Didaktik değil, ucu açık

Yeni albümü Keşke Herkes’i kısa süre önce yayımlayan Ankara çıkışlı Yaşlı Amca, isimlerinin aksine enerjik ve yenilikçi bir grup.

Deniz Ülkütekin

Yaşlı Amca, İndie müziğin son günlerde en dikkat çeken gruplarından. Ankara çıkışlı topluluk, vokalde ve ritim gitarda Artun Özoğlu, lead gitarda Can Aydınoğlu, bas gitarda Hüseyin Tosun ve davulda ise Yağız İpek’ten oluşuyor. Keşke Herkes isimli üçüncü albümü ve albümün çıkış şarkısı Hep de Yorgun ile olumlu eleştiriler aldı. 19 Aralık’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde albüm tanıtım konserini gerçekleştirecek Yaşlı Amca’yı bize Artun Özoğlu tanıttı.

Grubun isminin öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Bestekâr Sokak-Tunalı kesişiminde gitar çalan yaşlı bir amcadan ilham alarak bestelediğimiz ve eninde sonunda birer yaşlı amcalara dönüşeceğimizi umarak yola çıktığımız bir şarkımız vardı. O şarkının ismini tahmin edebileceğiniz üzere "Yaşlı Amca"  koyduk. Daha sonra şarkıyı yayımlamaktan vazgeçtik. O sıralarda grup ismimiz yoktu. Biz de durur muyuz, yapıştırdık!

Keşke Herkes, üzerinde çok incelikli çalıştığınız bir albüm. Müziğe teklilerin damga vurduğu bu dönemde biraz "old school" bir tavır. Müziğin geçmişte size esin veren köklerine saygı gösterisi mi albüm geleneğini devam ettirmek mi amacınız?

Sadece kaydetmesi bile uzun süren bir albüm oldu. Bestelemesi, sözleri, aranjesi... Daha sonra geri dönüp dinlediğimizde biraz daha pişsin diye yolda bıraktığımız şarkılar da oldu. Albümün başka bir işleyişi olabiliyor. Eğer beklenti o albümün kalıcı olmasıysa parçalar özelinde değil bir bütün gibi bakmak gerekebiliyor. İşin zor kısmı buydu. Size incelikli hissettirmesi bizi sevindirdi, umarım dinleyiciler de öyle düşünür. Ama bu albümü yapma sebebimiz saygı veya gelenek olmasından daha öte, ufak bir dünyacık yaratıp onun içinde gezebilmek. Ya da en azından bunu denemek...

İlk klibi çektiğiniz şarkı "Hep de Yorgun" olasılıkla albümde ilk başta en dikkat çekecek şarkı. Nasıl ortaya çıktı peki?

Biz genel olarak şarkıları didaktik bir şekilde anlatmaya yanaşmadan karşı tarafın istediğini anlamasını, ucunu açık bırakmayı daha çekici buluyoruz. Bazı şarkılar buna izin vermiyor ama bu onlardan değil.

Daha önce tekli olarak yayımladığınız ve bu albümde de farklı bir sürümü yer alan Eymir şarkısı sanırım Ankara köklerinize bir gönderme. Biraz şarkının grup için taşıdığı anlamdan söz edebilir misiniz? Kökenlere yapılan göndermeler de müzikal anlamda bir devamlılık ve "samimiyet" oluşması açısından önemli değil mi?

Evet, o özel bir şarkı. Eymir gölünde çok fazla anı yaşandı ve orada o kadar vakit geçirince ister istemez ortaya bir de şarkı çıktı. Provada beraber çalınca çok keyif aldık ve albüme koymaya karar verdik. Devamlılık ise ilginç bir konu. Aslında öyle bir niyetimiz yok. Öyle bir baskı da hissetmiyoruz. Hoşumuza gidiyor, o zaman yapıyoruz. Bazen, bazı günlerde ise bu farklı olabiliyor. 

Yaşlı Amca hakkında şöyle bir çıkarım yaptım kendimce. Hit şarkı yazma formüllerini bilen ama bu formülleri her zaman kullanmayan bir grupsunuz. Şarkı üretimine yaklaşımınız nasıl?

Şarkılara “hit veya git” diye yaklaşmak değil de daha çok şarkıları beğenip beğenmemek üzerinden gidiyoruz sanırım. Bu, böyle bir sonuç mu doğuruyor, bilemedim.

Hit olan veya olması beklenen şarkılar, belki de genel akıma ses olarak yatkın tarzlarda olanlar. Ama biz bunu elimizden geldiği kadar formülleştirmeden deniyoruz. Yani oturup dinlediğimizde, keyfimizi arttıracak kıvamda şarkı yarattığımızda bu bizi daha çok memnun ediyor. Bunun üzerine başkaları da aynı şekilde keyiflenirse daha da güzel. O yüzden umuyoruz ki daha çok kişi dinler.

Kendinizi "üçüncü yeniler" akımının içinde görüyor musunuz?

Bu düşündüğümüz bir şey değil.