Koruma değil hak!

İlk Hayvan Koruma Birliği’nin kurulması 1822 yılında İngiltere’de gerçekleşti. Türkiye’de ise ilk birlik, “Hayvanları Koruma Derneği” ismiyle 1908 yılında kuruldu.

Deniz Yavaşoğulları

İlk Hayvan Koruma Birliği’nin kurulması 1822 yılında İngiltere’de gerçekleşti. Türkiye’de ise ilk birlik, “Hayvanları Koruma Derneği” ismiyle 1908 yılında kuruldu. Tüm dünyada aynı amaçla kurulan bu dernekler, Lahey’de buluşup Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu’nu oluşturdular. 1931’de Floransa’da toplanan federasyon yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek üzere 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan etti. Bu günün amacı, evrende insanlardan başka canlılar olduğunu anlamak, yaşam hakkına saygı duymaktı. O günden bugüne 90 yıl geçti. Şimdi, gelişmiş ülkelerde, “hayvan hakları” kavramı tartışılıyor, hayvanlara ve doğuştan var olan haklarına karşı farkındalık artıyor.

Türkiye’de yakın zamanda çıkan kanunun adının “Hayvan Hakları Kanunu” olması istenmişti. Önce kabul edilmiş fakat her ne hikmetse (!) yasa, “Hayvan Koruma Kanunu” olarak çıkmıştı. Gelecekte, ilerici hükümetlere rast gelirsek bu kanunun revize edilmesiyle beraber adının “Hayvan Hakları Yasası”na dönüştürülmesi de talep edilmeli.

DURUM İÇLER ACISI

Ne yazık ki Türkiye’de ihlal son hız devam ediyor. Aklınızda travmatik görüntüler oluşturacak durumları saymak istemiyorum, basit örneklerle geçiştireceğim. Mesela, hayvanına işkence edenin değil de o hayvanı kurtarıp veterinere götürenin yargılandığı durumlar söz konusu. Az önce, Güneş Özkan adlı vatandaşın baktığı, Melisa adlı uysal ve karneli bir köpeğin, Gelibolu Belediyesi’nce durduk yere götürüldüğü haberini okudum. Akıbeti meçhul! Ankara Polatlı Belediyesi kısır küpeli 500 köpeği kafeslere tıka basa doldurmuş (Yasaya göre kısır ve aşılı köpekler, özel durumlar olmadığı sürece barınakta tutulamaz). Fotoğrafın altında “Benim köpeğim de var, karnesi olduğu halde el koydular” notu var. Bırakın bireyleri, kurumlar eliyle yasa deliniyor. Sokak hayvanlarından söz ediyorum... Gerisi için durumlar iyice içler acısı. “Türkiye’de daha insan hakları yok” diyenler var. Oysa bunların birbirinden bağımsız gelişmesi mümkün değil. İsveç’te yaşayan “Özgürlük Yolunda” adlı Twitter kullanıcısı ikinci el bir akvaryum ve balık almak için “pet shop”a gidiyor. Ancak işler orada kolay değil. Önce akvaryumun üç hafta boş çalıştırılması isteniyor. Tek balık almak yasak, ayrıca iyi bakılmadığından şüphelenilirse denetleneceğini ve gerekirse ceza kesileceğini öğreniyor. Yani kıyaslanacak gibi değil. Tüm canlılar için daha güzel bir ülke temennisiyle, iyi pazarlar.