Mandalina aşkına dondurma

Kaan Toker, “Geldik, yaşadık, ekmeğini yedik, suyunu içtik. Bu coğrafyaya bizim bir borcumuz var. Mandalinayı büyük firmalara işletebilsek huzuru bulacağız. Mandalina dedik ama dağ tepe endemik bitkiyle dolu, inşaata teslim oldukça onlar da yok oluyor” diyor.

HİLAL KÖSE

Bodrum Dondurmacısı Kaan Toker tam bir Bodrum âşığı her şeyden önce. Ankara’da arkeoloji okumuş, mezun olur olmaz bir sırt çantasıyla Bodrum’a  gelmiş. Yıllarca deniz üzerinde dondurma satmış. Hatta bu işin mucidi... Aslında dondurma yapmaya hiç hevesli de değilmiş. Çalıştığı büyük firmalar mandalinayı kullansın, Bodrum’un güzelliği bozulmasın diye uğraşırken kendini tezgâhın arkasında bulmuş. Sonrası macera dolu bir yolculuk. İş başa düşünce 20 yıl mali müşavirlik yapan eşi Zeynep Toker de ekibe dahil olmuş. Üretimin başında Zeynep Hanım var. Birlikte o kadar çok hikâye biriktirmişler ki... Begonvilli dondurma bile yapmışlar, üstelik çok sevilmiş ama begonvili gıdada kullanma izni alamamışlar. Bu mevzu başka bir yazının konusu... Bir arkadaşları rica etmiş, viskili dondurma üretmişler! Son dondurmalarının ismi ise “Farketmez”. Kaan Bey “Size dondurma getireyim, ne istersiniz?” diye sorduğu kişilerden her defasında “Fark etmez” yanıtını alınca fikir doğmuş. 

“Farketmez”lerin birinde, mandalina, çilek, nar diğerinde ise mandalina, çilek, limon var. Ben ilkini daha çok sevdim. 

SİZ YAPMAZSANIZ BEN YAPARIM

Toker çiftinin endemik bitki özlerinden hazırladıkları AntiVrs dondurmaları Türkiye’de bir ilk. Çin’de de çok meşhur! Çin’in devlet televizyonuna çıkmışlar... Antivirüs ismini duyunca tadım konusunda isteksizdim, pastil gibi bir şey gelir diye düşündüm ne yalan söyleyeyim ama kâseyi silip süpürdüm! Deneyin diyeceğim ama bu dondurmalar yalnızca Bodrum’da satılıyor. Başka bir yere gitmeyi hiç düşünmüyorlar. Kaan Bey, ısrarla büyük firmalara çağrı yapıyor. 

“Buyurun gelin, aynısından siz de yapın” diyor, tarifini, işin sırrını da gizlemiyor. Asıl amacı şu: Bodrum mandalinası işlensin, Bodrumlular mandalina bahçelerini ranta kurban vermesin.

Dondurmada gerçek meyve, yüzde yüz meyve suyu, gerçek süt kullanıyorlar. Sütün sahtesi olmaz elbette ama piyasada bildiğimiz çoğu dondurmanın süt tozu ile yapıldığını anlatıyor Kaan Bey: “Uzun yıllar denizde dondurma sattım ama içlerinde süt olmadığını ben de yıllar sonra öğrendim.” Sohbetimiz dönüp dolaşıp yine bahçelere geliyor: “Mandalina bahçelerinin korunması lazım. Korunması için de para etmesi lazım. İmkânsıza yakın bir şey bu ama kavgamız bu. Belediyenin de dahil olduğu bazı projeler vardı bu konuda. Mandalinadan aroma alınırken su boşa gidiyordu. Ben de denizde dondurmalarını sattığım büyük firmaya gittim, bu suyu kullanın diye. 

CEO’ya ve ekibine tattırdım, beğendiler. İki gıda mühendisi ile çalışmaya başladık. Mandalinanın suyu el değmeden ayrılacak, süzülecek... Tesisi kurduk. Maliyetli bir işti suyu sıkmak, dondurmak ve fabrikaya göndermek. Onlarsa dondurmayı mandalina aroması ile yaptılar, beni de yarı yolda bıraktılar. 

Ben de gittim o sinirle Bodrum Dondurmacısı diye marka tescili aldım. Eşim de işinde mutsuzdu, 2017 yılında birlikte bu işi geliştirmeye karar verdik. İki sene İtalya’da dondurma kursu aldık, burada geleneksel üreticileri araştırdık. Sonra kendi formülümüzü bulduk. Hobi gibi severek yaptığımız bir iş çıktı.”

ÇEKİRDEĞİNİN FAYDASINI KEŞFETSEK!

Türkiye’de yüzde yüz mandalina suyunu kullanarak dondurma yapan kimse yok benden başka. Bütün çeşitlerimizde yüzde yüz meyvenin kendisini kullanıyoruz, aroma, korucuyu katkı yok. Misal çilekli dondurmayı da organik sertifikalı ürünle yapıyoruz. ‘Bodrum dondurması Bodrum’da yenir’ diyoruz, 7 şubeye tamamlayıp burada kalacağız. Gündoğan ve Bodrum Marina’da şubemiz var. 

Merkezimiz Kumbahçe’de. Ama asıl isteğimiz mandalinanın kurtulması. Büyük firmalar tropikal meyvelerden dondurma yapıyorlar, Bodrum mandalinasını kullansalar ya… Ulusal ve uluslararası pazara çıkması lazım mandalinanın. Endüstriyel firmaları göreve çağırıyoruz. Biz yapılabileceğini herkese gösterdik. Benim denizde dondurmalarını sattığım firma bu kış bu konu üzerinde tekrar çalışacak. ‘Size mandalina tedarik ederiz gerekirse yeni fidanlar dikeriz’ dedik. 

Bir kararnameye bakıyor artık, ileride ağaç mağaç kalmayacak diye korkuyoruz. Bodrum’un dokusunu gelecek kuşaklara aktarmak zorundayız. Bu sadece dondurma ile olacak iş değil ama dondurma üzerinden büyük bir mandalina talebi olursa suyu gider, kabuğu da farklı sektörlerde değerlenir. 

Suyu yüzde yüz kullanılırsa sanayisi de olur. O zaman insanlar bahçelerine bakar, korur. Dünyaya hammadde bile satarız. Hele hele mandalinamızın çekirdeğinin bir işe yaradığını bulsak Bodrum tamamen kurtulacak (gülüyor).”