Bilinçli farkındalığın peşinde…
Batı’da bilinen ve ülkemizde de çok kullanılan ismiyle mindfulness kavramı artık büyük bir endüstrinin başlığı.
Ömür TanyelSon yılların bilindik kavramlarından biri mindfulness. Her ne kadar dilimize “bilinçli farkındalık” olarak geçse de pek çok yerde hâlâ İngilizce haliyle kullanılmaya devam ediliyor. Düzenlenen eğitimlerin neredeyse tamamının “mindfulness eğitimi” ve eğitmenlerin de “mindfulness eğitmeni” olarak kendilerini adlandırmaları içerikten önce dil konusunda bilinçli farkındalığı henüz yakalayamadığımızın işareti. Kimbilir, konunun Batı dünyasında ulaştığı yer düşünülünce belki böylesi daha havalı oluyor ve daha fazla müşteri çekiyordur.
Bilinçli farkındalık, çoğunun alanı tıp ve psikoloji olan akademisyenler tarafından tanımlanmıştır. Kavram, yaşanmış ya da deneyimlenecek olayların etkisine kapılmadan yaşanılan anı kabullenerek onaylamak, içselleştirmek şeklinde açıklanmaktadır. Kişinin tüm dikkatini o anlarda deneyimlediği şeye vermesi temel prensiptir. Bu süreçte birey kendisini gözlemleyerek davranışlarına odaklanır. Yaşadıklarını yargılamaksızın kabul etmek kişinin yaşanılanlara farklı açılardan bakmasını sağlayacağından yaşamını olumlu etkileyeceği düşünülmektedir. Yani birey kendisine yönelik olumsuz eleştiri ve yargılamaları bırakarak kendini anlama ve kabullenme safhasına geçebilmektedir. Bu durum bireyin kendisine yönelik olan şefkatini artırmaktadır.
Farkındalık, Hindu ve Budist geleneklerinin önemli bir unsuru olan “sati” kavramından türemiştir. “Sati”, ‘’belle’’ veya ‘’akılda tutma’’ anlamlarını taşır. Budist felsefede kavram "gözlemlediklerini hatırlamak" olarak karşılığını bulur. Yalnız Budizm’de değil Hindu, Taoist gibi diğer geleneklerde de zihni olumsuz düşüncelerden arındırmak için tasarlanan yoga ve meditasyon uygulamalarının birleşimi olarak gelişmiştir. Sonrasında değişik uygulamalarla da olsa diğer din ve kültürlerde de yerini bulmuştur. Batı dünyasının kavramları keşfi uzun yıllar öncesine dayanmaktadır ancak bunun bir kişisel gelişim alanı olarak ele alınması 20. yüzyılın başını, bazı ruhsal bozukluklarda tedavi edici bir yöntem olarak düşünülmesi aynı yüzyılın sonunu buldu.
Peki nasıl bilinçli farkındalığı yakalayacağız? Geleneksel farkındalık meditasyonu uygulamalarının en bilineni yogadır. Tai chi, çigong ve benzeri uygulamalarda kullanılabilmektedir. Sonuçta hepsinin ortak noktası bireyin amacına yönelik, bedenin ve nefesin ve zihnin farkındalığına varmayı deneyimlediği bir durumu sağlamaktır. Tabii ki günlük yaşamda bu uygulamalara zaman ayırmak hep mümkün olmayabilir. Zihnin, eğitimi sonrası günlük eylemlere devam ederken anda kalmak ve odaklanmak da mümkündür.
AĞRI VE DEPRESYON
Günümüzde bazı ruhsal problemlerde farkındalık uygulamaları etkin olarak kullanılmakta. Konu hakkında yapılan nörofizyolojik çalışmalar ilgi çekicidir. Brown Üniversite’sinde yapılan çalışmalarda farkındalık uygulamalarının, beynin ağrı gibi duygular ve depresif hislerde düzenlemede görevli duyusal kortikal alfa dalgaları üzerinde denetim sağlayabildikleri açıklandı. Stres konusunda yapılmış çalışmalarda ise meditasyonun kaygı oranlarını yüzde 39’a kadar azalttığı bulundu.
DİKKAT VE ODAKLANMA
Sağlık alanı dışında yapılan diğer bir araştırmada farkındalık meditasyonunun dikkat ve odaklanma becerilerini geliştirdiği gösterildi. Ayrıca yaratıcı düşünme kapasitesinin artabildiği de yayımlanan bulgular arasındadır. Bilişsel işleyiş, duygusal zekâda gelişme, otokontrol ve duyguları yönetmede artış yine bilimsel olarak ortaya konmuş durumlardır. Duygusal zekâ, bireyin diğerlerinin duygularını anlaması (yani empati), yorumlaması ve bilişsel süreçlere aktarması olarak açıklanabilir. Bir başka çalışmada ise sekiz haftalık eğitim programının empati düzeylerini artırdığı da gösterildi. Beyindeki değişimler görüntüleme yoluyla araştırıldığında beynin ilkel bölümlerinden ve duygusal tepkilerin oluşmasında öncül role sahip amigdala aktivasyonundaki azalma belirgin olarak izlendi.
Budizmin kişinin kendini keşfine giden yolculuğunda ilk sırada yer verdiği farkındalık endüstriyel toplumlara yayılınca kapitalizmle de tanıştı. Yapılan çalışmalarda farkındalık ile azalan stresin çalışanlarda iş veriminin arttığının gösterilmesi yeni bir iş alanının doğmasıyla sonuçlandı. Fiziksel ya da çevrimiçi düzenlenen “her keseye göre” kurslara insanlar “kendilerini bulma amacıyla” davet edildi. Farkındalık ile ilgili olarak dünyada 4 milyar dolarlık bir endüstri oluştuğu söyleniyor. Amazon’da satılan 60 binden fazla kitap başlığı “Mindful” kavramıyla başlıyor.
Bireysel faydalarını inkâr etmemekle beraber görülmesi gereken bir gerçek ise kapitalizmin getirdiği tüm sorunları göz ardı ederek çözümü bireyin kendi sırtına yükleme gayretidir. Üzerinde en çok çalışılan kavramlardan olan stres ve depresyona yol açan tüm dışsal faktörler sadece gözleri kapatıp, nefes kontrolü yapıp, ana odaklanarak çözümlenebilir mi acaba?
Kaynakça;
1. F. Zeidan, Neural Correlates of Mindfulness Meditation-Related Anxiety Relief. Social Cognitive and Affective Neuroscience, 2013
2. Catherine E. Kerr, Mindfulness starts with the body; Neuroscience, 2013; 7
3. Lingling Zhang, Economic Evaluations of Mindfulness-Based Interventions: a Systematic Review; Mindfulness (N Y). 2022; 13(10): 2359–2378