F1 sürdürülebilirlik virajını dönecek mi?
Lojistiği, yarış organizasyon gelenekleri ve teknoloji kullanımı ile karbon ayak izi en yüksek spor etkinliklerinden olan Formula 1, sürdürülebilir adımlarla 2030’a kadar net sıfır hedefine ulaşmak istiyor.
Ayça CeylanÇevresel sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda elbette yaşamın her alanı buna dahil olur. Ancak bazı sektörler var ki sürdürülebilirlik denildiğinde birçok nedenden dolayı daha çok öne çıkar. Bu sektörlerden birisi de kuşkusuz motor sporları. Araçlar, yakıtlar, farklı ülkelerdeki etaplar için yapılan nakliye işlemleri, seyircinin etkinlikteki karbon ve çeşitli ayak izleri derken motor sporlarının kirleticiler listesi uzayıp gidiyor. Formula 1 (F1) meraklıları, bugün ABD'nin Florida kentindeki Miami Uluslararası Autodrome'da 57 tur boyunca yapılacak 2024 Miami Grand Prix’i heyecanla beklerken ben size geçtiğimiz günlerde F1 için ilk kez yayımlanan etki raporundan söz etmek istiyorum.
Rapora geçmeden Formula 1’in toplumsal etki gücüne değinmekte yarar var. Netflix'in belgesel dizisi “Drive to Survive” ve farklı ülkelerden yeni katılan etaplarının da desteğiyle F1, başta ABD olmak üzere birçok ülkede yükselen bir izleyici grafiğine sahip. Yalnızca 2022'de 1.5 milyar izleyici ekranları başından yarışları izlerken 5.7 milyon izleyici ise 19 ülkede yapılan yarışları canlı izledi. F1’i izleyicileri için heyecan duyulan bir spor yapan başka bir konu ise tabii ki teknoloji ile olan hızlı entegrasyonu.
F1 VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Organizasyon 2019 yılında, 2030 yılına kadar “net sıfır karbon”a ulaşmak, yarıştığı her yerde olumlu bir değişim mirası bırakmak, daha çeşitli ve kapsayıcı bir spor oluşturmak için çeşitli hedefleri ortaya koyan sürdürülebilirlik stratejisini başlattı. Bunun için de bir önceki yıla kıyasla en az yüzde 50 oranında mutlak karbon emisyonu azaltmayı taahhüt etti. Bu hedef, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) “net sıfır emisyon” tanımı kullanılarak belirlendi. Peki bu taahhütler doğrultusunda F1 karbon ayak izini azaltabildi mi?
Yanıt kısmen olumlu. F1’in karbon ayak izi 2022'de 2018'e kıyasla yüzde 13 azaldı. Hâlâ yapılması gereken işler olduğunu da belirten rapor, ayak izini daha da azaltmak ve 2030 yılına kadar emisyonların mutlak yüzde 50 azaltılması yönündeki hedefin karşılanması için gereken yüzde 37'lik azalmaya ulaşmak için atılan adımları ortaya koyuyor. (Geri kalan kısım ise emisyon azaltımı yoluyla hafifletilecek.) Bu adımlar, toplam ayak izinin neredeyse yarısını oluşturan lojistik sektörüne odaklanmayı da içeriyor. Örneğin DHL'nin biyoyakıtla çalışan kamyonları aracılığıyla Avrupa sezonunda lojistik kaynaklı karbon emisyonları ortalama yüzde 83 oranında azaldı.
2023'te F1 yarış organizatörlerin yüzde 75'inden fazlası, deneme sürüşlerinde ve Grand Prix hafta sonlarının tamamında güç kaynağı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAKIT ZORUNLULUĞU
F1, net sıfır hedefinin bir parçası olarak tüm takımların 2026 yılına kadar araçlarına yüzde 100 gelişmiş sürdürülebilir yakıtlar sağlaması gerekiyor. Pistteki araçlardan kaynaklanan yakıt emisyonları sporun genel karbon ayak izinin yüzde 1'inden daha azını oluşturmasına karşın sürdürülebilir yakıt gelişiminin çevreyi ve daha geniş anlamda toplumu olumlu yönde etkileyecek en büyük fırsatlardan biri olması bu kararın nedenleri arasında. Açıkçası sürdürülebilir yakıt konusunu heyecanla bekleyenlerden biriyim. Yalnızca F1’i değil küresel ölçekteki emisyon azaltımı da etkileyecek bir çözümden söz ediyoruz. Ancak olumsuz etkileri de iyi hesaplanması ve bu konuda şeffaf olunması gereken bir teknolojik çözüm.
KADIN SÜRÜCÜLER GELİYOR
Unutmadan Formula 1, genç kadın yarışçıların yetiştirilmesine yardımcı olmak, kadın yeteneklerin pistte ve pist dışında motor sporlarında bir kariyer yolu çizmesine yardımcı olmak için 2023 yılında F1 Akademisi’ni hayata geçirdi.