Bir Büyükada aşkı
15 yıl gizli gizli buluşarak aşklarını sürdüren Bedia ve Niko’nun öyküsü...
Ebru BozcukTarih, 11 Şubat 1929... Beyoğlu’nda bir pastane. Kalpleri yerinden fırlayacakmış gibi atan iki genç: Bedia ve Niko. Büyükada’da süren gizli bakışmalardan sonra ilk buluşma sonunda gerçekleşir. Niko buluşmaya o günün uğruna inanarak 11 çiçekli bir buketle gelir. Bedia kışları İstanbul’da, yazları da Büyükada’da geçiren zengin bir ailenin kızıdır. Niko ise Büyükada’da yaşayan İstanbullu bir Rum delikanlısıdır. Aşklarındaki ilk engel Bedia’nın babası olur. Evliliğe karşı çıkan babasını üzmemek için 15 yıl ilişkilerine gizli buluşmalarla devam ederler. Babasının ölümünden iki yıl sonra evlenirler. Bedia artık çok mutludur, Niko’suna kavuşmuştur. Ne var ki o kara güne kadar...
1964 yılında çıkan bir kararla, Yunan pasaportlu Türk vatandaşı Rumların, iki ay içinde, sınırlı bir kaç (birkaç) eşya ile ülkeyi terketmesi istenir. Ve Niko da gitmek zorunda kalır. Bedia, eşi Niko Cavuri’nin Türkiye’den apar topar gönderilmesinin ardından çok sevdiği adasından da ayrılmak durumundadır. Üç ay sonra Büyükada’daki konağı kapatıp Atina’ya gider. Her ne kadar Niko’sunun yanında olduğu için mutlu olsa da İstanbul'u, adayı hep çok özler. 1965 yılının Haziran ayında günlüğüne şu satırları yazar:
“Bu sabah uyanınca kendimi adada zannettim. Deniz ve çam kokusu bana adadaki evimizin bahçesini hatırlattı. Sanırım adayı çok özledim. Kimbilir Niko da ne kadar özlemini çekiyor bahçesinin. Fakat belli etmiyor.” 25 Haziran 1965, Lutraki...
HEP NİKO’YU BEKLEDİ
Sonrasında Bedia Atina’da vaftiz olur ve “Agapi” (sevgi) adını alır. Bir kaç yıl sonra Niko’nun işleri bozulur ve bu yüzden 1967’de Büyükada’daki konağı satmak zorunda kalırlar. Ada ile son bağları da böylece biter. Bedia adasını ve İstanbul’u hiç unutamaz ve eşini kaybettikten sonra da uzun süre kendine gelemez. Evlilikte çocukları da olmamıştır. Kocasının ölümünden sonra her 11 Şubat’ta 11 çiçekli buketiyle Nikosu’nu bekler. Yaşamının sonu yalnızlık içinde geçen Bedia son günlerinde, “Bir şey ister misiniz” diye soranlara “Ölümü” diye cevap verir olmuştur.
Çünkü Niko’suz nefes bile alamaz durumdadır. Bir süre sonra sahip olduğu her şeyi bağışladığı huzurevinde yaşamını kaybeder. Geriye albümleri ve 65 yıl aralıksız tuttuğu günlükleri kalır. Ve bir de başucundaki kristal vazoya koyulmuş 11 çiçekli buket... Geriye söylenecek tek bir şey kalıyor: Sevgi hep var olsun, aşk hep var olsun. Bedia ve Niko’ya selam olsun...