İbrahim Selim: Talk show hiç aklımda yoktu

Talk show denince akla ilk gelen isim o artık: İbrahim Selim. İki ayrı programla sezona merhaba diyen ünlü oyuncuyla Cumhuriyet Pazar için konuştuk. “Medya değişiyor” diyen İbrahim Selim’e göre değişimin daha başındayız.

Emrah Kolukısa

Fotoğraflar: Vedat Arık

İbrahim Selim adını ilk nerede duydunuz? Ben açıkçası Dot’un oyunlarında izledikten sonra öğrendim adını. Sahnede hem çok yumuşak hem de izleyiciyi hemen kavrayan güçlü bir oyunculuğu var İbrahim Selim’in. İşin sırrına vakıf olduğunu hemen anlıyorsunuz, az bulunur böylesi.

Öte yandan geniş kitleler onu muhtemelen tiyatrodaki oyunculuğundan ziyade önce YouTube üzerinde başlayan ardından Zorlu PSM bünyesine geçen talk show programıyla tanıdılar.

Daha sonraysa BluTV için yapmaya başladığı ve deyim yerindeyse şöhretini iyiden iyiye pekiştirdiği Boom ile çıkageldi. Şimdilerde hem Boom’un hem de İbrahim Selim ile Bu Gece’nin yeni sezonları buluşuyor izleyiciyle.

Biz de bu vesileyle İbrahim Selim ile bir söyleşi yaptık ve onu sizin için biraz daha yakından tanımaya çalıştık.

Kimle konuşsam “İbrahim Selim’i izledin mi” diye soruyor bana… Bu popülerliğinizin bir sebebi olmalı… Size göre nedir bu işin sırrı, neden bu kadar tuttu programınız?

Öncelikle çok sevindim, bu soru ile karşılaşıyor olmanıza. Süreklilik olabilir bunun ilk nedeni. İyi bir şey yapma konusunda ısrarlı insanlarla yan yana geldim bir şekilde. Bunun da katkısı çoktur diye düşünüyorum.

BİR MERAK PROGRAMI

Sonuçta bir sohbet programı ama tabii farklı ve yeni yanları var. Öncelikle şunu soralım: BluTV’de ne gibi yenilikler var bu sezon Boom by İbrahim Selim’de? Ve tabii Boom’un bir anlamı var mı?

Boom’un tabii ki bir anlamı yok, sesi ve grafiği kullanışlı geldiği için isim olarak seçtik. Sohbet programından çok merak oluşturma programı diyebiliriz Boom için. Her bölüm bir konu seçiyoruz, konunun çarpıcı yerlerini paylaşıyoruz izleyiciyle ve bunu yaparken de mizahı kullanıyoruz. Amacımız konu üzerine başka bir bakış açısıyla izleyeni meraklandırabilmek. Aynı bakışı konuklarla da uyguluyoruz. Konuğu da seyircinin daha fazla merak edebileceği bir insan olarak değerlendiriyoruz. Dekorumuz, rengimiz, konuklarımız, konularımız her şey yeni.

Dijital platformlar hızlı bir şekilde hayatımıza girdi ve birçoklarımız aynı hızla konvansiyonel televizyon kanallarını terk etti, en azından bir mesafe koydu arasına. Nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?

Bu uzun süredir tahmin edilen ve beklenen bir durumdu. Zaten bu dijitalleşme hareketi dünyaya yayılıyordu, pandemi her şeyi hızlandırdı. Yine de daha çok başlarında olduğumuzu düşünüyorum. Hem platformların hem de projelerin büyüyerek artması benim beklentim. Tabii bu gelişmede en büyük artı sektörde beraber üretmeye çalıştığımız arkadaşlarımız. Bir şekilde çalışma alanlarımız arttığı için üreteceğimiz ve insanlara ulaşabileceğimiz alanlar da arttı. Tabii ki konvansiyonel medyanın varlığını reddetmek, bitti demek mümkün değil. Ama orada da dönüşen şeyler var ve artarak devam edecek.

Dijital yayıncılık hangi ihtiyacı karşılıyor size göre?

Zamanı istediğiniz gibi yönetebilmenizi sağlıyor. İhtiyacınız olan bilgiye ya da talep ettiğiniz şeye tercihiniz doğrultusunda, tamamen kendi kararınızla ulaşabiliyorsunuz. Buradaki en önemli şey tercih edebilmek. Diğeri de zaman, kontrol tamamen sizin elinizde. Bir yayına maruz kalmıyor, seçiyorsunuz. Bunun dışında tabii ki karşılaşan işlerin hızı, dinamikliği, daha özgür fikirlerle buluşulabilmesi de çok önemli. Yeni bakış açısıyla üretilmiş işlerin konvansiyonel medyada yer bulması o kadar mümkün olmayabilirdi.

TV’de talk show programı hiç kalmadı… Siz bir TV kanalında program yapmak ister miydiniz? 

Olabilir diye düşünüyorum aslına bakarsanız. Keşke TV’de olsa diye aklımdan geçirdiğimi söylemeliyim. Tabii ki TV’nin ekonomik ve bilinirlik açısından katkısı yadsınamaz düzeyde hâlâ. Daha fazla insana aynı anda ulaşabilmek ve bir araya gelebilmek için hâlâ en iyi alan konvansiyonel medya.

Siz aslında uzun yıllar DOT bünyesinde sahnelenen oyunlarda görev aldınız. Oyuncu olarak çok sağlam bir kariyeriniz var, dahası da gelecektir elbette. Ama hiç aklınızda “Ben talk show yapacağım” cümlesi var mıydı?

Yoktu gerçekten. Arkadaşlarımla beraber sektörde iş bekleme sıkıntısından kendimizi kurtarabileceğimiz, o strese kapılmadan yaşamımızı sürdürebileceğimiz formüller arıyorduk. Zaman içinde beraber ne yaparız diye düşündüğümüz tüm arkadaşlar bir yöntem buldular, ben de programcılık yaparak o stresten uzak kalmayı başardım. Bununla birlikte o boşluk hissinde olan arkadaşlarımızla da beraber üretmeye devam edip paylaşımcı bir ekonomik model üzerinden başka artılar da sağlıyoruz. En önemlisi de üretmeye hep devam ediyoruz.

Programın ne kadarı önceden yazılıyor, ne kadarı doğaçlama?

Burası biraz gizemli kalsın istiyoruz. O yüzden sadece bazen sürprizler oluyor bazen de bazı çalışmalar yapıyoruz diyeyim (gülüyor).

İbrahim Selim ile Bu Gece programınız da uzun süredir devam ediyor...

İlk göz ağrımız Bu Gece zaten. Önümüzdeki günlerde başlıyoruz. Seyirciler, konuklar ve çalışma arkadaşlarım hep beraber yapıyoruz programı. Canlısında başka, YouTube yayınında başka bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Umarım aynı heyecanla bu sezonu da geçiririz birlikte.

İbrahim Selim, Emrah Kolukısa'nın sorularını yanıtladı

EKİP KALABALIK

Nasıl bir ekiple ve nasıl bir hazırlıkla kotarılıyor program?

Kalabalık bir grubuz biz. Editoryal çalışmayı yapıyoruz önce, sonra ihtiyaç duyacağımız görselleri oluşturuyoruz, sonra hep beraber esprilerin üzerinden geçiyoruz. Ses bizim için önemli, sesi ile ayrıca uğraşıyoruz, onun da rejisi ayrı. Bütün bunları yaparken danıştığımız insanlar da var. Böyle saydım saydım da aslında sizi programın sonundaki rollcaption’a yönlendirmek amacım. Bize çok eğlenceli gelen ve kimin kim olduğunu yazdığımız bir rollcaption’ımız var (gülüyor) 

OYUNCULUĞU ÇOK ÖZLEDİM

Oyunculuğa dair yeni projeler olacak mı yakında?

Mutlaka olacak, projeleri konuşuyoruz. Sahne, ekran, perde hepsinde oynamayı çok özledim. Umarım kısa zamanda duyurabilirim.

Pandemi sırasında tiyatrolar büyük bir darbe aldı. Sizce yeni sezonda bu konuda nasıl bir yol izlenmeli, tiyatroları yeniden canlandırmak mümkün mü?

Önce tam seyirci sayısı ile oyunlarımızı oynamaya başlamalıyız. İlk yapılması gereken bu gibi görünüyor. Çünkü o olmalıydı, bu olmalıydı dediklerimiz zaten olamadı. Artık harekete geçmeye başladı tiyatrolar, işler birer birer sahne almaya başladı açıkhavalar başta olmak üzere sahnelerde, daha da artacak. Tiyatroyu yeniden canlandırmak hiç gerekmedi ki, oynayamadık, oynasak canlanacak zaten.