Bu filmin yıldızı Jordan değil

Basketbolseverler, Michael Jordan’ı tanıdıkları kadar onun ikonik bir fotoğrafının ve isminin esin verdiği Nike’ın Air Jordan ayakkabılarını da bilirler. Ben Affleck’in yönetmen koltuğunda oturduğu, Matt Damon’un, Viola Davis’le başrolünde yer aldığı Air bu markanın yaratılış öyküsünü anlatıyor. Filmin çıkış öyküsünü bu isimlerden dinleyelim.

Başak Bıçak

“Biri giyene kadar, her ayakkabı sadece bir ayakkabıdır. Sen Michael Jordan’sın, öykün uçmak istememizi sağlayacak.”

1984 yılı, ABD... Air’in hemen girizgâhında karşımıza çıkan ve 80’lere damga vuran bir dizi an, dönemin başkanı Ronald Reagan, popüler olmuş filmler, elimizden düşürmediğimiz oyuncaklar... Arşivin kokusunu hissettiğimiz bu kısa açılışın ardından filmin yıldızı olduğunu düşündüğümüz Matt Damon’la bir basketbol maçında karşılaşıyoruz. Genç oyuncularla konuşan ve Nike’ın basketbol uzmanı olarak görev yapan Sonny, pazar payında Adidas ve Converse’in gerisinde kalan markanın yeni yıldızını arıyor. Sırf bir “koşu ayakkabısı” olarak görüldüğü ve Adidas gibi yeterince “moda” olmadığı için rakiplerine oranla geride bulunan Nike’ın hırslı uzmanı Sonny’nin hedefinde ise o yıl NBA’e yeni giriş yapmaya hazırlanan Michael Jordan var. Ancak sıkı durun; bu film bir Michael Jordan filmi değil. Prime Video’da gösterime giren Ben Affleck imzalı Air, dünyaca ünlü “Air Jordan”ın çıkış fikrine yaslıyor sırtını. Ancak öykünün yıldızı Michael Jordan değil, annesi Deloris Jordan!

Çünkü Matt Damon’la açılan anlatı kısa bir süre sonra Jordan’ın yüzünü dahi göstermeye gereksinim duymadan tümüyle onun sevdiği insanlar üzerine odaklandığında Air’in asıl niyet görünürlük kazanıyor. Neticede bir ayakkabının üzerindeki simgeden bile kim olduğunu tanıdığımız ikonik bir ismin yeniden tanıtımına ihtiyaç yok. Ancak babasını ve özellikle annesini tanımak hayranları için merak uyandırıcı olabilir, nitekim öyle de olmuş... 

Peki, bu süreç nasıl işledi ve Deloris Jordan nasıl Air’in yıldızı oldu? Gelin, bu yolculuğu filmin yönetmeni Ben Affleck ile oyuncular Viola Davis ve Matt Damon’dan dinleyelim... 

Ben Affleck: Aslında, Michael’la konuşana kadar nasıl bir film çekmek istediğimi bilmiyordum. Fakat sonunda çok cömert biri olduğunu anladım. Bilirsiniz bazı insanlar vardır, “Şunu başardım” veya “bu konudan kesinlikle bahsetmelisin” diye ısrar ederler. Michael, bunu yapmadı. Rica ettiği tek şey, kendisi ve öyküsü için önemli olan insanların filmde yer almasıydı. Başlangıçta, bu film tamamen Michael’ın kendisine odaklandığımız bir film olacaktı. Ancak “Portland’a gitmek istemedim. Kırmızı bir Mercedes için ömür boyu ayakkabı haklarımı verirdim ama annem bana gitmemi söyledi” dediğinde fikrimi değiştirdim. Michael çok etkileyici ve güçlü bir adam. Gerçekten de Olimpos’ta yaşayan biriyle beraber olmak gibi. Fakat annesi hakkında konuştuğu zaman hayranlığını, saygısını ve sevgisini hissettirebilen de bir adam. İşte o an bu filmin, Deloris Jordan’ın Michael için ne anlama geldiği hakkında bir öykü olması gerektiğine karar verdim. Eğlence dünyası, bu dünyaya genç yaşta atılan insanlar için kafa karıştırıcı olabilir ve bu büyük bir rehberlik gerektirir. Ben, Michael’in rehberinin Deloris olduğunu anladım ve hikâyenin ana karakteri olması gerektiğine karar verdim.

Viola Davis: Evet, Deloris öykünün odağı… Eğer Deloris Jordan’ın videolarını izlerseniz Zen sakinliği üzerine çalışmış olduğunu görürsünüz. Çok kararlı ve sessiz bir kadın. Kızdığında bile, muhtemelen çok kararlı olduğunu hayal ediyordum. Her zaman diken üstündeydim. Bu nedenle Deloris’ı canlandırmak yaşadığım en önemli deneyimlerden biri oldu.

Matt Damon: Benim açımdan her şey senaryoyla başladı. Daha sonra da Michael’la tanıştık. Gerçekten de Jordan, göz korkutucu bir adam ve bir ikon. Ben Affleck, Michael Jordan annesinden söz ederken yüzünde daha önce hiç görmediği bir ifade olduğunu söyledi. Ve bu sayede hepimiz artık filmin konusunun ne olduğunu anlamıştık.

PUANIM: 7/10