Köpek sorunu mu, insan sorumsuzluğu mu?

Pitbull saldırısının ucu, sokak hayvanlarına ve hatta Beyaz Türklere(!) kadar dokundu. Es geçilen tek şey, problemin kaynağı.

Deniz Yavaşoğulları

Geçen hafta, Gaziantep'te yaşanan bir pitbull saldırısı gündem oldu. 4 yaşında Asiye adlı bir kız çocuğu, sitesinde beslenen iki pitbull'un biri tarafından ağır şekilde yaralandı. Olay hakkında spekülasyonlar hala devam ediyor, kimi köpeğin aslında başka bir cins olduğunu, kimi çocuğun köpeklerin alanına girdiğini, kimi ise köpeklerin kontrolsüz bırakıldığını söyledi. Olaydan bir iki gün sonra Asiye'nin bu köpeklerle aslında tanışık olduğu ortaya çıktı. Asiye belli ki hayvansever bir çocuk, video kaydında köpekler, Asiye ve genç bir kadın o alana beraber gidiyor. Top gibi bir şey oynuyorlar, ne oluyorsa da o anda patlak veriyor. Kimi köpek  yemek, top gibi şeyleri kapma yarışı yaparken birbiriyle de rekabete girer. Hayvan Asiye'yi rakip görüyor. Bu köpek bir terrier olsaydı ısırsa dahi ertesi gün tekrar Asiye ile beraber oynayacaklardı. Pitbull gibi ırklar canavar yaradılışlı olduklarından değil, bu gibi durumlarda istemeden de ciddi hasara sebep oldukları için yasaklılar.

Normalde üretim ve satışları yasak ama gelin görün ki ulu orta satışları yapılıyor.  Bu ırklar genellikle "Beyaz Türk" tabir edilen kaymak kitlenin aksine, arka sokaklarda, illegal işlerin döndüğü tekinsiz semt ve mahallelerde yaygınlar. Yasa dışı köpek dövüşü bahislerinde piste atılıyor, yavruluklarından itibaren travma bazlı kontrol işkencelerine maruz kalıyorlar. Çoğu bir ömür sadece acı çekiyor. Devlet yetkilileri satışı üretimi sıkı denetime tutmak yerine bu köpeklere ceza veriyordu, şimdi gariban sokak köpekleri de durumdan nasibini aldı. Bu olay üzerine konuşan Cumhurbaşkanı, "köpeklerin yeri barınaktır" dedi. Barınakların ne denli felaket olduğunu geçelim, öyle bir kapasite yok! Pek çok belediyede barınak dahi yok. Bu sözler ile var olan yasa zaten çelişiyor. Buna rağmen heyecana kapılan kimi belediyeler yaka paça köpek yakalamaya soyundu.

"USULSÜZLÜK SADECE SORUN DOĞURUYOR"

Çok kötü duyumlar aldık. 5199 sayılı kanuna göre, köpeklerin kısırlaştırılıp yerlerine bırakılması gerek. Ancak çoğu belediye kanunun çıktığı 17 yıldan bu yana kolaya kaçmak adına, sokaklardan birer birer aldıkları köpekleri toplu olarak gözlerden uzak ormanlara, kırsal bölgelere veya mahallelere bırakıyor. Belediyelerin bu şekilde oluşturduğu sürülerse insan temasından kopuyor, yeterli beslenmiyor, örseleniyor ve çokça şikayete yol açıyor. Anlayacağınız, usulsüzlük sadece sorun doğuruyor.

ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDAN ZULÜM HABERLERİ GELİYOR

Tüm bu problemler köpeklerden değil, sorumluluk sahibi insanların sorumluluklarını yerine getirmemesinden kaynaklı. Köpek sorunu adlı bir sayfa bolca sahte hesaptan, sorumluları hayvanseverler olarak göstererek hedef şaşırtıyor. Şimdi ülkenin dört bir yanında hayvanlara zulüm haberleri geliyor. Bir sözle, 90'lı yıllara döndük. Onca çaba boşa gitmemeli. Çoğunu öldürseler dahi sorunu büyütecekler. Dağlara, ormanlara atılma sebepleri de dolaylı yoldan öldürmek demekti. Ne oldu, biri öldüyse, diğeri on tane doğurdu. Açlık, sefalet ve popülasyon artışı ile belediyelerin yarattığı sürüler problem haline geldi. Sürüler için STK'larla çözüm aranmalı. Artık mahalle sakini haline gelmiş, zararsız sokak hayvanları ise oldukları yerde kalmalı. Bu işin tek yolu kısırlaştırıp alınan yere bırakmak. Disiplinle yapıldığı taktirde beş yıl içinde ciddi sonuç alınır.

Bu süreçte tek umudum, halkın tepkisi oldu. Fake değil gerçek hesaplardan yüz binlerce tweet atıldı; Sokak hayvanları sahipsiz değildir. İyi pazarlar.