Korku filmlerinin başrolü: Örümcekler
Örümceklerden korkuyor olabilirsiniz ancak bir doz bilim korkuya her zaman iyi gelir! Gelin bu sekiz bacaklıları hızlıca tanıyalım ve onlar hakkında yanlış bilinenleri biraz düzeltelim.
Kaan MikaÖrümcekler böcek değillerdir. Bazılarınız şoke olmuş olabilir ancak bu bilimsel bir gerçek. Böceklerin altı bacağı varken örümceklerin sekiz bacağı vardır. Ayrıca böcekler kanatlıdır, örümceklerin ise kanadı yoktur. Diğer bir farkları ise böceklerin bedeninin üç kısımdan örümceklerin ise iki kısımdan oluşması yani örümceklerin kafa ve göğüs kısımları kaynaşmış vaziyette.
Örümcek bilimine “araknoloji”, örümcekleri çalışan bilim insanlarına “araknolog” ve örümceklerden korkmaya ise “araknofobi” adı verilir.
HEPSİ AĞ KURMUYOR
Böcek olmadıkları konusunda anlaştıysak biraz şu ağ konusuna değinelim. Sanılanın aksine tüm örümcekler ağ kurup kısmetlerini ağın başında beklemezler. Benim bu yazıyı yazdığım gün itibarıyla bilinen 52 bin 311 çeşit örümcek türü var. Bilinen diyorum çünkü her gün listeye yeni isimler ekleniyor. Tahmin edeceğiniz üzere bazıları ağ kurmadan avlarının peşinde koşuyor ancak hepsinin ağ kurmak için kullandığı ipek bezleri mevcut. Üretilen ipek, ağ memesi olarak bilinen organdan çıkıyor ve ayakların yardımıyla biçim kazanıyor.
Avlarını yakalamak için bin bir çeşit farklı yöntem geliştirmişler. Bunlardan biri kamuflaj, hem de bukalemunlar gibi renk değiştirerek. En çok yengeç örümceklerde gözlemlenen bu davranış ile örümcekler çiçeklerin rengine bürünüp çiçeklere uğrayan davetsiz misafirleri sessizce beklerler. Hatta bazıları oyunu bir üst seviyeye taşıyarak kuş pisliğine benzer bir forma dönüşebilirler. Böylece yumurta bırakmak için gelen sinekleri kolaylıkla tuzağa düşürürler.
ONUN ADI ‘KOVBOY’
Diğer bir üstat ise “Bolas örümceği” olarak bilinen kovboy örümcekleridir. Neden mi kovboy? Bu örümcekler, ucu son derece yapışkan bir küre örerek ağlarının ucuna bağlarlar. Bir yandan çıkardıkları kokularla bazı güve türlerini kendilerine çekerler. Çiftleşmek umuduyla gelen güveler yapışkan bir kürenin üzerlerine kement gibi atılmasıyla tuzağa yakalanırlar.
Son olarak ise size dalgıç örümceklerden söz etmek istiyorum. Dolomedes cinsi bu örümcekler oluşturdukları hava kabarcığı ile suyun altına dalabilir ve yüzeye yakın olan küçük balıkları avlayabilirler. Yani örümcekler sırf böceklerin peşinde değiller. Fırsat bulduklarında balık, kuş, kurbağa ve hatta yılan gibi canlıları bile yiyebilirler.
Bu sıraladığım taktiklerle örümcekler milyonlarca yıldır yeryüzündeler. Bahçemizden, Amazon Ormanları’na, toz tutmuş tavan arasından, girmeye korktuğumuz bodrum katına kadar her yerdeler. Peki doğada ne işe yarıyorlar, bunu hiç düşündünüz mü?
HEM AV HEM DE AVCI
Her şeyden önce örümcekler avcı oldukları kadar aynı zamanda avlar. Özellikle kuşlar, sürüngenler ve bazı böcek türleri örümceklerle milyonlarca yıldır savaş halindeler ve örümcekler onların önemli besin kaynaklarından. Ayrıca evimizde istemediğimiz hastalık yayma olasılığı olan birçok böcek çeşidinin sayısını kontrol etmekle görevliler. Sırf ev değil tarlalarda ekinlerin başına bela tırtıl gibi böceklerin önde gelen düşmanlarıdırlar. Çelikten bile sert olan ağları ise gizemini hâlâ korumakta. Örümceklerin ürettiği ağların kimyasal sentezi tıpta ve teknolojide çığır açacak gelişmelere ön ayak olabilir. Gördüğünüz gibi örümcekler sanılanın tersine korkmamız gereken canlılar değillerdir, Avustralya’yı ziyaret etmediğiniz sürece...