Elektrikli otomobil çözüm mü?

Elektrikli araçlar yaşamımıza girdikçe ekonomik önemleri de artıyor. Bu da ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşında ana gündem maddesi olmalarını sağladı. Ayrıca ortaya çıkan sağlık sorunu iddiaları, araçların bozulduğuna yönelik tartışmalı bilgiler ve iklim retçisi suçlamaları, küresel sürdürülebilirlik çevreleriyle dünya siyasetini yöneten aktörleri karşı karşıya getirdi.

Ayça Ceylan

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini deneyimlediğimiz bir zaman diliminde yaşıyoruz. Birçok sektörde çevresel etkileri azaltmak adına adımlar atılıyor. Küresel ölçekte hükümet ve şirketlerin insan ve gezegen sağlığı adına önceliklendirdiği adımlar her ne kadar çeşitlilik gösterse de ortaklaşılan başlıklar da var. Bu başlıklardan biri ulaşım sektörünü ilgilendiren ve karbon ayak izini azaltmaya yönelik bir çözüm olarak sunulan elektrikli otomobiller.

ÇİN’İN ARAÇLARINA BIDEN’DAN ENGEL

Sosyal medya ve çeşitli yayın organlarında elektrikli otomobillerle ilgili haberlere sıkça rastlamak mümkün. Öyle ki elektrikli otomobillerdeki gelişmeler dünya siyasetinin ve ekonominin de odağında. Geçen hafta ABD Başkanı Joe Biden hem ülkedeki üreticilerin ucuz ithalattan korunarak desteklenmesi hem de ABD yeşil ekonomisinin büyüme hacminin artırılması amacıyla tasarlanan uygulamaların bir parçası olarak Çin yapımı elektrikli araçlara yüzde 100 gümrük vergisi getirileceğini duyurdu. Bu vergi artışı şu anki verginin dört katına eşdeğer bir artış. Aynı zamanda yakın geçmişte Avrupa Birliği Komisyonu da Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara karşı sübvansiyon soruşmaları başlattı. Çin ise ABD’yi haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle Dünya Ticaret Örgütü’ne şikâyet etti.

Tüm bu gelişmelerin yanında elektrikli otomobillerle ilgili merak edilen bambaşka bir soru var: Bu otomobiller gerçekten çevre ve insan dostu mu?

ÇÖZÜLEMEYEN SORUNLAR VE YAN ETKİLER

Tesla’dan Togg’a, NIO’dan Mercedes-Benz’e, Tesla’nın Çinli rakibi olarak adlandırılan Xpeng Motor’dan BMW’ye kadar birçok otomobil üreticisi elektrikli otomobil üretimini sürdürüyor. Her bir elektrikli otomobil üreticisi çevresel hedeflerini açıklarken aynı zamanda bazı üreticilerle ilgili çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Bütünsel sağlığa yönelik içerik üreten “livingwellwithelle” isimli Instagram hesabında 54.6 milyon izlenen bir videoya rastladım. Hesabın sahibi Tesla kullanırken birkaç yıl içinde tükenmişlik, omuz ve boyun ağrısı hissettiğini, saç dökülmesi yaşadığını ve çeşitli fizyolojik rahatsızlıklara sahip olduğunu iddia eden tüketicilerden yalnızca biri.

Elektrikli araçların belli sıcaklık değerlerinin altında çalışmadığını savunanlar da tartışmaların bir diğer yüzünü oluşturuyor. Tüm bunlara karşılık bu insanları iklim retçisi (iklim değişikliğini var olmadığını savunan) olarak konumlayanlar da var. Tartışmalar sürerken uzmanlar, elektrikli otomobillerin geleneksel yakıt üreten otomobillerden daha çevre dostu olduğunu dile getiriyor.

Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) raporuna göre elektrikli araçların sera gazı emisyonları, benzinli ve dizel araçların emisyonlarından yaklaşık yüzde 17-30 daha düşük. Elektrikli otomobil üretiminin de daha verimli hale gelmesiyle, tipik bir elektrikli aracın yaşam döngüsü emisyonlarının 2050 yılına kadar en az yüzde 73 oranında azaltılması bekleniyor.

Avrupa’da elektrikli araçların sayısı her geçen yıl artıyor. Fakat EEA’ya göre sürdürülebilir bir mobilite sistemi için elektrikli araçlar tek başına yeterli olmayacak. Üstelik elektrikli araçların üretimi hâlâ önemli ölçüde kaynak gerektiyor ve kirlilik yaratıyor. Elektrikli araçlar aynı zamanda artan ulaşım talebi, trafikte geçirilen süre veya park yeri bulma sorununu da çözmüyor.

ŞARJ KAYNAĞI NERESİ OLACAK?

Carnegie Mellon Üniversitesi’nde mühendislik profesörü ve Carnegie Mellon Araç Elektrifikasyon Grubu direktörü olan Jeremy Michalek’in öncülüğünde yapılan araştırmaya göre ise araç elektrifikasyonu ulaşımın sera gazı emisyonlarını azaltmak için önemli bir yol.

Taşımacılık son kullanım emisyonları (tüm ulaşım türlerinde), 2020'de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki emisyonların yüzde 27’sine ve dünya çapındaki emisyonların yüzde 24'üne sahip. Öte yandan Michalek, elektrikli araçları şarj etmek için gerekli olan enerjinin nasıl karşılandığının da önemli bir nokta olduğunu vurguluyor. Eğer fosil yakıt kaynaklı destekler elektrik sektöründe sürerse elektrikli otomobillerin getireceği iklim çözümünün hiçbir etkisi kalmayacak.