sözlü biri, dilinin kemiği pek yok desek yanlış olmaz. Bu nedenle başını ağrıtan olaylarla da gündeme geldi. Ancak kendisini hedef alan ayarsız tepkilere ve yapılan linçlere karşın düşündüklerini söylemekten çok fazla geri durmadı. Samimiyetiyle, sosyal medyadaki aile paylaşımlarıyla içimizden biri olduğunu gördük. Haksızlıklara karşı mutlaka sesini çıkarması, şarkılarında da duruşunu göstermesi halkın gözünde onu yükselttikçe yükseltti. Şu an Spotify’da aylık olarak ortalama 2 milyondan fazla dinleyicisi var. Yayımladığı şarkılar ise milyonlarca dinleniyor...

Orhun Atmış

Melek Mosso, müzik kariyerine etkileyici bir yenilik katarak yeni şarkısı "Balerin"i dinleyicilerle buluşturdu. Sözü ve müziği Onur Özdemir'e ait olan "Balerin", Ersay Üner’in çağdaş düzenlemesiyle dikkat çekiyor. Zengin melodik yapısı ve güçlü ritmiyle öne çıkan şarkı, akılda kalıcı nakaratı ve hareketli dizeleriyle enerjik bir müzik deneyimi sunuyor. Şarkı sanatçının kendi yapım firması “Piu Sound” etiketiyle tüm dijital platformlarda yayında. Biz de Melek Mosso’yla yeni şarkısı dolayısıyla bir araya geldik. 

“Balerin” şarkısını Onur Özdemir’den alma süreci nasıl gelişti? Sözleri ilk gördüğünüz ya da şarkıyı dinlediğinizde ne düşündünüz?

Onur’un şarkılarını yıllardır dinler, kalemini ve ruhunu çok severim. Bir yıl önce ziyarete gittiğimde bana “Balerin”i dinletti. Duyar duymaz kendimden bir şeyler buldum ve kesinlikle okumak istediğimi söyledim. Pervasız ve kendinden emin bir şarkı. Bu tavırdaki bir şarkıyı söylemek çok keyif verecek diye düşündüm ki gerçekten öyle oldu. Şarkının bana hissettirdikleri, müziğe olan tutkumla birleşince performansım daha da anlamlı hale geldi.

Bir yandan yine harekete geçirici, güç verici bir şarkı. Yorumlayacağınız bir şarkıda sizde ne tür hisler uyandırmasını bekliyorsunuz?

Bazı şarkılar ilk dinlendiği anda insanı kendine çeker, bazılarıysa demlenmek için zamana ihtiyaç duyar. Bu iki seçenekte de en önemli olan, kendimi şarkının bir parçası gibi hissedip hissetmemem oluyor. Kısacası, söyleyeceğim şarkı beni şifalandırmalı diyebilirim. Şarkının melodisi ve sözleriyle uyum sağladığımda, daha içten ve etkileyici olduğunu fark ediyorum.

"BU YIL DAHA FAZLA ŞARKI"

Her yıl belli sayıda şarkı yayımlamak bir hedef mi yoksa dijital mecraların getirdiği “devamlı içerik üretme” zorunluluğu mu? Dijital mecra ve pazarlama talepleri sizi kısıtlıyor mu?

Ben o kısıtlamalara, ittirmelere göre müzik yapmıyorum. Canım ne zaman istese o zaman şarkı çıkardım. 2024 yılının yedinci ayındayız ve sadece iki şarkı çıkardım. Ancak bu yıl biraz daha fazla şarkı çıkacak; sonbaharda albüm gelecek ama dediğim gibi bunları yine kendi isteğime göre şekillendireceğim. 

Müziğinizi Spotify’da aylık ortalama 2.3 milyon kişi dinliyor, tek tek baktığınızda şarkılarınızın dinlenme sayıları da 10 milyonları aşıyor. En başta bu rakamların ne kadarını hayal etmiştiniz?

İlk zamanlar rakamları kestirmek çok zordu. Bir milyon dinlenme çok çok fazlaydı mesela. Buralara kadar gelmesini diledim ama tabii ki asla tahmin edemezdim. Şimdi ise dinleyicilerimden gelen olumlu geri dönüşler beni motive ediyor ve müziğimi daha geniş kitlelere ulaştırmak için çalışmaya devam ediyorum.

"BU ZAMANDA POPÜLER OLMAK ZOR"

Artık böyle bir seviyeye ulaştınız, bu geçen süre size hem müzik sektörü hem de yaşadığımız ülkeyle ilgili neler öğretti?

Müzik sektörü kaygan bir zemin. Ama artık sektörün çok da önemi yok çünkü her şey sosyal medyada başlatılan kampanyalarla oluyor. Bu, yaşadığımız ülkenin gerçeklik algısını da aynı şekilde etkiliyor. Kültürel ve sosyolojik olarak ciddi bir yozlaşmaya maruz kaldığımız günler yaşıyoruz. Böyle bir zamanda popüler olmak inanılmaz zor. Bütün bu yaşadıklarım bana nelere sahip olduğumun değil, kimlerle olduğumun önemli olduğunu gösterdi. Bu durumun rahatsızlığı yüzünden de sosyal medya ve benzeri ortamlardan uzak durmaya çalışıyorum. Müzikteki başarıyı insan ilişkileri ve duygusal bağlarla ölçüyorum.

Bırakmak istediğiniz alışkanlık, takıntı var mı? 

Sigarayı bırakmaya çalışıyorum, onun dışında obsesif olmayı bırakmaya çalışıyorum. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, hem bedenimi hem de zihnimi daha iyi hissettiriyor. Yeni hobiler edinmek ve kendime zaman ayırmak da bu süreçte bana yardımcı oluyor.

ESİN VEREN SANATÇILAR...

Kulaklıkla dinlerken karşınıza çıkınca baştan sona dinlemeden bırakamadığınız şarkılar var mı? Hangileri?

“Take Five”, Billie Eilish’in herhangi bir şarkısı ilk aklıma gelenler ama Ella Fitzgerald ve Nina Simone için de aynı şeyi söyleyebilirim. Bu sanatçıların müziği bana ilham veriyor ve performanslarımda farklı bakış açıları kazanmamı sağlıyor.

Küçüklük halinizle karşılaşsanız ona ne tavsiye verirsiniz? 

Kendine olan güveninin kimse tarafından sarsılmasına ve içindeki çocuğun asla büyümesine izin verme! Hayatta karşına ne çıkarsa çıksın, içindeki enerjiyi ve yaratıcılığı koru. Bu seni benzersiz kılar ve seni sen yapar.

"YALNIZ KALIP İÇİME DÖNÜYORUM"

Güçsüz hissettiğiniz zamanlar oluyor mu? Bu hisle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Tabİi ki oluyor. Kendimi telkin ederek, yalnız kalıp içime dönerek şifalanmaya çalışıyorum. Bazen de eğlenceli içerikler, diziler, filmler izlemek çok iyi geliyor. Fethiye’yi çok severim, o taraflara gitmek de bir başka yöntemim. Doğayla iç içe olmak ve sevdiklerimle vakit geçirmek, ruhumu dinlendiriyor ve enerji depolamamı sağlıyor.

"KADINLIK HAKLARIMA LAF EDENLERDEN HOŞLANMIYORUM"

Hep aynı sorularla karşılaşmaktan bıkmış olduğunuzu tahmin ediyorum. Bunun gibi, medya camiası ve/veya sosyal medyada sıklıkla karşılaştığınız hangi durumlar canınızı sıkıyor?

Ben sosyal medya gibi yerlerden artık çok da yararlanmıyorum. Bu tamamen insancıl ruh hallerimle alakalı. Kötü günümdeysem kırılabiliyorum ama klasik yazılan veya konuşulan en sinir olduğum şeyi soruyorsanız, hangi platformda olursa olsun, “kadınlık haklarıma ve kişilik özgürlüklerime” laf edenlerden hiç hoşlanmıyorum.