Gökhan Türkmen: Yasaksız günler gelecektir

Geçtiğimiz nisan ayında yayınladığı “Mahşer” ile uzun zamandır müzik listelerinin ilk sırasında yer alan ve müzisyen Mert Carim ile seslendirdiği “Herkes yolunda” adlı parçasıyla yaz listelerine üst sıralardan giriş yapan Gökhan Türkmen, şu sıralar yeni çalışmalar içerisinde. Türkmen’e müziğindeki dönüşümü, hayallerini, sanatını, ülkemizdeki yasakları sorduk.

Berrin Karadeniz

2005 yılında seslendiği "Büyük İnsan" isimli parçasından bugüne geçen 13 yıla 7 albüm, 2 EP ve 22 tekli çalışma sığdıran pop müziğin güçlü yorumcularından Gökhan Türkmen ile yakın zamanda yayınlanacak yeni teklisi “Seninle Ben” öncesi konuştuk. Duygusal şarkılarıyla kalplerde ve hafızalarda yer eden müzisyen sakin, kendinden emin biçimde ve farkındalıkla üretmeye devam ediyor.

- Hız kesmeden sürdürdüğünüz üretiminizde sizi besleyen ve en çok etkileyen şey nedir?

Yaşadığım şeyler. İnsanlarla kurduğum iletişim. Gezdiğim yerler, gördüğüm ve bu sayede öğrendiğim her şey. Hayattan kopmamaya çalışıyorum. Yaşamaktan zevk alan biri olarak içinde kendimi var ettiğim her şeyden feyz alıyorum ve etkileniyorum. Bu da beni üreten biri yapıyor.

- Müziğinize yenilikler katarak, farklı ses ve stilleri çalışıyorsunuz. Hiçbir şey elbette aynı kalmaz ama dönüşüm de cesaret isteyen bir şey. Bu müzikal dönüşümünün arka planında neler var?

Her zaman kendimi her konuda yenileyen bir adamım. Tekrarı çok sevmem. Öz benliğimin içerisinde de, kariyerimde de, kişisel tarzımda da. O yüzden en büyük gelişimin değişim olduğunu düşünmekteyim. Tabi bu cesarete sahip olmak için özgüvenli, disiplinli ve çok da çalışıyor olmak gerekiyor. Deli cesaretim yoktur. Yapamayacağım bir işin içerisinde yer almak istemem. Bir işte muvaffakiyet yaşayıp yaşayamayacağımı da bilirim.

- Bu sektörde aynı zamanda GTR ile bir yapımcı olarak da varsınız. Madalyonun diğer yüzünde durum nasıl? Dijital dönüşümle çokça yeni isimler ve şarkılarını dinliyoruz. Dijitalleşme hızı nasıl etkiliyor bu alanı?

Olması gerektiği gibi. Bizim ortamımız da gelişiyor, yenileniyor, dünyaya ayak uyduruyor aslında. Hızlı bir tüketim var ve tabi ki bunun sonucunda da olması gereken bir devinim dijitalleşme. Sanatın içerisinde değersizleşme yaşanmadığı sürece bu değişim ve gelişim öngörülmesi gereken bir süreç. Ama tabi ki hızlı tüketim ne yazık ki üretimin önemsiz hale gelmesine de yol açmakta. Bunun için de sanatın gerekliliklerinden taviz vermeden yolumuza üreterek devam etmemiz gerekiyor.

- En son Mert Carim ile sevilen bir düete imza attınız. Şu isimle de düet yapmayı çok isterim dediğiniz biri var mı?

Müziğini sevdiğim, samimi bulduğum, müziği ve sanatı sanat için yapan herkesle müziğimi paylaşabilirim. Ünlü bir isim olması gerekmiyor. Benim için her zaman keyif ve gurur olur bu tarz etkileşimler.

- En büyük hayaliniz desek?

Çocuklarımın 20’li 30’lu yaşlarını görmek, ailemle güzel anlarımı çoğaltmak. Huzur içinde, keyifli, sağlıklı bir şekilde yaşamak. Başka bir hayalim yok.

- Yakın zamanda dinleyiciyle buluşacak “Seninle Ben” teklinizin müjdesini aldık. Nasıl bir duygunun ürünü yeni şarkınız?

Yine hissiyatı yüksek, duygusal bir şarkı “Seninle Ben”. Biraz R&B soundu, biraz arabesk melodiler, güzel modern bir ses tasarım… Bunların samimi bir duygu ve sesle birleşmesi sonucu ortaya çıkan bir ayrılık hikayesi.

- Pandemi hepimiz için bir milat oldu neredeyse. Bu dönem beraberinde birçok kısıtlamayı getirdi. Hatta kısıtlamalar pandemi dönemini de aştı, konserler iptal edilmeye başlandı. Sahnelerde görmeye alışık olduğumuz bir müzisyensiniz. Siz ne düşünüyorsunuz son dönemdeki kısıtlamalar, yasaklar hakkında?

Kültür-sanat etkinlikleri hassasiyetle organize edilmeli. Bu anlamda hepimizin sorumluluğu büyük. Otoritenin eksik olduğunu düşündüğü noktalar varsa elbet geliştirilmeli. Bizler ve bu alanda çalışan tüm emekçi dostlarım gündemden en fazla etkilenenleriz. Desteğe ve büyümeye ihtiyacımız var. Hür düşünmek, sanatımızı sonsuz sevgiyle yapacak güven ortamlarının inşaa edilmesi kıymetli. Biz elimizden geleni gerek tepkilerimizle gerekse iş yapış biçimimizle yapıyoruz. Bizim yapamadıklarımızı gençler bizden daha dinç bir şekilde aydın fikirleriyle yapacaktır. Bunun önünde hiçbir yasağın durabileceğini düşünmüyorum. Siz işinize, sanatınıza, emeğinize ne kadar sahip çıkarsanız o kadar yasaksız günler gelecektir.

23 EYLÜL’DE ZORLU PSM’DE

Son olarak 23 Eylül’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde farklı bir sahne deneyimi vadeden ‘Kontekst’ adlı bir konseriniz olacak. Dinleyicileri neler bekliyor Kontekst’de?

Normal bir sahne düzeni yerine 360 derece bir düzen tercih ettik. Kontekst adından da anlaşılacağı gibi birbiriyle bağlı, bütün olan bir işin arkasında olduğumuzu göstereceğimiz bir konser olacak. Çok değerli iki müzisyen dostum bize eşlik edecek konserde. Biz bu işi tutarlı bir şekilde, altyapısı sağlam, değerli ve bir bütün olarak yapıyoruz. Her bir noktası önem arz ediyor. 360 sahne biraz bunu anlatıyor bizim için.