Erken kalkan yol alır

Her yaşta sağlıklı ve iyi yaşamanın sırrı nedir ya da bu ‘sır’ olacak kadar bilinmez ve ulaşılmaz mı? Biz de aklımıza takılan bu sorulardan yola çıkarak "wellness" antrenörü Ece Vahapoğlu’nun kapısını çaldık. Sağlıklı yaşam için spor ve beslenmenin ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade eden Vahapoğlu’ndan alışkanlıklarımızı değiştirmek ve sağlıklı yaşama bir adam daha yaklaşmak için tüyolar aldık.

Simay Gözener

'Su akar yolunu bulur' diyenlerden olmamış Ece Vahapoğlu. Erken yaşta belirlediği hedefler doğrultusunda çalışmış, çabalamış ve başarıyı elde etmenin yollarını aramış. Gazetecilik, sunuculuk, yazarlık derken ‘sağlıklı yaşamın’ peşine düşmüş. Önce kendi için sonra da toplum yararına eğitimler alıp bu alanda uzmanlaşan Ece Vahapoğlu’yla bugününün temellerini attığı dününden başlayarak sağlıklı yaşam ve beslenme üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

- Gazetecilik, yazarlık, sunuculuk… Son yıllarda da adınız ‘sağlıklı yaşam’ ile yan yana anılıyor. Bu yolculuğun başına dönelim mi?

Çocukken gazeteci veya öğretmen olmak isterdim. Bunları yaparken de dağlara, tepelere tırmanıp, yükseklerden atlayacak kadar çevik olacaktım. O zamanlar bir isim koyup anlamlandıramıyordum, ama bugüne bakınca aslında çocukluk hayallerini gerçekleştirmiş, çalışkan birini görüyorum. Gazeteci olmak da kitap yazmak da seminer vermek de spor enerjisini aktarmak da aslında temelinde hep “öğretme” güdüsü olan şeyler. Üniversitede işletme ve uluslararası ilişkiler okusam da 30’lu yaşlarımda başlayan sağlıklı yaşam uzmanlığı benim için paralel ilerleyen bir kariyer oldu. Eğitimlere gittim, sertifikalar aldım, pek çok saygın kurum ve marka ile çalıştım.

- Üretimlerinizin temelini oluşturan, neredeyse gazetecilik ve sunuculuğunuzun önüne geçen, sağlıklı yaşama ve spor eğitmenliğine yönelmenizdeki itici güç neydi?

Yirmili yaşlar hâlâ hem eğitimin devam ettiği hem iş hayatına atıldığın hem de kendini keşfetmeye çabaladığın acemi bir dönem... Profesyonel hayatım önce finans sektöründe bankacı, daha sonra medya sektöründe ekonomi muhabirliği ve TV sunuculuğu ile başladı. 30’lu yaşlarımın başında şehir dışında bir spor organizasyonu sunarken o dönemin federasyon başkanına vizyonumu anlattığımda heyecanımı görüp, eğitim almamı ve birlikte topluma yönelik projeler yapyı önermişti. Spor Bakanlığı’na bağlı eğitimler alarak önce sertifikalı wellness antrenörü oldum; sonraki yıllarda da yoga ve pilates eğitimleri aldım. Yurt dışında programlara katıldım. Spor kadar beslenme konusunu da araştırdım. Lisanslı atlet olarak çeşitli yarışlarda koştum. Everest Maratonu’na katılan ilk Türk oldum. Çok daha sağlıklı ve fit bir hale gelince de bilgi ve deneyimlerimi kitaplarla ve seminerlerle paylaştım. Sosyal medyayı aktif kullanarak spor ve iyi yaşam alışkanlığı kazanılmasında ilham vermeye çalışıyorum. Sunuculuk ve yazarlık devam ediyor, ama birilerinin hayatına olumlu dokunduğum spor ve wellness alanları bana daha çok mutluluk veriyor.



Sağlıklı beslenmeye yönelik tavsiyelerde bulunduğunuz kitaplarınız da var. Peki, siz nasıl besleniyorsunuz?

Yazdığım 10 kitabın son dördü sağlıklı yaşam alanında ve beslenme de spor kadar; hatta spordan daha büyük oranda fit bir beden için etkili. Mesleğim buna dönüşmeden önce de sağlıklı besleniyordum. Uzmanlığım ve bilgim arttıkça tabii ki çok daha dengeli beslenmeyi öğrendim. Şok diyetler yapmam; tavsiye etmem de. Senede bir kez detoksu öneririm. Kendini kısıtlamış gibi hissetmeden günlük üç ana öğün ve bir ara öğün yiyorum. Evimizde erken ve hafif yediğimiz akşam yemeğinde ekmek, pilav, makarna, börek gibi karbonhidratları tüketmiyoruz. Çorbalar, sağlıklı yağlarla yapılmış sebzeli et yemekleri, zeytinyağlılar, tahıllar ya da balık gibi besinler tüketiyoruz. Ben daha çok seyahatlerde zorlanıyorum; onda da eskisi gibi kendimi kısıtlamıyorum. Yörenin meşhur olan yemeklerini afiyetle yiyorum.

- Aslında hayatın önemli bir parçası olması gereken, bugünlerdeyse pek çok kişinin popüler olduğu için yöneldiği sağlıklı beslenme ve spor ülkemizde herkes için kolaylıkla ulaşılabilir bir noktada mı? Bunun için neler yapılması gerekir?

Sosyal medya ve internet bilgiye ulaşımı elbette kolaylaştırdı. Popüler olduğu için de paylaşımlarında bu konulara yer verenler var. ‘Mış’ gibi yapanları benim gibi uzman gözler anlıyor. Bu paylaşımların yapılmasının farkındalık oluşturdu kanaatindeyim. Maddi durumu özel bir spor hocasına veya diyetisyene gitmeye müsait olmayan pek çok kişi ‘Youtube’ ve ‘Instagram’dan spor yapıyor, yemek tarifi alıyor. Örneğin benim kanalımda, hamilelerin de faydalanabileceği, 100’ün üzerinde spor videosu var. Bundan sonra beni daha çok video içerikleriyle; hatta metaverse’de göreceksiniz. Sporun ve sağlıklı beslenmenin daha geniş kitlelere ulaşması için tabii ki devlet politikası olması ve bu alanda uzmanlaşmış kişilerin de yönetimde olmalı şart.

- Hayatı memnuniyetle kabul etmek ve yaşama felsefesi üzerine kurulmuş olan wellness nedir? Bir yaşam felsefesi olan ‘wellness’ belirli bir yaş aralığına mı hitap ediyor?

Wellness, bütünsel olarak bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal, sosyal ve çevresel alanlarda zinde ve iyi olmak demek. Her yaşta iyi ve sağlıklı yaşayabiliriz. Bence bunun bir yaşı yok. Ne kadar erken sağlıklı yaşam ve spor alışkanlığımız olursa, yaşlılığımız da o kadar dinç geçer. Mesela ben 25 aylık olan oğluma altı aylıktan beri onun yaşına uygun yoga ve egzersizler yaptırıyorum. Beni evde spor matında o kadar çok görüyor ki yanıma gelip bağdaş kuruyor, köprü hareketi yapıyor. Benimle “bir, iki” diye sayıyor. Çocuklarımıza ayna gibi örnek olmalıyız.

21’in sırrı

21 gün felsefesi, 21 dakikalık workout dersleri, 21 Günde İyi Hisset… Söylemlerinizde, kitaplarınızda sürekli bahsettiğiniz “21” bugün kurduğunuz markaya da ismini veriyor. Nedir bu 21’in sırrı?

Beynin yeni bir alışkanlığa geçiş süresi en az 21 gün tekrardır. 21 gün sonunda beyin nöronları eskiyi unutup, yeniyi alışkanlıktan sayar. Pes etmeden 21 gün bir hareketi tekrar ederseniz- çaya, kahveye şeker atmamak gibi- üç hafta sonra şeker kullanmak istemezsiniz. Yıllardır savunduğum bu felsefeyi kitabıma, spor derslerime, sağlık kamplarıma; hatta fit21 adındaki spor giyim markama kadar kullanıyorum.


Başarılı sporcuya destek

- Spor, eğitim ve sağlık alanında yaptığınız sosyal sorumluluk projelerinden bahseder misiniz?

Sağlık, Spor, Aile ve Çevre Bakanlıkları ile yıllar içerisinde toplum sağlığına yönelik pek çok projede görev aldım. Sağlıklı yaşam söyleşileri yapıyorum. Bunun yanı sıra kadınlara ve annelere pratik spor egzersizleri gösteriyor, bu konuda onları bilgilendirmeye çalışıyorum. Özellikle Anadolu’da sportif başarılarına destek olduğum pek çok genç var. Şimdilerde de belediyelerle görüşüp, daha büyük kitlelere spor ve sağlıklı yaşamı aşılamak istiyorum.