Esen kalın…

2025’te 7 trilyon dolarlık bir hacme erişeceği öngörülen wellness (esenlik) sektörü eski öğretilerle yeni teknolojik yaklaşımları bir araya getirirken tartışmaların da odağında yer alıyor.

Ömür Tanyel

Esenlik durumu ya da küresel tanımlamasıyla “wellness” kavramı gündemde sıkça yer alıyor. Küresel Wellness Enstitüsü’nün (Global Wellness Institute) 2022 yılına ait yayımladığı verilere göre 4.4 trilyon dolar değerinde olan wellness sektörünün 2025’te 7 trilyon dolara erişeceği öngörülüyor.

Rapora göre 2020’de Türkiye 34.6 milyar dolar ile Avrupa’nın en büyük 9. wellness pazarını oluşturdu.

KENDİSİ ESKİ, İSMİ YENİ

Sağlıklı yaşam fikirlerinin özgün kaynaklarının izleri binlerce yıl öncesinde bulunabilir. Geleneksel kültürler günümüzde sofistike kabul edilen sağlık anlayışlarına sahipti. Bunlara örnek olarak Hindistan’ın ayurvedası ve geleneksel Çin tıbbı verilebilir.

Bunlar bir hastalığı tedavi etmek dışında onların önlenmesine odaklandılar. Sonuçta kavramın bütüncül isimlendirilmesi içinde bulunduğumuz yüzyılda meydana geldi. Burada da tıbbi istatistik anlamında öncü isimlerden olan ve wellness hareketinin babası kabul edilen Halbert L.Dunn ile karşılaşıyoruz.

ETİMOLOJİK KÖKENLERİ

Dunn, esenliği tanımlarken Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tarifine uygunluğunu göz önünde bulundurur. Sonuçta esenlik, “Fiziksel ve psikolojik iyilik durumunu geliştirmeyi sürdürme çabası için bir yaşam sürecidir” şeklinde açıklanmıştır. Yine 1961 yılında yayımlanan “High Level Wellness” adlı öncü kitabında da “wellness” kelimesi literatürde ilk olarak kullanmış ve “kişinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmaya odaklı, bütünleşik bir işleyiş yöntemi” olarak tanımlamıştır.

Sonraki yıllarda kapsam genişletilmiş ve insanın fiziksel, manevi, psikolojik, sosyal, duygusal ve entelektüel boyutlarının tutarlı ve dengeli gelişimini destekleyecek bir yaşam biçimi olarak nitelendirilmiştir. İyi olma anlamındaki well-being ve fiziksel yapıdaki sağlığa karşılık gelen fitness kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan yapay bir sözcüktür.

YENİ ESENLİK AKIMLARI

Wellness bir yandan yaşamdan haz alabilmeyi amaçlarken diğer taraftan kişinin sağlığını sürdürülebilir şekilde korumayı yeni yollarla göstermektedir. Bu haliyle wellness’in, alışkanlıkların değiştirildiği ve yeni davranışların öğrenildiği bir yaşam konsepti olduğu da söylenebilir.

Küresel Wellness Enstitüsü, bu açıdan 2023 yılı için bazı trendlere dikkat çekmektedir. Sağlık, bu başlıklardan en önde gelenidir. Burada tedavi edici değil, koruyucu yaklaşımların ön planda olduğu açıktır. Teknolojinin gelişimi ile gelen VR (Virtual Reality) gibi kavramlar da yerini almaya başlamaktadır.

SAVAŞIN ORTASINDA İYİLİK!

Bireysel esenlik içeren hareket, yaşam tarzı, zihni dinç tutma gibi kavramların dışında tüm gezegeni iyileştirmeye yönelik girişimler de yıl boyunca gündemde yer alacaktır. İklimi korumaya yönelik çabalar, fosil yakıtların azaltılması, gıda sarfiyatının önlenmesi bu bağlamda öne çıkan konular.

Tabii ki geçen yılı göz önüne getirdiğimizde bir yanda çevresel hassasiyet, sera gazı ve fosil yakıtların zararları derken bir yandan da medeniyet beşiği olarak kendini tanımlayan Avrupa’nın ortasında kronikleşmeye giden bir savaşın tüm bu hasassiyetleri umursamaksızın devam etmesi yüzyılın önemli psikologlarından Harold Maslow’u ve onun teorisini hatırlamamızı sağlamıştır.

ÖNCELİKLER BAŞKA OLABİLİR

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi, bireylerin ve toplumun evrensel gereksinimlerinin sıralamasını yansıtır. Ana çıkış noktası bireyin zaruriyetlerini farkında olmaksızın önceliklendirmesidir. Buna göre bir piramit olarak canlandırılan akışta en temelde yer alan yeme, içme, barınma gerçekleşmeden kişi asla üst kısımlarda yer alan bir topluma ait olma ya da estetik duygularını geliştirme gibi durumları önceliklendiremez.

TÜİK’in 2021 yılındaki Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre ülkemizde okuryazar olmayanların yüzde 24.1'i, yükseköğretim mezunlarının ise yüzde 2.5'i yoksul sınıfında yer alırken bu grupların wellness gibi kavramları öncelemesini bekleyemeyiz. Ancak dünyada bu kavramlar henüz konuşulmazken bu coğrafyada çoktan insanlara esenlik sağlaya yönelik girişimler başlamıştı bile.

ESENLİK BU COĞRAFYADA BAŞLADI

İlki Selçuklu döneminde olmak üzere Türk-İslam medeniyetinde hayır kurumu olarak kurulan ve hastaların ücretsiz tedavi gördüğü merkezler vardı. Burada aynı zamanda pratik ve gözleme dayalı tıp eğitimi yapılırdı. Merkezlere “Darüşşifa” denirdi. “Dar” kapı anlamına, “şifa” ise iyileşme anlamına gelmektedir.

Günümüzde Avrupa ve Amerika’da yaygınlaşan wellness merkezlerinin atası rolünde işlev görmekteydiler. Burada sadece hastalar değil yardıma gereksinimi olan tüm insanlar kabul edilir ve musikiden beslenmeye kadar bütüncül bir yaklaşımla esenlik amaçlanırdı. Bir örneği müze olarak hizmet veren Edirne Sultan II. Beyazıt Darüşşifası dışında coğrafyamıza yayılmış onlarca merkez yüzyıllar boyunca hizmet vermişti.

HER KESEYE UYGUN İYİLEŞME

Nüfus yapısındaki değişimler ve bireysel sağlık alanında artan genel harcamalar göz önüne alındığında bireylerin hastalıklar kapıyı çalmadan önce daha iyi yaşamaya yönelik arayışları devam edecektir. Olayın ticari boyutları başta sağlık turizmi olarak gelişirken her bütçeye yönelik wellness seçeneklerinin de artacağı belirgin.

İnsanoğlunun uzun ve kaliteli yaşama arzusu devam ettikçe işin hem bilimsel hem maddi boyutları gündemimizi daha fazla işgal edecektir. Artık eski konuşma dilimizde kalmış wellnes çağrıştıran bir veda cümlesi ile bitirelim yazımızı: Esen kalın sayın okurlar….

KAYNAKÇA

  1. Özlem GÜRSOY, Halise Dilek SEVİN, (2021), OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, Cilt 18, Sayı 42, 2021, 5444 – 5479

  2. https://globalwellnessinstitute.org/industry-research/2022-global-wellness-economy-country-rankings/