Dijital izin farkında mısınız?
Görsel yönümüzü ve sosyal hayatımızı İnstagram'da, düşünsel tavrımızı Twitter'da şekillendiriyoruz. Her bir paylaşımımız bizi davranış kalıbı içinde şekillendirirken, ardımızda bıraktığımız dijital ayak izlerimiz en temel yönlerimizi ele veriyor.
cumhuriyet.com.tr
Bilgi yaymak ve fikirlerimizi paylaşmaktan hoşlanıyoruz. "World
meters"ın yayımladığı rakamları ile internete
baktığımızda: Her gün 4 milyonun üzerinde blog yazısı
yazıldığını, 80 milyon dolayında Instagram fotoğrafı
yayınlandığını, 156 milyon üzerinde e-posta mesajı yazıldığını
ve 600 milyondan fazla tweet atıldığını görüyoruz. Rakamların
büyüklüğüne inanabiliyor musunuz?
Her bir tweetin,
blog yazısının ya da fotoğrafın ardında bizler gibi biri var.
Düşünün: Niçin her gün milyonlarca insan, değerli ve kısıtlı
olan zamanlarını bilgi paylaşımına ayırıyor? Harvard
Üniversitesinde yapılan bir çalışma, insanların düşüncelerini
başkalarına yayabilmek adına para kaybetmeyi bile göze
aldıklarını gösteriyor. Buna en somut örneklerden biri geçen
yıl ilkbahar aylarında Musk’ın paylaştığı tweet. Gelin
birlikte anımsayalım. Musk’ın tweet mesajını “Bence Tesla
hisse senedi fiyatları çok yüksek” diyordu. Bu tweet
paylaşımıyla Musk, şirketinin hisse senetlerinde 14 milyar dolar
düşüşe yol açtı. Tesla yöneticisinin yaptığı paylaşımın
ardından şirketin hisse değeri 144 milyar dolardan 129 milyar
dolara kadar sert bir düşüş gösterdi. Bir de paylaşılan
gerekli-gereksiz bilgiler ve kişisel düşünceler mevcut. Bu
düşünceler zamanla elde edilmiş, önemli ya da değerli bulunan
düşünceler değil, Herhangi kişinin nerde yemek yemeyi sevdiği
veya buna benzer gündelik paylaşımlar.
Bilişsel
Sinirbilim Profesörü Tali Sharot'un Başkalarının Aklı
kitabından belirttiği üzere, beyin tarama sonuçlarına göre
kişiler "bilgeliklerini" diğerleriyle paylaştıklarında
beyinlerindeki ödül merkezi güçlü bir şekilde harekete geçiyor.
Yani düşüncelerimizi paylaştığımızda bir tür haz yaşıyoruz
ve bu haz bizi iletişim kurmaya teşvik ediyor. Beynimizin hoş bir
özelliği bu. Çünkü bu sayede bir bilgiye, deneyime ya da fikre
ilk sahip olan kişi bunu kendine saklamıyor ve bizler, toplum
olarak, pek çok zihnin ürününden faydalanıyoruz.
Yaptığımız
bu paylaşımlar kimimize göre gerekli bazılarımıza göre
gereksiz, etkili veya etkisiz, faydalı veya faydasız, teşvik eden
veya değil, ilham verici veya değil. Tüm bunlar mesajı okuyan
kişinin ilgi alanı ile doğrudan ilintili olduğu kadar mesajını
okuduğu kişi ile olan ilişkisinin yakınlığına veya mesajını
okuduğu kişiye duyduğu beğeni ve hayranlıkla da orantılı
olarak değişiyor.
Dostlarımız ve değer verdiklerimiz
için önemli olduğuna inandığımız konularda farkındalık
yaratmak için bilgi yayma veya fikir paylaşımı eylemlerinde
bulunuyoruz. Veya bizim değer yargılarımızda önem atfettiğimiz
konulara ilişkin farkındalık yaratmak amacıyla sosyal iletişim
mecralarını yoğun şekilde kullanıyoruz.
Sosyal
mecralarımızı yoğun şekilde kullanırken ve kullanmaktan keyif
alırken dikkat etmemiz gereken en önemli unsurlardan birinin
kendimize ait nasıl bir dijital ayak izi bırakmak istediğimizin
farkında olup olmadığımızı sorgulamamız. Unutmayalım,
yaptığımız her paylaşım kişiliğimiz, ilgi alanlarımız,
hassasiyetlerimiz, konuştuğumuz konularla ilgili derinliğimiz,
dünya bakışımız ile ilgili çok önemli ipuçları verir. Bir
yerde kişisel ve kurumsal sosyal mecralarımızda sergilediğimiz
duruş kişisel ve kurumsal varlığımızla ilgili çok değerli ip
uçları verir. Bu nedenle paylaşımlarımızın kendi kişisel veya
kurumlarımızın değerlerini ve derinliğini yansıttığını asla
unutmamız gerekiyor.
Birden fazla ve farklı sosyal mecra
vasıtalarını kullanmada gösterdiğimiz hüneri ve harcadığımız
zamanı çocuklarımızla birlikte öğretici aktiviteler, kültürel
etkinliklere katılma, yaşadığımız şehrin tarihçesini öğrenme
veya benzer amaçlar için gösteriyor muyuz? Bu sorgulamayı yapmamı
lütfen sosyal mecraların kullanımına karşı olduğum şeklinde
tercüme etmeyin. Ben sadece sosyal mecrayı kullanırken bizi biz
yapan değerleri her zaman önde tutmamız, ölçülü ve duyarlı
olmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum aslında. Gelişigüzel,
özensiz ve sadece paylaşım yapmış olmak için yapılan
paylaşımlar kişi ve kurumların değerini bir süre sonra aşağı
çekmeye başlar.
Sinan Ulusoy