Hukukçu ve aktris Zerrin Nişancı, kayınvalide Nesrin: Sevgisiz ve bencil
Ünlü oyuncu Nişancı, “Lohusa” filminde Hazar Turesan’ın canlandırdığı İlayda’nın kayınvalidesi rolünü üstlendi.
Sebla Didem KordayAklında “Aşkı Memnu” dizisindeki Aynur başta olmak üzere birçok farklı karakterle yer eden Zerrin Nişancı, geçen ay gösterime giren “Lohusa” filminde kayınvalide Nesrin’i canlandırdı. Başarılı oyuncuyla hem filmi hem de kariyerinden satır başlarını konuştuk.
* İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra mesleğinizi yaptığınız mı?
Mezun olur olmaz stajımı yapıp avukat oldum ama avukatlık yapmadım. Farklı işler yaptım, evlendim, çocuğum oldu, aradan seneler geçti, boşandım ve mezun olduktan tam 17 sene sonra avukatlık yaptım. Bu kadar büyük bir aradan sonra tabii ki zor oldu ama içimde ukde kalmamış oldu.
* Sizi oyunculuğa iten ne oldu?
44 yaşımda, çocukluğumdan beri yürekten istediğim, babam desteklemediği için bastırdığım oyunculuk aşkı için eğitim almaya karar verdim. Bu arzu hep aklımın bir köşesinde duruyor ve ara ara eğitim almak için arayışa geçiyordum ama başlayacak cesareti gösteremiyordum. Hayattaki amacımı sorguladığım bir dönemde “Stüdyo Oyuncuları” Şahika Tekand’ın kapısını çaldım. İki yıllık eğitimim o gün başladı ve sonunda da öğrencisi olma şerefine nail olduğum Ayla Algan’dan kamera önü oyunculuğu dersleri aldım.
AYLA ALGAN’IN ÖĞRENCİSİ
* Ocak ayında yaşamını yitiren usta sanatçı Ayla Hanım’ı nasıl anlatırsınız, size verdiği bir öğüt var mı?
Ayla Hoca mesleğine âşık, bildiklerini öğrencilerine en ince noktalarına kadar aktarma isteğiyle yanıp tutuşan örnek alınası güzeller güzeli bir insandı. Öğrencilerine aşılamak istediği tiyatro sevgisi ve doğal, samimi oyunculuk anlayışı, ilkeli bir duruşu vardı. Ve bu duruşuna uygun da bir yaşantı sürüyordu. O örnek alınacak bir ustaydı. Onu sevgi ve rahmetle anıyorum.
* Kayınvalide “Nesrin” nasıl biri? Karaktere eleştiriniz ne olurdu?
Kayınvalide Nesrin, ilk bakışta biraz bencil ve sevgisiz bir karakter. Aslında kendisi de eşi tarafından ihmal edilmiş. Tüm ilgisini ve sevgisini biricik oğluna vermiş. Kendini gelinine rakip görmüş bir kayınvalide örneği. Hiç yakınlık göstermediği gelininin, yalnızlığını ve ilgi çekmek için yaptığı çabalarının farkında bile değil. Farkına vardığında ise gerçeklerle yüzleşiyor. Anneliğini ve kayınvalideliğini sorgulayıp hatalarını fark ediyor. Nesrin’i anladığım, hak verdiğim tarafları olmakla birlikte tek eleştirim, gelinine kucak açmaması.
LOHUSA ÜÇ AY SÜRDÜ
* Siz lohusa döneminizde neler yaşadınız?
Tam üç ay süren feci bir lohusalık dönemi yaşadım. “Ben bu el kadar bebeği tek başıma nasıl büyüteceğim?” diye düşünüp müthiş bir panik yaşadım. Kızıma bakıp bakıp ağladım. O kadar mutsuz ve umutsuzdum ki doğru dürüst sütüm bile olmadı. Bir yandan her şeyi kendim yapmak isteyip bir yandan “Hiçbir desteğim yok” diye yakındım. O dönemi hatırlamak bile istemiyorum. Uykumu yeterince alamamak da sinirlerimi bozmuştu. Neyse ki üç ay sonra hormonlar düzeldi. O umutsuzluktan eser kalmadı.
‘AŞKI MEMNU’DA İLK GÜN
* Unutamadığınız bir set anınız var mı?
Maalesef unutmak isteyip de bir türlü unutamadığım bir anım var. (Gülüyor.) “Aşkı Memnu”nun ilk set gününün ilk sahnesiydi. Yönetmenimiz Hilal Saral tarafından aldığım uyarı, hiç unutamayacağım anılarım arasına yerleşti. Sahnenin genel çekildiğini ve göründüğümün farkında olmayıp eşim rolündeki rahmetli Recep Aktuğ ve oğlumu oynayan İlker Kızmaz’ı seyrediyordum. Hilal Hoca’nın, “Zerrin Hanım siz de bu sahnede varsınız, oynayacak mısınız?” sorusuyla kendime gelmiştim. Şimdi gülerek hatırladığım bir anımdır. (Gülüyor.) Yine “Aşkı Memnu” dizisinin bir bölümünde Recep Bey’i tokatladığım bir sahne çekiyorduk. Yönetmenimizle önceden anlaşıp Recep Bey’in yakın planı çekilirken tokadın gerçekten yüzünde patlamasına karar verdik. Tabii bu durumdan haberi olmayan Recep Bey çok şaşırmıştı ama sahne de çok gerçekçi olmuştu. (Gülüyor.)
NESRİN’E DOYAMADIM
* “Lohusa” filminin seti nasıl geçti?
Set, maalesef çok kısa sürdü. Ben ne karaktere, ne oynamaya ne de diğer oyunculara doyamadım. Hem yapımcı, hem senaryo, hem oyuncular açısından değerlendirdiğimde bu güne kadar parçası olmaktan mutlu olduğum işlerin en başına koyuyorum. Başta Gupse (Özay) ve yönetmenimiz Kıvanç (Baruönü) hoca olmak üzere tüm ekip sıcacık, sevgi dolu ve duyarlıydı. Bana kendimi bu kadar iyi ve değerli hissettirdikleri bir set ortamı yarattıkları için emeği geçen herkese müteşekkirim.
İLK DİJİTAL PROJE
* Netflix’te yayımlanacak “Adsız Aşıklar” projesinde yer aldınız. Buradaki rolünüz nedir?
Çekimlerine başladığımız “Adsız Aşıklar” projesinde yine birbirinden kıymetli oyuncularla çalıştığım için çok mutluyum. Benim ilk dijital projem olacağı ve dünyadaki birçok ülkede aynı anda yayına gireceği için müthiş heyecan verici. Açıkçası bu projedeki rolümün hakkını vermek birinci hedefim.
‘SEBZE AĞIRLIKLI BESLENİYORUM’
* Sağlıklı yaşam adına spora bağlılığınızı biliyoruz. Rutinleriniz neler?
Önce yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Kırmızı eti azalttım, daha çok sebze ağırlıklı besleniyorum. Ekmek ve hamur işlerinden uzak durmaya çalışıyorum. Sigara hiç kullanmadım, alkollü içki konusunda da sosyal içiciyim. Spora gelince, içerik zaman zaman değişse de hareket hayatımda hep var. Dönem dönem yoga, dönem dönem de pilates yapıyorum. Doğa yürüyüşlerimi hiç aksatmam. Şu sıralar haftada 2-3 pilates dersi alıyorum. Her gün 5-10 bin adım arası tempolu yürüyüş yapmaya çalışıyorum.