DTCF marşı

DTCF (Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi) Atatürk’ün isteğiyle Haziran 1935’te kuruldu. Ağırlıklı olarak geçmişteki ve günümüzdeki dillerin ve kültürlerin incelendiği bu fakültenin kapsamı ve konumu Türkiye Cumhuriyeti üzerinde derin izler bırakmıştır.

Üstün Dökmen

Fakültenin ön cephesinde Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü yazılıdır. Bu yüzden DTCF uzun yıllar halk arasında “Mürşidin Evi” olarak anılmıştı. Kırklı, ellili yıllarda Ankaralı gençler bir adres verirken “Mürşidin Evi’nden aşağıda veya yukarıda” derlermiş. Bu ifade, eğer adres, Sıhhiye’den Ulus’a doğruysa “Mürşidin evi’nden aşağıda”, Çankaya’ya doğruysa “yukarıda” anlamına gelirmiş. 

DTCF gerçi bir güzel sanatlar fakültesi değildir ancak ilimde mürşit olmanın yanı sıra işlevi açısından sanatta da belli bir süre mürşit rolü üstlenmiştir. CSO (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) ilk binası 1961’de yapılana kadar haftalık olağan konserlerini DTCF’nin Farabi Salonu’nda gerçekleştirmişti. İsmet İnönü Ccmhurbaşkanı olduğu yıllarda ve daha sonrasında her cumartesi saat 13.00’de CSO konserlerini Farabi Salonu’na gelerek izlemişti. Yemen’de savaştığı yıllarda Alman subaylara ait klasik müzik plaklarını dinleyen İnönü yıllar sonra Ankara’da viyolonsel dersi de almıştı. Mürşitin evi onun disiplinli bir izleyici olarak müziğe gösterdiği ilginin topluma sunulduğu mekân olmuştu.           

Mensubu bulunduğum Ankara Üniversitesi bünyesindeki bu özel fakülteye her zaman ilgim oldu, eşim Prof. Dr. Zehra Yaşın Dökmen, bu fakültenin öğretim üyesi olduğu için de her zaman gurur duydum. Yıllar önce DTCF ile ilgili bir marşa güfte olabilir düşüncesiyle de aşağıdaki şiiri yazdım.

Yeryüzünü gezdim ben, denizleri gölleri

Anitta’nın izinde adım adım Hatti’yi

Ellerimle kazdığım, kemikleri, kentleri,

Hititleri, Sümeri, Göktürkleri gördüm ben. 

Yeryüzünü gezdim ben, uzaklardan geldim ben

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi oldum ben

Sen çok yaşa, çok yaşa Dil ve Tarih-Coğrafya

Düğünleri, toyları, Midas’ta tomrukları, 

Ovaları, dağları, toprak olmuş canları,

Kapları kacakları ve kervansarayları 

İlim ile fen ile kalbim ile gördüm ben

Adım adım yürüdü “İnsan insan” diyenler

Masalı ilim yapan cümleye can verenler

Seyirlik bir dünyada insanı seyredenler

Canları dost bilen insanları gördüm ben

Dil vatandan öncedir, bilgiden de öncedir.

Dili bağrına basan “ve Tarih-Coğrafya” der

Dillerini sevenler, yaşamı da severler

Kâğıtlarda, taşlarda, nice diller gördüm ben

Ulus ile Çankaya arasında bir yerde 

Mürşit’in evindeyim, ilim, fen yerindeyim,

Çağırsanız gelemem, belki de her yerdeyim,

Uzun ince taş bina, Farabi’yi gördüm ben

Yeryüzünü gezdim ben, uzaklardan geldim ben

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi oldum ben

Sen çok yaşa, çok yaşa Dil ve Tarih-Coğrafya*

Bu güfte Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Barış Demirci’nin desteğiyle, değerli besteci Doç. Dr. Ozan Belge tarafından bestelendi. Besteyi karekodda dinleyebilirsiniz. Ancak bu noktada söz konusu marş henüz DTCF’nin ve Ankara Üniversitesi’nin ilgili kurullarından geçip onaylanmamıştır, onaylanması belli bir süre alacaktır. Bu nedenle resmi bir DTCF marşından söz edemeyiz. Henüz bir öneri, bir tür hediye niteliğinde olan marşı DTCF’nin kuruluş ayında okuyucularımızla ve dinleyicilerimizle paylaşmak istedim.   

* Dökmen, Ü. (2016). Toplu Şiirler. İstanbul: Remzi Kitabevi.