ChatGPT ile felsefe

Yapay zekânın düşünce dünyasında insan aklının yerini alıp alamayacağını, kendisi aracılığıyla felsefe tarihinin önemli düşünürlerine sordum.

Ayşe Acar

Yapay zekânın insanların yapıp ettiği işlerin büyük bir bölümünü devralacağı aşikâr. Mekanik ve rasyonel işler dışında edebiyata, şiire, sanatın her dalına yönlendirildiklerini de biliyoruz. Jean Baudrillard’ın deyimiyle insan “ortadan kaybolma sanatı”nı sonunda icat emiş gibi görünüyor.

Platon yaşıyor olsaydı bu olup bitenlere acaba ne derdi? ChatGPT’ye bu soruyu sordum hatta işin içine Aristoteles’i de kattım. “Platon ve Aristoteles yaşıyor olsalardı yapay zekâda bilinç konusunu nasıl değerlendirirlerdi?” Aldığım yanıt şöyle:

“Platon insan bilgisini idealara ulaşma süreci olarak görür. Platon için bilinç, ruhun bir işlevidir ve ruh idealar dünyasıyla bağlantılıdır. Yapay zekâ maddi dünyanın bir ürünü olarak, bu ruhsal ve idealar dünyasına erişemez. Bu yüzden Platon yapay zekânın gerçek bir bilince sahip olamayacağını savunurdu.”

ChatGPT’nin yazmadığı birkaç ayrıntıyı hemen ekleyeyim: Platon’da ruh yani “psukhe kozmos” psukhe’nin bir tür sıkıştırılmış biçimidir, maddi dünya bilinçsiz değildir. Platon, felsefesini idealar ve doksa şeklinde ikili bir okumaya tabi tutmak yaygın bir hatadır, yapay zekâ aynı hatayı yineliyor. “Platon yapay zekânın gerçek bir bilince sahip olamayacağını savunurdu” tespiti şu açıdan onaylanabilir, makineler tarihsel bir deneyime sahip değildir, onların bilinçdışı tecrübeden yoksun olmaları (Platon’un mağarası) insan bilincine benzer bir bilince sahip olamayacaklarını bize gösterir.

Şimdi ChatGPT’nin Aristoteles için verdiği yanıta bakalım:

“Aristoteles’e göre zekâ, insanın doğasında olan bir yetenektir ve pratik ve teorik olarak ikiye ayrılır. Pratik zekâ karar verme ve sorun çözme yeteneğidir ki bu yapay zekâ ile kıyaslanabilir. Ancak Aristoteles için bilinç sadece bilgi işlemden ibaret değildir. Aynı zamanda duygular ve etik değerler de içerir. Yapay zekâ bu yönlerden eksik kalabilir.”

SIRA HEGEL’DE

Aristoteles temkinli yaklaşıyor konuya. Şu tespit oldukça önemli: “Bilinç sadece bilgi işlemden ibaret değildir.” Cümlenin devamında belki şöyle demek daha anlamlı olabilir, bilinç aynı zamanda özbilinç ile karşılıklı etkileşime giren ve tini deneyimleyen şeydir. Aklıma hemen Hegel geliyor tabii. ChatGPT’ye bu kez şunu soruyorum: “Hegel’de tin kavramının bilinç ve özbilinçle ilişkisi nedir?”

ChatGPT: “Hegel’in düşüncesinde bilinç, bireyin kendisinin ve çevresinin farkında olmasıdır. Özbilinç ise bilincin kendi bilinci üzerine dönerek kendisini nesne olarak alması ve kendi farkındalığına ulaşmasıdır. Bu aşamada bilinç kendi bilincinin farkında olur ve böylece özbilinç haline gelir. Hegel’e göre özbilinç kendisini ancak başka bir bilinç tarafından tanındığında tam olarak gerçekleştirir. Bu tanınma süreci özbilincin hem kendisini hem de başkasını tanımasını içerir. İki özbilincin karşılıklı tanınması tinin oluşumunun temel taşlarından biridir.”

Hegel’in yapay zekâda bilinç konusunu nasıl değerlendireceğini bize ilk cümle söylüyor: “Bilinç, bireyin kendisinin ve çevresinin farkında olmasıdır.” Yapay zekâ çalışmalarında içinde bulunduğumuz aşama için şunu söylemeliyiz: Yapay zekâ çevresinin farkında (göreceli olarak) ama kendisinin farkında değil. Makinelerin kendilerine ait bir kendilikleri olacak mı? Bu henüz yanıtı olmayan bir soru olarak ortada duruyor. 

Tüm bu yazışmalardan ChatGPT’nin felsefe yapabildiğini söyleyebilir miyiz? Hayır söyleyemeyiz. Düşünme üzerine düşünme faaliyeti olarak felsefe verilerin art arda sıralanması değildir, edimselliği şart koşar. Felsefe öğrenilen değil diyalogos evreninde (iki özbilincin karşılaşması) yapılan bir şeydir.