Kutsal cemiyet
Cumhuriyet Halk Partisi kuruluşundan beri kişilerin değil hukukun üstünlüğünü esas alan ilkeler çerçevesinde programını oluşturmuştu.
Prof. Dr. Şaduman HalıcıBaşlığa esin veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk. 16 Eylül 1924 günü Trabzon’da yaptığı konuşmada CHP’yi “Mukaddes cemiyet” olarak tanımlıyor.
“Arkadaşlar! Halk Fırkası, ülke ve millet her türlü dayanaktan yoksun bırakılarak felakete atıldığı uğursuz kargaşa günlerinde bütün milleti kadrosu içine alarak dış düşmanları kovan, iç düşmanları yok eden, halka özgürlük ve egemenlik sağlayan mukaddes bir cemiyettir” diyor.
Bugün CHP kurultay çalışmalarını sürdürüyor. Yeni bir tüzükle geleceğe ışık olmak istiyor. Tıpkı 101 yıl önce olduğu gibi. Ben de bu anlamlı günde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin (A-RMHC) Halk Fırkası’na dönüşümünü ve ilk tüzüğündeki amacı hatırlatmak istedim.
Biliyorsunuz 4-11 Eylül 1919’da yapılan Sivas Kongresi partinin ilk kurultayıdır. Atatürk 1927 kurultayında bu gerçeği vurgular. Sivas Kongresi sırasında oluşan A-RMHC’nin tek amacı ise emperyalistleri yurttan atarak milletin gerçek bağımsızlığını kazanmaktır (CHP 15. Yıl Kitabı, 1938: 3).
1922 yılı Aralık ayına gelindiğinde bu amaca ulaşılmıştır. 6 Aralık 1922 günü Gazi basına demeç verir. Ertesi gün Hâkimiyet-i Milliye “Mustafa Kemal Paşa hazretleri ‘Halk Fırkası’ namıyla siyasi bir fırka kurma niyetindedir” başlığını atar.
DÖRT NEDEN
Gazi, parti kurma niyetinin altında yatan dört nedeni bu demecinde vurgular.
- Milli Mücadele’deki başarıyı siyaset, yönetim ve ekonomi alanında da sürdürmek, devrimlerle tamamlamak.
- Yeni düzenlemeleri uzun süreli bir programa dayandırmak.
- Böyle bir programı kişisellikten kurtarmak ve vatandaş çoğunluğunun desteğini sağlamak.
- Kurulacak partiyi halkçılık ilkesine oturtmak.
Aslında son amaç daha Mustafa Kemal’in 13 Eylül 1920’te Meclis’e sunduğu ve bir bölümü 1921 Anayasası olarak kabul edilen “halkçılık programı”ndan esin alır. Halkçılık o günlerde millet egemenliğini temsil eden demokrasi ile eşanlamda kullanılır; halk yararına çalışmak olarak düşünülür. Halk ise Türk milletinin tamamını ifade eder. Nitekim 16-17 Ocak 1923’te İstanbul basınının temsilcileriyle yaptığı toplantıda şöyle der Gazi:
“Ben Halk Fırkası adı altında bir parti kuracağım dediğim zaman zannolunmasın ki milletin çeşitli sınıflarından bir veya iki sınıfın çıkarlarını veya refahını sağlamaya dayanan bir gaye izleyeceğim ve çeşitli sınıfların çıkarlarını düşünmeyeceğim ve onlarla mücadele edeceğim. Böyle bir şey yoktur. Partinin programı bütün milletin refah ve saadetini sağlamaya dayanacaktır.”
19 Ocak 1923 günü İzmit’te halkla yaptığı sohbetinde de vurgular bu düşüncesini. Partinin sınıf savaşına yol açmayacağını, bütün ulusun refah ve mutluluğunu sağlamayı hedeflediğini belirtir.
Program da çok geçmeden vücut bulur. 1 Nisan 1923’te TBMM’nin seçimleri yenileme kararını almasının ardından 8 Nisan’da “9 Umde/İlke”den oluşan seçim beyannamesi, CHP’nin ilk programı yayınlanır. Gazi, seçimlerden sonra TBMM’deki A-RMHG’nun yani I. Grup’un Halk Fırkası’na dönüştürüleceğini ilk kez açıklar. Programının ilk iki maddesi daha 1919 günü Amasya’da vurgulanan ilkedir. “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir…” 1921 Anayasası da esin verir: TBMM’nin üzerinde hiçbir güç yoktur. Yani söz ve karar milletindir.
Tüzük çalışmaları
Milletvekili adayları dokuz İlkeyi kabul ettiklerini belgeleyerek seçimlere katılır. İlk Meclis’in muhalifleri örgütlü olarak seçimlere katılmaz. Mustafa Kemal de doğal olarak listesinde onlara yer vermez. Ağustos başında seçimler neredeyse tamamlanır. Üç seçim çevresinden 16 milletvekili henüz belirlenmemiştir ama üstünlük Mustafa Kemal’in listesindedir. Bu sonuçla ve ilk kez Halk Fırkası adıyla 7 Ağustos 1923 günü tüzük hazırlama çalışmaları başlar. O gün Meclis binasında yapılan toplantıya Ankara’ya gelebilen milletvekilleri katılır. Gazi, yaptığı konuşmada A-RMHC’nin Halk Fırkasına dönüştüğünü bir kez daha vurgular. Katılımcılara tüzük örneği dağıtılır (Hâkimiyet-i Milliye, 8 Ağustos 1923). İkinci toplantı 9 Ağustos’ta yapılır. 11 Ağustos günü açılacak II. TBMM’nin başkan ve başkan vekillikleri için adaylar belirlenir. Mustafa Kemal Paşa oybirliği ile partinin Meclis başkan adayı olur. Ardından tüzük taslağını inceleyecek komisyon üyeleri belirlenir. Partinin ilk tüzük komisyonunun on beş üyesi İlyas Sami Muş (Muş), Ahmet Ağaoğlu (Kars), Recep Peker (Kütahya), Yusuf Kemal Tengirşenk (Sinop), Ali Rıza Bebek (İstanbul), Kâzım Karabekir Paşa (İstanbul), Mehmet Hamdi Arpağ (Erzincan), Ahmet Ferit Tek (Kütahya), Rasih Kaplan (Antalya), Yusuf Akçura (İstanbul), İsmail Canbulat (İstanbul) Ziya Gökalp (Diyarbakır) İhsan Eryavuz (Cebelibereket), Ali Çetinkaya (Afyonkarahisar) ve Celâl Bayar (İzmir)’dır (Hâkimiyet-i Milliye / Anadoluda Yenigün, 10 Ağustos 1923).
Komisyon üyeleri çalışmalarına hemen başlar. 12 Ağustos’ta iki ve üçüncü madde üzerindeki tartışmalar heyecanlı geçer (Hâkimiyet-i Milliye, 13 Ağustos 1923). Sonraki maddeler kimi sözcüklerin düzeltilmesi dışında aynen kabul görür. Tüzük 9 Eylül 1923 günü yapılan genel toplantıda üyelerin onayına sunulur, kabul edilir. O gün İzmir’in kurtuluşunun da ilk yılıdır ve Parti bu anlamlı günü kuruluş tarihi olarak benimser. 11 Eylül 1923 günü yapılan toplantıda ise genel başkanlık ve yönetim kurulu seçimleri yapılır. TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa oybirliği ile parti başkanı olur.
Partinin kuruluş dilekçesi ise 23 Ekim 1923’te İçişleri Bakanlığı’na genel başkanı aracılığıyla sunulacak, Halk Fırkası 10 Kasım 1924 günü adının başına “Cumhuriyet” sözcüğünü ekleyecek, 1935 kurultayında ise dilde özleşmeye paralel olarak “fırka” sözcüğü “parti” olacak ve Cumhuriyet Halk Partisi halkçı kimliğini devrimlerle yüceltecektir.
İşte 1923’te kabul edilen ilk tüzük bu kimliğin yansımasıdır. Genel esasların ilk maddesi partinin amacını ortaya koyar.
Amaç, Türkiye’yi çağdaş bir devlet haline yükseltmektir. Türkiye’de yasaları egemen kılmaktır. Yasa dışında hiçbir gücün üstünlüğü kabul edilmeyecektir.
Çünkü Parti “milli egemenliğin halk tarafından ve halk için icrasına rehberlik etmek” için kurulmuştur.
CHP, “halkçı”dır. Halkçılık ise her hangi bir sınıfa dayanmamak, hiçbir ayrıcalık iddiasında bulunmamak, yurttaşları yasalar önünde eşit kabul etmektir.
Sözün özü, tüzük taslağının ikinci maddesinde yer bulduğu gibi CHP bir ihtilal komitesi değil devrim partisidir. Dün olduğu gibi bugün de siyasi savaşımında yasalara bağlı kalacak ve Türkiye’de bütün kuvvetlerin üstünde yasa üstünlüğünü kuracak partidir.