Aşıkların kenti Verona
Kuzey İtalya turunda yolumuz bu kez, sokakları tarih ve aşk kokan güzelim kent Verona’da.
Aylin Ayaz Yılmaz
UNESCO’nun “Dünya Mirası” Listesi’nde yer alan romantik
Verona kenti, Milano ile Venedik arasında, Po Ovası’nda yer
alıyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde inşa edilmiş ve korunmuş
binaları, Ortaçağ’a ait sarayları ve kiliseleri, Roma ve Yunan
döneminden meydanlarıyla tarih Verona’da yaşıyor.
Verona
deyince akla hemen Letters to Juliet (Aşk Mektupları) filmi
geliyor. İtalya'da tatilde olan Amerikalı bir kız üzerinde
"Juliet'e Mektup" yazan bir mektup bulur ve ardından
mektupta adı geçen aşıkları bulmak için yola koyulur.
ROMEO VE JULIET
Filmin geçtiği sahneleri bulmak, İngiliz yazar William Shakespeare’in oyunuyla ölümsüzleşen iki gencin, 16. yüzyılda Verona’da yaşadıklarına inanılan mekânların keşfi için yollardayız. Düşman ailelerin aşık çocukları Romeo ve Juliet, Verona için gerçek birer simge. Via Cappello Caddesi, 23 numarada yer alan Juliet’in evinin, 13. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişi var.
1905 yılında belediye
tarafından satın alınmış ve yenilenmiş. Juliet’in Romeo’suyla
konuştuğu meşhur balkon da Shakespeare’in yapıtından
esinlenerek o tarihte eklenmiş. Evin avlusunda yer alan Juliet
heykelinin sağ göğsüne dokunanın şansa veya sonsuz aşka
ulaşacağına inanılıyor. Romeo’nun evi ise Via Arche Scaliger
Caddesi, 4 numarada. Ancak bu ev ziyarete açık değil.
Verona’nın
tek ünlüleri Romeo ve Juliet değil. “İlahi Komedya”nın
yazarı Dante’ye de bir selam vermek mümkün Verona’da. Dante
Meydanı ve heykeli, Düklük Sarayı, Erbe Meydanı, Bra Meydanı,
Adige Nehri, Madonna Verona Çeşmesi, Scaligeri Aile Kilisesi ve
arena da gezilmesi gereken yerler arasında. Dünyanın üçüncü
büyük amfi tiyatrosu olan arena, Verona Arena Vakfı Festivali’nin
gerçekleştiği yer aynı zamanda. Bu festival için dünyanın dört
bir yanından müzik ve opera meraklıları Verona’yı ziyaret
ediyor. Opera zamanı sanırım buralar mükemmel olur.
SIRA GÜNEYİN KEŞFİNDE
Verona’nın, dar keşfe açık sokaklarında Maeve Binchy’nin “İtalyanca Aşk Başkadır” kitabı aklıma geliyor. İtalya; yemekleri, insanları, yaşantısıyla hep gelmek istediğim yerlerden. Bu kez kuzeyi keşfettik ama eminim bu ülkeyle flörtüm bitmeyecek, güneyinde nefis anılara imza atacağım.
Buralardan ayrılmadan önce kadın ve erkeklerin scooter motosikletlerle dolaştığı (sanki en sevdiğim yönetmen Ferzan Özpetek’in filmlerinden bir sahne), her köşesinde çekici kafe ve restoranların bulunduğu Verona’da arenaya yüzümüzü dönüp kahvemizi içerken sokak sanatçılarını ve gelip geçenleri seyrediyoruz. Sahne donuyor bilincimizde. Kim bilir kaç fotoğraf karesinde hangi ülkelere gidiyoruz o an. Resmin görünen yerinde güneşe gözlerimizi kısmış bakarken bizi, beni ve yaşamı düşünüyoruz, düşünmüyor gibi yaparak… Her yolculuk tatlı tatlı vücudumuzu sararken mutluyuz. Her yolculuk kendimize yaklaştırırken bizi yeniden görüşmek umuduyla, sevgiyle kalın…