Çocuklardan çocuklara hediye

İstanbul’daki okullarda çocukların biriktirdiği plastik atıklar, Trabzon’un Akçaabat ilçesinde bir parka dönüştü.

Ayça Ceylan

İklim krizinin insanlığın tümüne söylediği bir cümle var: “Türler arası dengeyi öğrenmek ve saygı göstermek durumundasın!” İlk olarak öğrenmenin nasıl olacağına yakından bakmakta fayda var. İnsan türü olarak çeşitli öğrenme biçimlerini deneyimliyoruz. Çevremizi sarıp sarmalayan milyarlarca veriyi kimi zaman görerek kimi zaman işiterek kimi zaman tadarak kimi zaman koklayarak ve kimi zaman da dokunarak algılıyoruz. Algılamamızdaki çeşitlilikler genetik aktarımdan çevresel koşullara birçok değişkene bağlı. Bu nedenle duyulararası iletişimin olabildiğince uyum içinde olmasına özen göstermek gerek.

Duyulararası iletişimi -beş duyumuzun her birini etkin ve dengeli kullanmaya yönelik bir yaklaşım olarak özetlenebilir- güçlendirmek adına atılması gereken adımlardan biri çoklu duyusal öğrenmeye odaklanmak. Bunun için ise görmenin merkeze alındığı yaklaşımların yanında diğer duyuları da harekete geçirecek öğrenme tasarımları geliştirilmeli. Dijital dünyanın egemenliği malum, öte yandan hem dijital hem de organik olarak deneyimlenebilen tasarımlarla insan türü olarak empatinin alanındaki paylaşma, beraber yaratım, güçlenme ve ortak iyileşmeyi yaşantımıza katabiliriz.

OYUN OYNAMANIN ÖNEMİ

Oyun oynamak duyusal çoklu öğrenmeye verilebilecek en iyi örneklerden. Parklarda oyun oynayan çocukların seslerini duyduğunuzu düşleyin veya kendi çocukluğunuza bir yolculuk yapıp nasıl hissettiğinizi düşünün. Toplulukla beraber deneyim odaklı bir öğrenme ve aynı zamanda eğlencenin bir araya geldiği parkların fantastik bir dünyası vardır. Hem bu dünyaya ait hem de dünyanın gündelik ritminin dışında esnek bir yapı.

Geçtiğimiz hafta açılışında bulunduğum bir park bende bu duyguların ve düşüncelerin tekrardan filizlenmesine neden oldu. “İyilik için Kirlenmek Güzeldir!” özdeyişiyle inşa edilen renklerle bezenen salıncaklar, kaydıraklar ve oyun aletleri; neşeyle hareket eden çocuklar, onları izleyen ve yer yer oyuna katılan yetişkinlerle beraber OMO’nun plastik atıkların geri dönüşümü ile gerçekleştirdiği ikinci parkının açılışı Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Akçaabat Uğurlu İlkokulu’nda yapıldı. Üsküdar, Ümraniye ve Beykoz belediyelerinde bulunan ilk ve ortaokulların önüne yerleştirilen geri dönüşüm kutularıyla beş ayda 1.8 ton atık toplandı ve toplanan plastiklerin 250 kilosu geri dönüşüm ile çocukların gülümsemesini çoğaltan bir hediyeye dönüştü. Bu hediye aynı zamanda bir dayanışmanın da örneği. Yüz yüze tanışmasalar bile İstanbul’un bu üç ilçesinde oturan çocuklar, evlerinden getirdikleri plastik atıklar aracılığıyla parkın yapılmasını sağladılar.

Bu çalışmanın önemini bir veriyle desteklememiz gerekirse OMO ve Global Action Plan’in İngiltere ve Türkiye’de 7-18 yaş aralığındaki çocuklarla yaptığı araştırmaya göre her 10 çocuktan 9’u doğayı ve başkalarının iyiliğini önemsiyor. Gündelik hayatta pozitif etki yaratacak bir eylem gerçekleştiren her bir birey, etkinin yaratıldığı konuya ilişkin öğrenme sürecinde büyük bir yol almış demektir. Sözlerin değeri hiçe sayılamaz ancak sözleri pratik edilebilecek varlıklara dönüştürmek hele ki konumuz “iklim krizi” olunca es geçilmemesi gereken bir durum. Dünyanın sınırlı kaynakları olduğunu her zaman aklımızda tutmamız ve bu kaynakların tüketimi sırasında özellikle 20. yüzyılın insanlığa sunduğu tüketim kültürünü önce kendi gündelik hayatlarımızda değiştirmemiz gerekli. Doğayı umursayan bir bireyin yapacağı eylemlerin başında gelen dönüşümün önce kendinde gerçekleşeceğini bilmek olmalı. Sindirilmiş bir bilgi ile hem kendimizin hem çevremizdekilerin hem de birçok türün yaşamlarına farkındalığı yüksek dokunuşlar yapabiliriz. Farkındalığı yüksek her bir davranışla iyinin mucizesi bizimle olur, kalplerimiz ferahlar. İşte o zaman biliriz ki dünya sadece insanlara ait değil, dünya üzerindeki her bir canlının evi!