Hüzünden kaçmıyorum
Çağan Şengül ilk albümü “Yangın” için “Senelerdir paylaşmaya kıyamadığım, zamanını beklediğim şarkıların birikimi bu albüm. Herkes bir yangında, kimi yanıyor, kimi yakıyor ve sonunda hep külleri kalıyor. Kimi bu küllerden yeniden doğuyor, kimi bu küllerle yaşıyor. Ben de kendi ‘Yangın’ımı anlattım” diyor.
Ali Deniz UsluÇağan Şengül, “Başka Çarem Yok” diyerek ilk adımını attığı “Yangın” albümünü yayımladı. Açılış parçası da Şengül’ün Cem Adrian ile seslendirdiği “Ben Sana Veda Edemem”. Albümde sözü müziği Şengül’e ait olan beş şarkı yer alıyor. Tanıdık isimler de kendisine eşlik ediyor: Cem Adrian, Cem Yenel, Emre Aydın, Şanışer ve Başka Çarem Yok’un sözlerinde de Ege Can Sal. İşte anlattıkları.
- Bu yangın kimin yangını, ya da kimleri yakacak?
Bizim ilk göz bebeğimiz bu albüm, bizim derken özellikle sosyal mecralardan beni takip eden dostlarımı kast ediyorum çünkü bir buçuk yıldır yaptığım canlı yayınlarda albümde yer alan şarkıların bir kısmını, bazen de tamamını onlarla paylaştım. Her yayında şarkıları tekrarlamamı ve bir an önce çıkarmamı istediler. Bu yüzden en çok onların yangını! Kimleri yakacağı sorusuna gelecek olursak orası da şarkılarda saklı.
-Şarkılarınızda yoğun bir melankoli ve karanlık var.
İnsanlar şarkılarımı dinleyince depresif ve karanlık biri bekliyor. Tanıştıktan sonra şok oluyorlar. Bire birde pozitif bir insanım. Şarkılara gelecek olursak evet, ağır bir melankoli mevcut. Sanatçı kimliğimi bir kenara koyarsak çoğunlukla daha yavaş ve karanlık şarkıları dinlemekten keyif alıyorum. Bu ilgim de doğal olarak kendi şarkılarıma yansıyor. Çoğu zaman kendi yaşanmışlıklarımdan ilham alıyorum ama zaman zaman başkalarının hayatlarını izleyip onları düşünerek de şarkılar yapıyorum.
- Çocukluğunuz, ilk gençliğiniz nasıl geçti? Ruhsal olarak nelerden beslendiniz?
Çok şanslıydım, güzel bir ailem var. Evimiz hep kalabalıktı. Hep bir misafir gelir, ev hep kek, börek kokardı. Şarkılarımı dinleyen insanlar çoğunlukla üzgün bir hikayem olduğunu düşünebilir ama doğru değil. Şarkılarımdaki hüzün içsel dünyamla bağlantılı. En çok kendi hislerim besledi beni. Herkes gittiğinde orda bambaşka bir dünya buldum ve onu büyüttüm.
- Melankolik eserlerde melankoliyi yoğunlaştırdığınız gibi mutlu şarkılarda da umudu arttırıyorsunuz, nedir bunun sırrı?
Ortası olmayan bir insanım. Bir şeye canım sıkıldığında, üzüldüğümde o şeyi çözene kadar başka bir şeye adapte olamıyorum. Bir yandan da kendime izin veriyorum bu duyguları yaşamak için. Hüzünden kaçmıyorum. Kaçtığınız her duygunun esiri olursunuz çünkü. Tam tersi mutlu olduğum bir gün de gerçekten yaptığım her şeyi büyük bir keyifle yapıyorum. Dolayısıyla parçalarıma da bunu yansıtıyorum. İnsanların yaşadıkları her duygu durumunda kendilerine izin verip o duyguyu sonuna kadar yaşamaları gerekiyor. Mutsuzsa melankolik şarkılar dinlesin, mutluysa da dinlediği şarkı onu gün boyu gülümsetecek kadar keyif versin. Tüm sır bu sanırım.
-Albümde “Ben Sana Veda Edemem”i Cem Adrian ile söylüyorsunuz. Cem Adrian da özel bir ses ve ruh. Nasıl bir yolculuk oldu bu?
Ben onunla büyüdüm, kendimi biraz bile ifade edebiliyorsam o ve müziği sayesinde. Yıllarca dinledim, ilham aldım, yazdım, ürettim. Işığını hiç üzerimden eksik etmedi. Ben utana sıkıla bir şarkıdan bahsederken bile benden daha çok sahiplendi ve işin içinde olmak istedi. Yolladığım an hiç uzatmadan bir saat içinde bana bütün vokalleri yolladı ve iki günde bitti şarkı neredeyse. Benim en büyük şanslarımdan biri, ne mutlu bana onun yolunda iki adım atabildiysem!
- Yapıtlarınızda şiirsellik öne çıkıyor...
Müziğe başlamadan önce, orta okul yıllarımda çok şiir yazardım. Anneme yazardım çok beğenirdi, o beğendikçe heveslenip daha çok yazardım! Sonra bu ilgi, babamın bana gitar almasıyla şarkı sözü yazmaya dönüştü. Tamamen şiir yazmayı bırakmadım, hâlâ bazen şarkılarımın aralarına dörtlükler atmayı seviyorum.
- Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet ve George Orwell okuduğunuzu duymuştum.
Yukarıda bahsettiğim şiir aşkımı körükleyen şair Nâzım Hikmet olmuştu orta okul ve lise yıllarımda. O zamanlar bir yayınevinin şiir kitapları vardı, kapakları düz bir renkten oluşurdu. Nâzım Hikmet’in öyle bir sürü şiir kitabını alırdım, beğendiklerimi ayrı bir deftere yazardım. Annem en son saklıyordu o kitapları ve defterimi, defterin içinde kendi yazdığım şiirler de vardı çünkü.
- Önümüzdeki günlerde sizin için ufukta neler var?
Çok fazla şarkı ürettim son dönemde. Albüm yeni çıktı ama üç albüm kadar şarkı var, çünkü her gün yazıyorum. En yakını sanırım bir düet, Cem Yenel’le çok inandığımız bir şarkı yaptık.