Can Oflaz: Sahnede kendimle buluşuyorum

Müzisyen Can Oflaz, hayatın herhangi bir döneminde durmanın, soluk almanın, kendine dışarıdan bakıp yeniden başlamanın getirdiği zenginliğin farkında. Kendiyle hesaplaşmanın değil, kendini aramanın peşinde. Sahne bu yüzden onun için çok özel. Çünkü sahnede kendine en yakın haliyle buluşuyor.

Ali Deniz Uslu / Cumhuriyet

Can Oflaz uzun bir aradan sonra “Yanamam” şarkısı ile döndü. Sözü, bestesi ve düzenlemesi Oflaz’a ait bu şarkı armonisi, ses örgüsü ve akılda kalıcılığı ile yeni albüm öncesinde ki değişimin de habercisi. Can Oflaz’ın müziği zamandan bağımsız türden, rahat ve sarsıcı. Dinleyici ile bağlantı kurabiliyor. Kendini dinletmekten sıkmıyor. Sanatçı, kendi deyişiyle ifade etmek istediği duyguları farklı yollardan anlatmayı iyi biliyor. Armoniler, melodi ve ritimle de bunu destekliyor. Şarkıları kulağa müzikli öyküler gibi geliyor, ama Oflaz müziğini görsel dünyasıyla da zenginleştiriyor.

• “Aşk mı Meşk mi?” çalışmanızdan sonra uzun bir ara vermiştiniz ve “Yanamam” ile döndünüz. Neler yaşadınız, nasıl geçti bu süreç?

Aslında ara vermemin en büyük sebebi pandemiydi. Hepimizin hayatında olduğu gibi büyük bir değişikliğe gitmek zorunda kaldım. Ama şu an dönüp baktığımda “iyi ki ara vermişim” diyorum, çünkü tüm bu süreç önce kendime, sonra da üretimime çok iyi yansıdı.

• “Yanamam” yüzde 100 size ait bir eser. Söz, müzik, düzenleme… Bunun sizde ki karşılığı nedir?

Aslında burada beni heyecanlandıran kısım, ifade etmek istediğim şeyi birkaç farklı yolla aktarabiliyor olmak. “Hayal” albümüm cover şarkılardan oluşan bir albümdü, ama tüm aranjmanlar benimdi. Yani Sezen Aksu’nun bir melodisinin etrafını farklı armoniler farklı, bir sound ile besleyerek aktarıyordum ve aynı zamanda kendime de ait bir şarkı haline getiriyordum. Yanamam’la birlikte bunu, sadece aranjmanla değil, tam olarak benden çıkan söz-müzik ve düzenlemeyle aktarmaya başladım.

 • Müzik dünyası artık görsel evrenle iyice bütünleşti. Siz bu sınırı nasıl belirliyorsunuz ya da nasıl bir hayal alemi kurmak istiyorsunuz?

Hiçbir zaman birbirinden ayrı görmedim bu ikiliyi. Çocukluğumuzda dinlediğimiz şarkıları hatırlarken beraberinde aklımıza görsel dünyaları da gelir. ‘Guns N Roses - November Rain’ dediğimiz zaman hemen aklımıza Slash’in efsane sahnesi, Michael Jackson’ın herhangi bir şarkısında da direkt aklımızda klipler ve koreografiler belirir. Kendi dünyamda da bu hep böyle ilerlesin istiyorum.

• Yeni şarkınız “Yanamam”da aşkın yükünden yorulmuş, belki de usanmış bir hikaye var. Yalnızlık da ağır hissediliyor. Salgın süreci de sanırım hepimizin üstünde büyük yıkımlar yarattı.

Zor bir süreçti gerçekten. Ama bir o kadar da durmanın önemini, ve kendimize dönmenin değerini hatırlattı bize. Aslında yaşadığımız günlük sorunların, dertlerin vardığı yer genelde kendimiz oluyoruz. Bunu fark etmeye niyet etmek kıymetli.

 • Müziğinizde, şarkılarınızda hep bir arayış var. Ama sanırım aradığınız cevap değil arayışta olmak, ulaşılacak yer değil yolun kendisi siz gibisiniz. Ne dersiniz?

Çok güzel bir bakış açısı! Dürüst olmam gerekirse bunun da doğru cevabını gerçekten bilmiyorum, ama varılacak bir yer için yola çıkmaktansa yolda olmak için yola çıkmanın heyecanını daha çok yaşıyorum diyebilirim.

• Sezen Aksu’dan Mehmet Güreli’ye, Duman’dan MFÖ’ye pek çok ünlü ismin şarkısını farklı bir anlayışla coverlamıştınız. Cover işi de malum riskli, çünkü şarkının bilinen haline bağlılık bu coğrafyada yüksek. Nasıl ilerliyorsunuz bu çalışmalarda?

Aslında bir formülüm hiçbir zaman olmadı. Tek derdim, “Bu şarkıyı ben yazmış olsam nasıl bir düzenleme yapardım?” sorusuna cevap bulmaktı.



• Daha sonra “Hayal” albümünüzde de yer verdiğiniz “Fikrimin İnce Gülü” benim aklımda. Var mı böyle ters köşe yeni çalışmalarınız?

O şarkıdaki beni heyecanlandıran şey, dediğiniz gibi mevcut bir yapıya bambaşka ve “ters köşe” yaklaşım olmasıydı. Bana sorarsanız Yanamam da klibiyle ve sound'uyla kariyerimde bir ters köşe etkisi yarattı dinleyicilerimde. Çünkü şu ana kadar gitarı elimden bırakıp dans ettiğim bir klibim olmamıştı.

• Loop tekniğine büyük emek verdiğiniz ortada. Sizin için bu tekniği özel kılan nedir? Yeni albüm şarkılarını bu şekilde sahnede nasıl paylaşacaksınız, nasıl bir ekip olacak ya da olacak mı?

Evet, pandemiden önce sahneye tek başıma çıkıyordum ve birçok farklı şehirde, ülkede bu şekilde konserler verdim. Şimdi Yanamam’la birlikte sound’um başka bir yere evrildi, bunu bir orkestrayla sahneliyorum. Fakat yine loop tekniğinden faydalanıyoruz. Şu an sahne üstünde 3, sahne arkasında 10 kişiyiz.

• Çıkmayanın pek anlayamadığı bir ilişki sahne ve sanatçı ilişkisi. Sizin sahnedeki ruh haliniz nasıl?

Sanırım en mutlu, en kendim olduğum hallerimden birisi oluyorum sahnedeyken. Sanki her şeyi olması gerektiği gibi hissediyorum. Açıkçası çok hevesliyim bu sene vereceğimiz konserler için.

• Müzisyenliğiniz kadar aranjörlüğünüz de var. İkisi arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Kariyerimin şu anına kadar iki farklı yönüm birbirinden hiçbir zaman çalmadı, aksine birbirini hep besledi. Aranjör olarak bu kadar gelişmeseydim “Yanamam” gibi bir şarkı çıkmayacaktı. Farklı sanatçılarla çalışmak da aynı şekilde hep besliyor beni.

• Ve son olarak sahne ve yeni şarkılar. Önünüzde neler var?

Yanamam, 10 şarkılık bir albümün ilk şarkısı. Şu an aktif bir şekilde bunlara çalışıyorum. Çok yakında yeni şarkım gelecek, hemen sonrasında da sahnelerimiz başlayacak. Uzun bir ara oldu ama ürettikçe ve paylaştıkça, beklemeye değdiğini hissediyorum.