Dünyanın geleceği için gözler G20 ülkelerinde

İnsanlık önümüzdeki yıllarda büyük bir sınav vermeye hazırlanıyor. Eğer toplu seferberlik ile çevreci politikalar yaşamımıza girmezse yaşam için kritik eşik olan 1.5 derecelik sıcaklık artışının aşılması kaçınılmaz.

Ayça Ceylan

Azerbaycan'ın başkenti Bakû’da 11-24 Kasım 2024 tarihleri arasında  düzenlenecek 29'uncu Taraflar Konferansı COP29 öncesinde küresel ölçekte sıkça karşılaştığım bir soru var: Küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1.5 santigrat derece üzerinde sınırlamak mümkün mü? diğer bir deyişle 1.5 santigrat derece eşiği ne derece mümkün? Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlanan “Emisyon Açığı Raporu 2024” bu sorunun olası yanıtlarını içeriyor.

UNEP tarafından 15. kez yayımlanan rapor, sera gazı emisyonlarındaki gelecekteki eğilimlere bakmak ve küresel ısınma sorununa olası çözümler sunmak için dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinden birçoğunu bir araya getirerek ülkelerin ulusal katkı beyanlarını (NDC’LER) Paris Anlaşması ile karşılaştırarak ortaya çıkan farkları kapatmak için çözümler sunuyor.

Raporu açtığınızda ilk sayfada “Daha fazla sıcak havaya hayır, Lütfen!” ana başlığının altında yer alan “Retorik ile gerçeklik arasında devasa bir uçurum varken ülkeler yeni iklim taahhütleri hazırlıyor” metni okuyucuyu karşılıyor. COP29 yaklaşırken bu yazının altında buzullarda neredeyse suya dönüşen bir kardan adam görmek de anlamlı. Fosil yakıtlardan neden vazgeçilmesi gerektiğinin nedenlerini sıralamayacağım ancak dünyamız bu kadar ısınırken fosil yakıtlardan çıkmak için acil eylem tasarıları bir an önce devreye alınmalı. Rapora göre daha fazla ısınmak istemiyorsak ülkelerin sera gazlarını azaltma konusunda fark yaratacak sözler verilmeli. Brezilya’nın Belem kentinde yapılacak COP30'dan önce 2025 başlarında sunulması gereken bir sonraki ulusal katkı beyanları (NDC) bu azaltım hedeflerinin ne kadarının yerine getirilmesi gerektiğine bakıyor. Ne yazık ki 1.5 dereceyi aşmamak için küresel ölçekte ülkelerin 2030'a kadar yüzde 42 ve 2035'e kadar yüzde 57’lik bir sera gazı azaltım planı uygulaması gerekiyor. Eğer böyle bir oranda tasarılar sunulmazsa veya uygulanması gecikirse dünyamız bu yüzyıl boyunca 2.6 ila 3.1 derecelik bir sıcaklık artışına doğru yol alacak.

Rapordan öne çıkan 3 madde:

- Teknik olarak 1.5 sıcaklık artışı hedefine ulaşmak hâlâ olası ancak bu yalnızca bugünden itibaren tüm sera gazı emisyonlarını azaltmak için G20 öncülüğünde büyük bir küresel seferberlikle mümkün. Afrika Birliği hariç G20 üyeleri 2023'te emisyonların yüzde 77'sini oluşturdu. Toplam emisyonların büyük kısmından sorumlu olan G20 üyeleri iklim mücadelesinde büyük bir sorumluluk almalı.

- Var olan politikaların sürmesi durumunda 3.1 dereceye kadar felaket düzeyinde bir sıcaklık artışı yaşanacak.

- 2030 yılına ilişkin verilen sözler yerine getirilmiyor, yerine getirilse bile sıcaklık artışı 2.6-2.8 derece seviyesinde olacak

SICAKLIK ARTIŞI NASIL AZALIR?

Rapor güneş fotovoltaik teknolojilerinin ve rüzgâr enerjisinin artan verimliliğiyle 2030'da toplam sera gazı azaltma potansiyelinin yüzde 27'sini ve 2035'te yüzde 38'ini karşılanabileceğini öngörüyor. Ormanlar üzerindeki acil eylem planları ise her iki yılda gereksinim duyulan yeşil potansiyelin yaklaşık yüzde 20'sini sağlayabilir. Diğer güçlü seçenekler arasında verimlilik önlemleri, yeşil binalar, ulaşımda ve endüstri sektörlerinde yakıt değişimi yer alıyor. 

Kritik eşik 1.5 derece için 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, 2030 yılına kadar küresel ortalama yıllık enerji verimliliği iyileştirme oranının iki katına çıkarılması, fosil yakıtlardan uzaklaşılması ve doğanın ve ekosistemlerin korunması, kollanması ve restore edilmesi gerekiyor.