Bugünü anlatıp yarına ışık olmak: 'Hayatın kendisi gibi hikâyeler'
Onu en son Kırmızı Oda dizisi ile ekranlarda görmüştük. Uzun yıllardır hem tiyatro sahnelerinde hem de televizyon dizilerinde birbirinden farklı karakterlere rol veren Esra Ronabar, yeni projesi Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi ile izleyiciyle buluşuyor.
Berrin KaradenizTürk dizi tarihinde edindiği hayran kitlesiyle diğer yapımlardan belirgin bir biçimde ayrılan Behzat Ç., beşinci sezona “Çekiç ve Gül” açılımıyla giriyor. İlk bölümü ile 6 Aralık’ta BluTV’de izleyenleri selamlayan dizi, belli ki yine çok konuşulacak.
Biz de Behzat Ç.’nin yeni öyküsünde Engin karakterini canladıran Esra Ronabar ile bir araya geldik ve kendisine yeni karakterin serüvenini, kült bir dizi haline gelen Behzat Ç.’de yer almanın duygusunu ve yaşama dair sorularımızı sorduk.
-
İlk yayımlandığı dönemden bugüne önemli bir hayran kitlesi
yaratan Behzat Ç.’nin yeni öyküsü “Çekiç ve Gül”
dizisinde sizi Engin rolüyle izleyeceğiz. Bu projede sizi çeken
şey ne oldu?
Birey olarak içinde bulunduğum zamana ve
yaşadığım coğrafyaya ait dertlerimi, yüreğimi sıkıştıran
durumları gördüm senaryoda. Sevgili Ercan Uğur bu durumlara
farklı açılardan bakabilmiş, bu da hikâyenin
ana çatışmasını gerçek, dolayısıyla dramasını kuvvetli
kılmış.
Oyuncu olarak çatışmanın bir tarafı olmak her zaman
heyecanlandırıyor tabii ki. Bununla beraber, yaşamakta
olduğum çağa
tanıklığı drama yoluyla yapabilmek yani bugünleri anlatmak
yarınlara ışık olur inancıyla içinde yer almak istedim bu
projenin.
-
Behzat Ç. ekibine
bu sezon dahil oldunuz. Böyle kült bir dizinin kemik kadrosunda
olmak sizin için nasıl bir deneyim oldu?
Anlattığı
hikâyeye,
canlandırdığı karaktere sahip çıkan meslektaşlarla bir araya
gelmek her zaman kuvvetli bir sinerji oluşturur.
Bu da seyirciye mutlaka geçer. Umarım bu beraberlik, inandığımız
hikâyemizin
daha çok kişiye ulaşmasını sağlar.
DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM MECBURİ
-
Behzat Ç. hikâyelerinin
güncelliğini koruduğu bir gerçek. Anlattığı, eleştirdiği
sistem ne yazık ki sürüp gidiyor. Toplumun hemen her alanına
sinmiş çürümüşlükten sizce nasıl kurtuluruz?
"Özgür"
olmakla. Ancak özgür ruhlar sorgulayabilir dünü ve bugünü.
Kendini, isteklerini, hayallerini, dertlerini korkusuzca ifade
edebilmek farkındalığı yaratır. Farkındalıksa seçim şansı
tanımaz. Farkındalık değişim ve dönüşümü mecbur kılar.
Değişmeyen, tabuları çok olan, yeniye açık olmayan, kendine
ezber ettirileni sorgulama cesareti bulunmayan yani özgür olmayan
bireylerin oluşturduğu toplumların çürümesi çok normal değil
mi?
- Dizide
yasadışı işleri de bulunan kudretli bir ailenin yasal işlerini
yürüten birini oynuyorsunuz. Engin karakterini siz nasıl
anlatırsınız?
Eril
bir dünyada suçluların arasında "onlar" gibi olmadan
var olmak, masum kalabilmek için verdiği mücadele şekli, Engin’i
bizim hikâyemizin
trajik karakteri yapıyor. Taşıdığı bir yük var ve bu
hikâyemizin
sırrı olmakla beraber onun hem en büyük acısı hem de en büyük
mutluluğu. Bu dualiteyi her an yaşayan biri olarak
Engin’i
hayat hep eşiklerde sınıyor. Bu da onu oynamayı çok zevkli
kılıyor.
- Bu zamana kadar oynadığınız
karakterlerin içinde Engin nasıl bir yere oturur?
Hikâyeler
ve karakterler hayat gibidir. Değmesine izin verirsen çarpar,
yıkar, parçalar ama mutlaka değiştirir dönüştürür. Oyuncuya
değdiği kadar seyirciye değer. Bu yüzden kendimi hikâyeye
teslim ettiğim ölçüde değişip dönüşeceğimi bilirim.
Gündelik hayatta deneyimleyemeyeceğim pek çok şeyi güvenli bir
ortamda, karakterin içinde hikâye
dolayısıyla deneyimlemek mesleğimi sevme nedenim. Bu yüzden her
oynadığım karakter benim için çok heyecan verici.
-
Eşiniz Barış Falay da sizin gibi oyuncu. Bu durum yaşamınızı
kolaylaştırıyor mu?
Çalışma saatlerimizin uzunluğu
dışında, aynı mesleği yapıyor olmamız her zaman birbirimizi
beslememizi ve birbirimizin hayatını kolaylaştırmak adına daha
özverili olmamızı kendiliğinden getirdi.
-
Oğlunuz Mavi Rüzgar nasıl bakıyor bu alana, bir gün onu da
sahnelerde görür müyüz?
Hikâyecilik
çok dinamik ve güçlü bir alan. Bugünkü insan olmamızın
temeli. Bu yüzden çok insan bu alana çekiliyor. Mavi Rüzgar'ın
da elbette kendisinin isteğiyle bu alanda olmasını dilerim.
- Yakın geleceğe ilişkin planlarınız, hayalleriniz var mı?
Plan hayatın benden büyük oluşunu kabul etmemek gibi gelir bana hep. Hayallerimse geleceği oluşturma şeklim. Hikâyeciliğin farklı oluşlarını deneyimlemek istiyorum artık.
- Yıl bitmek üzere... 2022’nin sizin için “keşke”leri ve “iyi ki”leri nelerdi?
Keşkem
hiç olmadı benim. Olmayanda, olandan daha çok hayrın olduğunu
hayat hep deneyim ettirdi. “İyi
ki”lerimse umarım çoğalarak devam eder. Deneyimlerimin hepsi
için elbette iyi ki! Bugünkü bana
değişen, yumuşayan, daha çok anlayış içeren “Esra”ya
evrilmemi sağlayan her deneyime iyi
ki!
Ailem, mesleğim ve dostlarım iyi
ki!