‘Kulağımı tıkadım ve çalıştım’
Başta sahneye “alaylı” olarak çıkan Şebnem Özinal, kendini kanıtlama mücadelesiyle geçen kariyerinde zorlu bir rolle karşı karşıya.
Meryem ParlakYıllardır ekranlarda ve tiyatro sahnesinde görmeye alıştığımız başarılı oyuncu Şebnem Özinal, şimdi yeni bir meydan okumaya hazırlanıyor. Taner Barlas’ın uyarlamasıyla Perdeci Oyuncular tarafından sahneye konulan, 16 Ocak’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde prömiyer yapacak Sabahattin Ali’nin unutulmaz yapıtı “Kürk Mantolu Madonna”da üç farklı karakteri oynayacak. Başarılı oyuncu ile hem oyunu hem de yaşamından kesitleri konuştuk.
- Kürk Mantolu Madonna'da sahnede üç farklı role bürünüyorsunuz. Sizin için oyunun akışı nasıl işliyor biraz anlatır mısınız?
Evet, üç farklı karakteri canlandırıyorum. Yaşlı Raif’in karısı Mihriye, genç Raif’in annesi ve Maria’nın kuzeni Tiedemann. Oyunu kabul etmemde bunun büyük etkisi oldu. Tiyatroda ilk kez deniyorum. Başta biraz ürktüm ama sonra Taner Barlas ve ekibin desteği ile rahatladım, şimdi çok keyif alıyorum. Oyunculuk açısından çok tatmin edici. Seyircinin tepkisini görmek için sabırsızlanıyorum.
- Böylesi önemli bir eserin sahneye konması elbette çok farklı duygular yaşatıyordur. Hislerinizi anlatabilir misiniz?
Tabii hepimiz çok heyecanlıyız ve dekorundan kostümüne titizlikle hazırlanıyoruz. Önemli bir yazar önemli bir roman. Taner Barlas ve Ekin Aksu, tiyatroya uyarlanması çok zor olan bu eseri son derece iyi yazmışlar. Seyirciyi etkileyeceğini düşünüyorum.
- Bugünlerde zamanınız nasıl geçiyor?
Bu aralar sadece mesleğimle geçiyor. Oynadığım iki oyun daha var ve o oyunların turneleri devam ediyor. “Vişne Bahçesi” ve “Cumhuriyete Doğru”... Şikâyetçi değilim, bu koşturma çok iyi geliyor bana. Onun dışında spor yapıyorum, kızımla ilgileniyorum. Yaşamımın harika bir dönemindeyim.
- Tiyatroya başlarken tabiri caizse "alaylı" olmanın sıkıntısını çekmişsiniz. Hatta çok önemli meslektaşlarınız size cephe almış. Sizce bugün böyle bir ayrım var mı? Tiyatroculuğa ve genel anlamda oyunculuğa bakış nasıl evrildi?
Evet, aslında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) jeoloji mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha sonra Bahçeşehir Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. İTÜ’de okurken üniversitenin ilk yılında başladım oyunculuğa ve başta çok tepki çektim. Ne yazık ki tatsız durumlar yaşandı. Dormen Tiyatrosu’nda başlamıştım. Haldun Dormen çok adil biridir. Beni ve çalışma tarzımı çok sevdi, onayladı ve hep korudu. Çok üzüldüğüm ve kırıldığım zamanlar oldu ancak hep gözümü kulağımı tıkadım, çalışmaya devam ettim. Çok emek verdim oyunculuğa. Zamanında bana tepki gösteren konservatuvar mezunu arkadaşlarım ne yazık ki artık sektörde yer almıyor. Şimdi de var bu şekilde tepkiler konservatuvarlı olmayanların iş yapması ile ilgili ama özellikle televizyon dizilerinde kabul görüyor eğitimsiz oyuncular. Ancak tiyatro sahnesi zor. Mutlaka ustalarla çalışmış ya da belli bir eğitim almış olmak gerekiyor. Sadece sahnede başarılı olmak yetmiyor. Tiyatro ayrı bir disiplin, farklı bir etiği var. Her oyuncunun uyum sağlayamadığı bir mekanizma işliyor. Zaten uyum sağlayamayan eleniyor.
TİYATRO İLE GEÇİNEBİLİYORUM
- Aslında televizyon izleyicisi de sizi çok sevmişti ama siz sanırım bir tercih yaptınız ve tiyatroya ağırlık verdiniz. Bu kararınızda başlangıçta yaşadığınız sıkıntılara karşın sahnede kalmak için verdiğiniz mücadelenin etkisi var mıydı?
Evet, kızım Ayşe doğduktan sonra setlere ara verdim. Bu da planlıydı aslında. Doğum yaptıktan sonra işlerimi yavaşlatmayı planlamıştım. Setler için uzun saatler ayırmam gerekiyor. Yaşamımdan, kızımla olan paylaşımlarımdan çalıyorum. Tiyatro öyle değil, saatleri belli, program yapmam daha kolay. Ayrıca “Tiyatrodan para kazanılmıyor” denilmesine de karşıyım. Ben tiyatro gelirimle rahatlıkla geçimimi sağlayabiliyorum. Tabii ki yıllardır verdiğim çabayı da ziyan etmek istemiyorum. Seyirciden “Özledik” mesajları alıyorum. Dizi seçme şansına sahibim şu anda. Belli bir program çerçevesinde dizide de rol alabilirim .
PİLATES, YAZARLIK VE ATÖLYE
- Yaşam kalitenizi iyileştirmek için yaptığınız başka şeyler var mı?
Daha çok pilates yapıyorum. Spor hayatımın bir parçası. Geçen yıl kitabım çıktı. Yüksek lisans tezimi kitap olarak bastık, ikinci kitaba hazırlanıyorum. Oyunculuk maceramı yazıp kızıma ve oyuncu olmak isteyen genç insanlara yol gösterici olmasını istiyorum. Bu yıl oyuncu arkadaşım Yosi Mizrahi ile bir oyunculuk atölyesi açtık, temel oyunculuk eğitimleri veriyoruz.