Bitkisel temelli mutfaklar çoğalıyor!

30 yıl önce veganlığa ilginin bu kadar artacağını söyleseler, mutlu olurdum ama inanamayabilirdim. Özellikle de Türkiye gibi kebap kültürünün yaygın olduğu bir ülkede, o dönemde bunları hayal etmek oldukça zordu. İnsanlığın hayvanlara, doğaya ve kendi türüne verdiği zararın farkına varması, dijitalleşen dünyada bu farkındalığın hızlı yayılmasıyla geçmişte düş olanlar gerçek olmaya başladı. 

İstanbul’da tümüyle bitkisel temelli menü sunan restoranlar arasına iki mekân daha eklendi. Birisi Cihangir’de, diğeri ise Bomonti’de... Bana heyecan veren deneyimler yaşatan bu iki restoran da kentin yeme içme kültürünün geliştirilmesi ve tüketim alışkanlıklarına dair bilinç yaratılması bakımından çok değerli birer katkı.

VEGAN DÜKKAN LOKANTA

18 yıl önce Cihangir’de açılan Vegan Dükkan, Türkiye’nin yalnız ama kararlı veganları için tam bir kurtarıcıydı. Hem başka yerde bulamadığımız gereksinimlerimizi karşıladı hem de kendimize yakın bulduğumuz insanlarla ayaküstü lafladığımız sıcak bir ortam sundu. 

Kendisi de etik vegan olan Tarkan Aparı, Vegan Dükkan’ı bunca yıl ayakta tutmayı başardı; kısa bir süre önce de dükkânın yanına Vegan Dükkan Lokanta’yı açtı. Ürünlerin temiz içerikli olmasına gösterdiği özeni lokanta için de gösterdi; özel menü oluşturuldu. 

Dükkândaki gibi samimi bir havası olan lokantada; ketojenik kabak pizza, hünkâr beğendi, lahana sarması ve tiramisu dikkat çeken lezzetlerden... Günün yemeği ise hep sürpriz, mevsime göre değişen sebzelerle hazırlanıyor. Menünün en önemli özelliklerinden biri de büyük ölçüde glütensiz olması.

Çok güzel lezzetlerle dolu restoranın vegan bir ekiple işletilmesi ve temizliğinde kullanılan her maddenin de sömürüsüz vegan ürünler olması, arıtılmış su kullanılması etik değerlere bağlılığın göstergesi. (instagram.com/vegandukkanlokanta)

BOMONTİ’DE OLAĞANÜSTÜ SÜRPRİZ

Son yıllarda ünü giderek artan Bomonti’de, kentin oda sayısıyla en büyük oteli olan Hilton Bomonti’de bitkisel temelli bir restoran açıldı. 

Üç yıldır otelde aşçıbaşı olarak görev yapan Alexis Atlamazoğlu’nun çabasıyla açılan Boon Restoran, alışılmış otel mutfaklarındaki yaklaşımı aşan, yaratıcı bir menüye sahip. Bitkisel mutfağın hayal gücünü çalıştırmaya yaradığını söyleyen şef, Boon’daki menüden duyduğu mutluluğu, “Biz 100 metre değil, maraton koşucusu olmalıyız” diyerek anlatıyor.

Otel zincirleri içinde bir ilk olan bu girişim, otelin yöneticileri tarafından da çevre duyarlılığı, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk açısından önemseniyor. Bunun sonucu olarak, misafirlere ücretsiz arıtılmış su sunuluyor, geri dönüştürülmüş kağıtlara basılan menüler kullanılıyor.

Mekânın veganlar için önemli olan özelliği ise hiçbir hayvansal maddenin kullanılmadığı ayrı bir mutfağa sahip olması. Boon, karışık bir mutfakta hazırlanan bitkisel seçenekleri sunan bir restoran değil; yemekler tamamen bitkisel bir mutfakta hazırlanıyor; çatal, kaşık, tencere gibi kullanılan gereçler de ayrı.

“Boon’da ne yenebilir” derseniz; tahin çorbasını, bazlama ekmeğiyle birlikte meze üçlemesini, tahinli brownie ve ev yapımı buzlu çayları deneyin derim.