Genç ve başarılı oyuncu Eylül Tumbar: Olabildiğince şeffaf ve olduğum gibi insanlarla iletişim kuruyorum

Genç oyuncu Eylül Tumbar, Kanal D’de yayımlanan “Yalan” adlı dizide Duru karakterini canlandırıyor.

Orhun Atmış

22 yaşında hem televizyon hem de dijital platform dizilerinde kendine yer bulma şansı elde etti. Bugüne kadar Melisa Sözen, Özge Borak gibi deneyimli isimlerle rol arkadaşı olan Tumbar, onlardan çok şey öğrendiğini söylüyor. Oyunculuğuna katkı sağlayacak yeni hobiler edinmeyi sevdiğini belirten genç yıldızla konuştuk. 

* Ünlülük, başa çıkılması zor bir gelişme insan hayatı için. Siz nasıl başa çıkmaya çalışıyorsunuz? Bu popülerlik olmadan öncekiyle şimdiki hayatınız arasında belirgin farklar var mı?

Tabii ki belirgin farklar var ama ben olabildiğince şeffaf ve olduğum gibi insanlarla iletişim kuruyorum. O yüzden beni  pek zorlamıyor ve şaşırtıcı bir şey yaşamadım henüz.

‘DURU ARAYIŞ İÇİNDE’

* “Yalan” dizisinin 14 bölümü izleyiciyle buluştu. Dizideki “Duru” karakterine hazırlık sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Duru anlaşılması kolay bir karakter izleyici tarafından ama kendi hikâyesinde bir türlü anlaşılamıyor ve ihtiyaçları karşılanamıyor. O yüzden de kendini daha bulamamış arayış içinde olan bir karakter. Duru’ya hazırlandığım süreçte de onu olabildiğince anlamaya ve anlatmaya çalıştım, bence bu oldukça etkili.

* Daha kariyerinizin başındasınız. Bu ilk zamanlarda senaryo geldiğinde seçici davranma şansınız var mı? Kariyerinin başındaki oyuncuların sesi olmanız gerekse, bu oyuncuların ne gibi sorunlarından söz etmek isterdiniz?

Ben kariyerimin başında olsam da her zaman seçme taraftarıyım çünkü bir karakterle ortak bir alışveriş içerisinde oluyorsunuz. Bir şeyler veremediğiniz ya da alamadığınız bir karakterde oynamak oldukça zor. Ama bazen mecbur kaldığımız durumlarda da kendimize bir motivasyon yaratıp devam etmeliyiz diye düşünüyorum.

ANLAMAK VE EMPATİ KURMAK

* Hem oyunculuk hem de genel anlamda kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

Ben yeni hobiler edinmeyi hep sevmişimdir ve bunun oyunculuğa oldukça katkısı var. Ne kadar güvenli alandan çıkarsak o kadar insan tanıyabilir ve anlayabiliriz. Bu da oyunculuğun en temel özelliklerinden bence, anlamak ve empati kurmak. 

* Melisa Sözen, Özge Borak gibi isimlerle birlikte roller aldınız. “Onlar gibi yaşlanmak istiyorum” dediğiniz rol modelleriniz var mı?

Her iki oyuncuyu da çok seviyorum onlar benim “iyi ki”lerim. Henüz kendime bir rol model belirlemedim. Ama çalıştığım oyuncuların bana çok şey kattığı kesin.

* En sevdiğiniz bir sanatçıdan ya da idolünüzden ya da örneğin annenizden aldığınız en iyi tavsiye neydi?

Birçok yerde farklı sözler söylemiştim ama buraya babamın bana söylediği bir sözü yazacağım:

“Ne yaparsan yap en iyisini yap.”

‘TAKMA RUHLAR’

* Oynadığınız karakterler arasında hâlâ unutmadığınız, sevdiğiniz bir replik var mı?

İlk oynadığım karakter “Bambi”nin neredeyse her sözü ama annesiyle dışarıdaki insanlara, “takma ruhlar” demesi sanırım en sevdiğim oldu.

* Televizyonda denk geldiğinizde izlemeden geçemediğiniz film/dizi var mı? Hangisi?

Çok fazla televizyon izleyemiyorum maalesef. O yüzden buna cevap veremeyeceğim. Zaman buldukça “Yalan”ı izlemeye çalışıyorum.

* Neyi daha çok yapabilmeyi dilerdiniz?

Kesinlikle harika bir sese sahip olmak isterdim.

‘TV VE DİJİTAL İKİ FARKLI DÜNYA’

* Dijital platformlarda da TV dizilerinde de rol aldınız... İkisi arasında bir tercih yapmanız gerekse hangisini tercih edersiniz? Neden? Bir de ikisi arasında çekim süreci açısından size göre ne tür farklar var?

Öncelikle ikisi çok farklı iki dünya, birinde senaryonun sonradan ne getireceğini bilemeden oynuyorsunuz, diğerindeyse her şey çok net. Bence oyunculuk açısından karakter hikâyesini aktarmak TV’de daha zor. Ama bu da oyunculuk için harika bir deneyim. Çekim süreçleri içinse tabii ki TV dizileri için ekstra enerji harcıyoruz çünkü her hafta yetişmesi gereken bölümlerimiz oluyor, dijital projeler böyle bir kaygı taşımadığından daha rahat sürelerde daha yavaş çekimler oluyor.