Gürhan Altundaşar: Asla korku izlemem

Hazine filmiyle beyaz perdede izleyici karşısına çıkan komedi ustası Gürhan Altundaşar ile hem oyuncu hem de izleyici olarak ekran ve beyaz perdedeki deneyimlerini konuştuk.

Zeynep Saçar

Onu Güldür Güldür ve Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’de başarıyla canlandırdığı skeçlerden tanıyoruz. Şimdi yeni filmi Hazine ile sinemada karşımızda.

Dijital platformlardan televizyona birçok yerde başarılı yapımlarda yer alan oyuncu Gürhan Altundaşar ile yeni filmini, komedide oynamayı ve oyunculuğa bakış açısını konuştuk.

-Hazine’de bir polisi canlandırıyorsunuz. Bu karaktere hazırlanma süreciniz nasıldı? 

Bir karakola gittim. Orada iki ay çalışıp polisleri gözlemledim! Şaka tabii... Kendimce bir hazırlık sürecim oldu, çok fazla polisiye film izledim. O filmlerden bir şeyler görmeye çalıştım. “Ne yapılır, nasıl olur”u gözlemledim. Senaryodaki karakteri anlamaya çalıştım. Sonuçta bu bir meslek ve mesleğe göre hareket etmek zorundasınız. Mesleki kimliğinin dışında da bir insan, duyguları var. İkisini harmanlayıp bir şey yapmaya çalıştım. 

- Hazine’nin türü kara komedi olarak geçiyor. Genellikle sizi komedi türündeki yapımlarda görüyoruz. Komedi genelde küçümsenir ancak oynaması olduça zor bir tür. Sizce bu algı neyden kaynaklanıyor ve işin öznesi olarak bu konuda neler söylemek istersiniz?

Küçümsenen burada çok doğru bir kelime olmayabilir, değer gören bir tür olmadığını söyleyebiliriz belki. Türk toplumu olarak duygularını çok yoğun yaşayan insanlar olduğumuz için duygusal şeyleri daha çok seviyoruz gibi geliyor bana. Ama komedi de epey izleniyor. Sonuçta beni izleyip bilen arkadaşlar da var. Dram karşısında değeri daha düşük belki. 

- Bu türe özel çalıştığınız yöntemler var mı? Komedi için diğer türlere göre farklılaşan hazırlanma süreçleri kullanıyor musunuz?

Kendi geliştirmiş olduğum birtakım çalışmalar var. Komedi ve diğer türler arasında tabii ki farklar var. Mesela dramla karşılaştıracak olursak birinde daha tempolu oynama diğerinde daha sakin oynama durumu var. Bu bir metot değil tabii, bunları yapmaya çalışıyorum. Belirli bir oyunculuk metodu kullanmıyorum, tabii ki onlardan aldığım şeyler var ama.

-Güldür Güldür’ün yeni sezonuyla da TV’de yer alıyorsunuz. Güldür Güldür’ün dizi ya da sitcom’dan daha farklı bir formatı var tabii. Her hafta farklı senaryoyla canlı seyirci karşısına çıkıp bunu televizyonda da izlemek nasıl hissettiriyor size?

Bu, ben Çok Güzel Hareketler Bunlar 2’de oynarken de böyleydi. Canlı, seyirciye oynuyorduk, kameralar çekiyordu. Güldür Güldür de aynı. Benim çok uzak olduğum bir yöntem değil. Sadece insanlar değişiyor.

- Dizilerden biraz daha farklı.

Dizi hiç yapmadım. Bir, iki yapıma konuk oldum. Dijitalde de televizyonda da. Uzun soluklu hiç çalışmadım, zor olduğunu biliyorum. Çalışma süreleri vs. Bir dizi nereden baksanız üç saat. Kışı var soğuğu var, kolay bir iş değil. Herkese “Kolay gelsin” diyorum.

- Oyuncu kimliğinizi bir kenara bırakırsak seyirci olarak hangi tür yapımlar ilginizi çekiyor? 

Ben korku filmi hariç hemen her türü izlerim. Çünkü korku filmi izlerken korkuyorum, kendi kendimi tedirgin edecek derecede. Sinemada korku filmi varsa gitmem. Onun dışında bilimkurgu da çok sevdiğim bir tür değil. Ben daha çok gerçek hikâyeleri seviyorum. Sinemaya bilim-kurgu filmi gelse giderim ama korku filmi asla. Bunlar dışındaki tüm türleri izlerim.

-Farklı türlerde oyuncu olarak yer alma planınız var mı?

Korku filminde oynamak isterim. (Gülüyor) Belki çekerken korkup seti bırakıp kaçarım ya da tam bir korku filmi tutkunu olurum.

BABA HAKKI VE SÜLEYMAN SEBA

-Sosyal medya paylaşımlarınızda futbola olan ilginizi sık sık vurguluyorsunuz. Filmi çekilse onu oynamak isterim dediğiniz bir futbolcu var mı?

Çok güzel soruymuş. Baba Hakkı’nın filmi yapılsa onu oynamak isterdim. Süleyman Seba’yı oynamayı da çok isterdim.